Türkiye’yi asılsız iddialarla hedef alan Yunanistan’ın, Avrupa Birliği desteğiyle düzensiz göçmenlere uyguladığı zulüm, belgelerle ortaya koyuldu. Yunanistan’a geçmeye çalışan göçmenler, Yunan güvenlik güçlerinin sistematik işkenceleri ve ahlak normlarını hiçe sayan uygulamalarına maruz kalıyor. Göçmenleri Ege sularından Türkiye’ye ittiği, mallarına el koyup botlarını patlatarak ölüme terk ettiği ve işkence uyguladığı defalarca kez kanıtlanmasına rağmen, Avrupa Birliği’nin (AB), Atina’nın vandallığı karşısında üç maymunu oynaması, insan hakları gruplarını çileden çıkarttı. Son olarak duruma Twitter üzerinden paylaşımları ile tepki gösteren İnsan Hakları Gözlemevi’nin (HRW) Avrupa Medya Direktörü Andrew Stroehlein, Atina’nın yasalarını çiğnediğini ve AB’nin bu duruma göz yumarak suç ortağı olduğunu belgelerle ortaya koydu.
Stroehlein, Twitter’daki paylaşımında, Yunan sahil güvenliğinin göçmenleri Türk kara sularına yasa dışı olarak geri itmesinin AB makamlarınca örtbas edildiğine dair Yolsuzlukla Mücadele Ofisi’nin (OLAF) raporuna değindi. Sene başında yayımlanan raporda kayıtlara geçen suçların, bugün hala işlendiği bilgisini paylaşan Direktör, “Sızdırılan rapor, Frontex’in (Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı), Yunanistan’ın göçmenleri Türkiye’ye yasa dışı ve genellikle şiddet yoluyla geri itmelerine nasıl rıza gösterdiğini gösteriyor” dedi.
Raporun sene başında yayınlanması ile Frontex Başkanı’nın istifa etmek zorunda kaldığını belirten Stroehlein, “Geçmiş dönemde işlenen suçlara ilişkin belgeler önceki Frontex Başkanı’nın istifasına neden oldu. Ancak bu suçlar bugün hâlâ işleniyor. Yunan makamları hala göçmenleri Türkiye’ye yasa dışı bir şekilde geri itiyor ve Frontex eskisi gibi göz yummaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Stroehlein, “Temel hakları koruma görevi olan Frontex, bu durum karşısında hiçbir şey yapmıyor. AB yasalarını ihlal ettiği için Yunan hükümetine karşı hukuki süreç başlatması gereken Avrupa Komisyonu da yüz çeviriyor” değerlendirmesinde bulundu. Direktör, sığınma talebinde bulunan herkese fırsat tanınması gerektiğinin ve hiç kimsenin yasal dayanak olmadan geri gönderilemeyeceğinin altını çizdi.
Başka bir belgede göçmenlerin maruz kaldığı haysiyet ve insanlık dışı muameleye ilişkin bir rapor paylaşan Stroehlein, “Yunanistan’da yetkililer çocuklar da dahil olmak üzere göçmenleri Türkiye’ye geri itmeden önce soyuyor” dedi. Stroehlein’ın paylaştığı raporda, Afgan asıllı mültecilerin yakalandıktan sonra soyulduğu, dövüldüğü, işkence uygulandığı, mallarına el koyulduğu, ardından şişme botlara bindirilerek Meriç nehri üzerinden Türkiye’ye itildiği ortaya koyuluyor. Raporda Atina’nın hukuk dışı uygulamaları için tehdit, şantaj ve rüşvet yoluyla Orta Doğu ve Güney Asya kökenli erkekleri görevlendirdiği, bu kimselere maske veya komando bereleri taktırarak yüzlerini gizlediği kaydedildi.
Yunan yetkililerin, uluslararası camiadan gelen çok sayıda uyarıyı kaale almadığını vurgulayan Stroehlein, Birleşmiş Milletler (BM) Mülteci Ajansı, BM Uluslararası Göç Örgütü, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği ve İşkenceyi Önleme Komitesi’nin bu doğrultuda sayısız rapor oluşturduğuna dikkati çekti.
Bunun dışında çok sayıda medya kuruluşu ve sivil toplum örgütünün usulsüzlükleri belgelediğini kaydeden direktör, Yunan hükümetinin araştırma yapanlar üzerinde baskı ve kamuoyunda algı operasyonları ile delilleri karartmaya çalıştığını vurguladı. Atina yönetiminin göçmenlere karşı işlediği suçları haberleştirenlerin tehdit, baskı hatta şiddet ile karşı karşıya kaldığı belirtildi.