ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Türkiye ile ABD arasında yaşanan vize krizine ilişkin açıklamalarda bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, günlük basın toplatısındaTürkiye ve ABD arasında yaşanan vize krizi hakkında soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün yaptığı konuşmada ABD ve Türkiye arasındaki ilişkileri ele alan değerlendirilmelerinin gündeme getirilmesi üzerine konuşan Sözcü Nauert, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasını dinlemediğini fakat, konuşmaya ilişkin "bazı yorumları" duyduğunu ifade etti.
- Sözcü, "Sukunet ve Türkiye hükümetiyle diyalog kurulmasını umut ediyoruz. Dışişleri Bakanı (Rex Tillerson) da dün mevkidaşıyla konuştu. Daha önce Türkiye hükümeti ve bizim hükümetimiz çok sayıda farklı konularda görüşme ve toplantı yaptık." dedi.
Kaygıları da dile getiren Sözcü Nauert, şunları kaydetti:
"Soruşturmalara ilişkin olarak Türkiye'nin bizimle işbirliği yapmak gibi bir niyeti olup olmadığı konusunda çok ciddi kaygılarımız var. Konsolosluklarımızda görevli üç yerel çalışanımız bir şekilde emniyetle alakalı roller aldı. Umuyoruz ki Türkiye, bizim ve kendileri arasında bir mesafe koymaya çalışmıyordur. Bizim hükümetimiz ve onların hükümeti arasında emniyet noktasında iyi bir işbirliğine ihtiyacımız var ve bizim insanlarımızı tutuklayarak bu konuda nerede olduklarına dair soru işaretleri oluşturuyorlar."
- "Türkiye'de Papaz Andrew Brunson ve konsolosluk çalışanlarının FETÖ'yle alakası olduğu yönünde iddialar" olduğu hatırlatılarak bu konudaki yorumu sorulan Nauert, "Türkiye hükümetine yönelttiğimiz sorulardan birisi de bize delil sunmaları oldu. Lütfen, Türkiye hükümetinden bize delil göstererek bu kişilerin Türkiye'nin tabiriyle terörizmle ilişkili olduklarını paylaşsın. Ayrıca bu kişilerin avukatlarıyla görüşmelerine izin verilsin. Bu kişilerin avukatları tarafından temsil edilmeleri ve görüştürülmelerini umut ediyoruz." şeklinde karşılık verdi.
Dışişleri yetkilileri Adalet Bakanı Gül'ün açıklamalarını "duymamış"
Basın toplantısında Türkiye hakkında daha fazla soru alınmaması üzerine AA muhabiri Dışişleri Bakanlığından üst düzey bir yetkiliye Türkiye Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün "Düne kadar herhangi bir başvuru yapılmamıştır. Dün yapılan başvuru neticesinde cuma günü görüşecektir" yönündeki sözleri yöneltilerek, "Görüştülmediğini belirtmiştiniz, fakat böyle bir talepde bulunulmamış, yorumlarınız nedir" şeklinde soru yöneltti.
Silahlı terör örgütü FETÖ'nün 17/25 Aralık 2013'teki kumpasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz'un, haklarında dava açılan eski polis müdürleri ve firari eski savcı Zekeriya Öz ile irtibatı tespit edilmiş ve Topuz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca, ''Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs'', ''casusluk'' ve ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçlarından tutuklanmıştı.
Bunun üzerine ABD Dışişleri Bakanlığı konuya tepki göstermişti. Türk Dışışileri Bakanlığı da Topuz'la ilgili olarak "25 Eylül 2017 tarihinde terörle bağlantılı suçlardan gözaltına alınan ve bilahare tutuklanan söz konusu kişi ABD Konsolosluğunun resmi listesinde kayıtlı personeli olmadığı gibi, herhangi bir diplomatik veya konsüler bağışıklık sahibi de değildir." açıklamasını yapmıştı.
ABD’nin Türkiye'deki tüm ABD diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetlerini askıya aldığını açıklaması üzerine Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği de “ABD’deki tüm misyonlarımızdaki ABD vatandaşlarına yönelik vize işlemleri askıya alınmıştır” açıklaması yapmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'da, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki "Valiler Toplantısı"nda yaptığı konuşmasında konuyla ilgili şu ifadeleri kullanmıştı:
- "Çok açık, net konuşuyorum, bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir. Amerika'nın, Türkiye gibi bir stratejik ortağını, bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez. Buna bizim 'evet' dememiz mümkün değil. Dışişleri Bakanıma onu söyledim, 'Onların aldığı karar metni neyse, gönderdikleri yazı metni neyse kelimesi kelimesine aynını onlara iade edeceksiniz ve aynı şekilde uygulamayı biz de başlatacağız.' ve iki saat içerisinde biz de onu başlattık. Niye? Biz asırlara baliğ olan bir devletiz, biz bir kabile devleti değiliz. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devletiyiz, bunu kabul edeceksiniz. Bunu kabul etmediğiniz takdirde kusura bakmayın, biz size muhtaç değiliz. Biz sizden paramızla silah istediğimiz zaman 'kongre' diyorsun ama terör örgütüne üç beş kuruş para dahi almadan gelip silahı ücretsiz olarak veriyorsun. Niye? 'Türkiye'yi güneyden kuşatalım.' diye. Geri planını söylemiyorum, bunun arka planı da var tabii, ayrı bir konu."