Rejim ve Rus katliamları, yeni göç dalgası ve Türkiye’nin “Bahar Kalkanı” harekatı dolayısıyla tüm dünyanın yakından izlediği İdlib krizi dün Moskova’da masaya yatırıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin’in 6 saat süren görüşmesinden “ateşkes” kararı çıktı. Ateşkes gece saat 00.01’de devreye girdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İdlib’de bu gece saat 00.01 itibarıyla ateşkesin yürürlüğe gireceğini bildirdi. Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Kremlin Sarayı’nda gerçekleştirdiği 6 saat süren baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Görüşmelerde özellikle Suriye’deki durumu ve İdlib’deki son gelişmeleri ele aldıklarını bildiren Erdoğan, yaklaşık 6 saat süren bir çalışma yaptıklarını, tesis ettikleri samimi diyalog kapsamında benzer veya farklı görüşte oldukları tüm konuları ayrıntılarıyla görüştüklerini, müzakere ettiklerini söyledi.
Türk-Rus ilişkilerinin derin tarihi köklerine işaret eden Recep Tayyip Erdoğan, 5 asrı aşan bu tarihin güçlü geleneğe sahip iki devletin ve halkın karşılıklı etkileşiminin de tarihi olduğunu ifade etti. “Bu köklü ilişkilerimizi karşılıklı saygı ve ortak çıkar temelinde ilerletmek en büyük arzumuzdur.” diyen Erdoğan, diplomatik ilişkilerin 100’üncü yılının idrak edildiği bu sene üst düzeyli iş birliği konseyinin toplantısı için Putin’i Türkiye’ye beklediklerini vurguladı. 2018 Eylül ayında Soçi’de varılan mutabakat ile İdlib’de nisbi istikrarın sağlandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Soçi Mutabakatı’na göre, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi muhafaza edilecek, bölgeye yönelik saldırıların önlenmesi dahil olmak üzere, statükonun korunması için gerekli tüm tedbirleri alacaktık. Rejimin geçen mayıs ayından itibaren younlaşan ve doğrudan sivilleri hedef alan saldırıları, İdlib’de tesis ettiğimiz sükuneti bozmuştur. İdlib Mutabakatı’nın bozulmasına yol açan gelişmelerin birinci derecede sorumlusu, saldırganlığıyla bölgenin istikrarını da hedef alan rejimdir. Bu bölgede yaşayan 4 milyon insanın tamamının ‘terörist’ olarak ilan edilip, havadan ve karadan ağır bombardımana maruz bırakılmasını kabul etmemiz mümkün değildir.”
- Rejimin zulmünden kaçan ve Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Ofisi verilerine göre sayıları 1,5 milyonu bulan bölge halkının Türkiye sınırlarına yığıldığını belirten Erdoğan, “Rejimin buradaki esas amacının İdlib’i belirli bir kesim açısından insansız hale getirmek ve oluşturduğu göç baskısıyla Türkiye’yi zora sokmak olduğu açıktır. Türkiye elbette böyle bir tehdit karşısında eli kolu bağlı kalacak değildir. İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nin sınırlarına kurduğumuz gözlem noktaları sahadaki durumu kontrol etme değil, sadece ateşkesi takip etme, bu vazifeyle yükümlüdür.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu hususta bizimle hemfikir olduğuna inandığımız Rusya’nın, rejimin iş birliğimizi zedeleyecek eylemlerine göz yummayacağına inanıyorum. Bugünkü görüşmelerimiz, İdlib sahasında attığımız adımları masadaki çabalarımızla pekiştirerek bölgedeki soruna kalıcı çözüm bulma irademizin bir tezahürüdür. Öncelikle en kısa sürede ateşkesi gerçekleştirecek, ardından birlikte kararlaştıracağımız diğer adımları süratle atacağız. Bu gece saat 00.01, yani tam gece yarısı itibarıyla ateşkes yürürlüğe girecektir. Ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için gereken çalışmalar hızla ve etkin şekilde yürütülecektir. Amacımız, bölgedeki insani krizin daha da kötüye gitmesini önlemektir.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihtiyaç sahibi tüm Suriyelilere ön şartsız ve ayrım gözetilmeksizin yardım sağlanması için Rusya ile birlikte çalışacaklarını, ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin güvenli ve gönüllü olarak ikamet yerlerine geri dönüşlerinin kolaylaştırılmasını temin edeceklerini vurguladı.
Üzerinde mutabık kalınan ortak metnin Dışişleri Bakanlarınca açıklanacağına işaret eden Erdoğan, “Türkiye bu süreçte rejimin yapabileceği her türlü saldırıya tüm gücüyle ve tüm sahada cevap verme hakkını saklı tutacaktır. Ve bu süreç içerisinde karşılıklı olarak değerli mevkidaşımla irtibat halinde olacağız, ilgili bakanlarımız birbirleriyle irtibat halinde olacaklar. Suriye krizine, bu ülkenin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği temelinde bir çözüm bulunana kadar Türkiye, Soçi Mutabakatı dahil bölgedeki inisiyatiflerini sürdürmekte kararlıdır. Bir kez daha Cenevre’de kurulan müzakere masasının kalıcı barış ve istikrarın yegane anahtarı olduğunu belirtmek istiyorum. Bugünkü toplantımızın Suriye’deki ihtilafa kalıcı çözüm bulunması çabalarına katkı vermesini temenni ediyorum.” şeklinde konuştu.
Yeni bir statü kaçınılmaz
Bir süre önce bölgede Rusya ile birlikte tesisi konusunda uzlaşıya vardıkları istikrarı sağlamak üzere İdlib’e ilave askeri birlikler gönderdiklerini aktaran Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu: “Artık hem rejimin saldırganlığının önüne geçmek hem de ateşkese riayet etmeyen diğer grupları dizginlemek üzere sahada çok daha aktif bir şekilde yer aldık. Bu süreçte bölgede bulunan Rus güçleriyle koordinasyonu sıkı tutmaya gözen gösterdik. Rejimin doğrudan askerlerimizi hedef alan saldırganlığı sebebiyle yaşanan üzüntü verici hadiselerin ardından İdlib’de yeni bir statünün oluşturulması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bugün Moskova’da Rus mevkidaşım ve ekiplerimizle bu konuyu enine boyuna konuştuk, değerlendirdik. Rusya ile aramızdaki iş birliği ruhu, bugüne kadar Suriye’deki ihtilafa son verilmesine yönelik uluslararası çabalara emsalsiz bir katkı sağlamıştır. Siyasi süreç ve Fırat’ın doğusu gibi boyutları da bulunan çalışma ilişkimizi derinleştirerek sürdürmeyi arzu ediyoruz.
Kritik durumlarda çözüm üretebiliyoruz
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kremlin Sarayı’ndaki 6 saatlik görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte düzenlenen basın toplantısında bir değerlendirme yaptı. Putin, Astana formatı çerçevesindeki çalışmaları devam ettirme niyetini bir kez daha teyit ettiklerini dile getirerek, “Kritik durumlarda her zaman elde edilen mutabakatlara dayanarak uzlaşabilmeyi başarabiliyorduk, çözümler üretiyorduk, bugün de öyle oldu.” ifadelerini kullandı.