Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin FETÖ elebaşının iadesi konusundaki tutumuna tepki gösterdi. Erdoğan, “Bir teröristi istiyorum ama siz hala direniyorsunuz. Teröristin ne mahkemesi olacak ki? Bunun green kartı varmış. Vatandaşlıktan insanları çıkarmak bu kadar kolay da green kartı iptal etmek zor mu?” dedi
BM Genel Kurulu toplantıları için bulunduğu New York'ta, Türken Vakfı tarafından düzenlenen üçüncü gala yemeğine katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önemli mesajlar verdi. Dünyayı, insanlığı aldatmaya gerek yok. Siyaseti de yapıyorsak dürüst yapacağız, omurgalı yapacağız. Bize yakışan bu. Türkiye'nin uluslararası alanda yaşadığı sıkıntılardan birisi de bu duruşu. Hatta bazı dostlar bile gıyabımızda sırtımızı döndüğümüz zaman bunları konuşuyorlar; 'Ya Cumhurbaşkanı iyi güzel de işte o da çok dik gidiyor, çok sert gidiyor.' Hayır ya ben doğruyu söylüyorum.
“Bizim 'şehitler tepesi' boş kalmadıkça FETÖ'nün terör örgütü, bilmem nesi bu ülkede herhangi bir şey yapamayacak. Bunun bedelini ödeyecekler. Öyle veya böyle ödeyecekler. 241 şehidimiz var. Bunun bedelini ödeteceğiz. Ben inanıyorum ki şu anda Türk yargısı bunun hesabını soracak ve adımlar gerek emniyetle bunun için atılıyor. Tezgah çok farklı bir tezgah ve bu tezgahın içinde neler yok ki.
G20 Zirvesi'nde tüm devlet başkanları 'Nasıl bu iş tersine dönüştü?' diye sordu. Millet olmak kolay değil. Bu millet bir kabile devletinin kurucusu değil, gerçek manada bir devletin kurucusu olan millet. Darbe girişiminin talimatını veren terör örgütünün elebaşı hala ABD'de yaşıyor. Bu terör örgütüyle bağlantılı dernek ve kuruluşlar ABD çapında faaliyet gösteriyor.
Bunlarla beraber ne yazık ki beslemeler var. Onlarla da attıkları adımlar var ve ABD bütçesinden aldıkları kaynakları dolaylı yollardan Amerikan siyasetine aktaran bu örgüt böylece kendine kulvar açmaya çalışıyor. Bu çarpık düzenin nasıl işlediğinin Amerikan makamlarının da dikkatinden kaçmadığına eminiz. FETÖ denilen bu örgüt yalnızca ülkemiz için değil, faaliyet gösterdiği her ülkenin güvenlik ve istikrarına tehdit oluşturuyor.
Terör örgütü elebaşının ülkemize iadesini, yaptıklarının hesabını adalet önünde vermesi için ABD makamlarından talep ettik. Son olarak darbe teşebbüsüyle ilgili geçici tutuklama talebi de ABD'ye iletildi. Bu konudaki işlemlerin en hızlı şekilde sonuçlandırılmasını bekliyoruz. Türkiye için açık bir ulusal güvenlik tehdidi olan bu kişi ve örgüte karşı ABD'nin bazı adımlar atması stratejik müttefikliğin de gereği.
Ben senden terörist istiyorum. Milli Güvenlik Kurulumuzun stratejik belgesine (Kırmızı Kitap) kaydolmuş bir teröristi istiyorum. Ama siz hala direniyorsunuz. Neymiş? Mahkeme. Ne mahkemesi ya? Teröristin ne mahkemesi olacak ki? Bunun green kartı (yeşil kartı) varmış. Vatandaşlıktan insanları çıkarmak bu kadar kolay da green kartı iptal etmek zor mu? Şimdi green kart iptal edilemiyor mu, böyle bir şey yok mu? Kusura bakmayın siz de devlet yönetiyorsunuz, biz de devlet yönetiyoruz. Sizden FETÖ grubunun ülkemiz karşıtı çabalarına engel olmanızı bekliyoruz ve sizin dik durması lazım.
Bloomberg televizyonunda katıldığı programda konuşan Erdoğan, şu anda Merkez Bankasının yeni yönetiminin göreve geldiğinden bu yana özellikle hükümetin faiz politikalarını dikkate alarak bir indirimin yürütüldüğünü kaydetti. Bunun yatırımcılar için özellikle çok önemli bir sinyal olduğuna inandığını ifade eden Erdoğan “Temenni ediyorum ki diğer bankalar, Merkez Bankasının vermiş olduğu bu sinyali onlar da önemsesin ve buna göre de yatırımcıların önünü açsınlar. Siz faiz oranlarını ne kadar yüksek tutarsanız o ülkede yatırımı o denli ortadan kaldırırsınız. Yatırımın olmadığı bir ülkede kalkınmayı konuşamayız” dedi.
Erdoğan, Gülen'in, Türkiye'nin askeri müttefiki olan ABD'de barınmasına ilişkin olarak, “Bizi zaten üzen bu. Milli Güvenlik Kurulunun strateji belgesine girmiş olan böyle bir örgütün başını biz istiyoruz. Biz sizinle stratejik ortağız. NATO'da beraberiz. İstiyoruz ver, bunu biz yargılayalım, gereğini biz yapalım. Ama mahkeme karar verecek diyorlar. Kusura bakmayın da, bu tür mahkemelerin vereceği kararları bekleyemeyiz ki. Bu suç sizde işlenmedi. Suç bizde işlendi. Bizde işlendiğine göre, kararını bırakın da biz verelim” dedi. ABD'nin Gülen'i iade etmemesi halinde Türkiye'nin buna herhangi biçimde bir karşılık vermeyi planlayıp planlamadığına ilişkin soruya, “Bunu biraz zamana bırakmakta fayda var. Ama biliyorsunuz hiçbir ülkenin alternatifsiz planları olmaz. Yani A planı varsa, yanında muhakkak B ve C planı da olur” yanıtını verdi.
FETÖ'nün gerçek yüzünü dünyaya göstermek için seferber olunduğunu belirten Erdoğan, “15 Temmuz'dan beri Cumhurbaşkanı seviyesinde 54, Başbakan seviyesinde 71, bakan seviyesinde 410, milletvekili seviyesinde bin 228 ve diğer üst düzey temaslar olarak da 7 bin 150 görüşme ile bu konuyu dünyaya anlattık, anlatıyoruz. Dış basında yayımlanmasını sağladığımız 2 binin üzerinde mülakat, 200'ün üzerinde basın toplantısı, 500'e yakın makale ile meseleyi medya aracılığıyla da kendi açımızdan izah etmeye çalışıyoruz. Buna rağmen karşımızdaki terör örgütünün hala en üst düzeyde muhatap kabul edilmesi, faaliyetlerini rahatça sürdürmesi, medyada olumlu yayınlara konu olması dünya demokrasisi adına utanç vericidir” dedi.
Terör koridoru oluşturulmasına asla rıza göstermeyeceklerini belirten Erdoğan, “Hem kendi güvenliğimiz hem de Türkmen, Arap, Kürt, hangi etnik gruba mensup olursa olsun tüm kardeşlerimizin huzuru için buna müsaade etmeyeceğiz. Bu konuda maalesef Amerikalı dostlarımızla ortak bir anlayış birliğine varamıyoruz” dedi. Suriye'nin geleceğinin terör örgütlerine değil Suriye halkına bırakılması gerektiğine işaret eden Erdoğan, DAEŞ karşıtı koalisyonda 65 ülkenin bulunduğunu aktardı. Bu terör örgütünün mensuplarının sayısının ise 10 bin civarında olduğunu bildiren Erdoğan, “Bu koalisyon gücü 10 bin DAEŞ'linin hakkından gelemez mi? Bunlar girecek delik bulamazlar. Yeter ki bunun kararını verelim, adımını atalım. Bunları hep söyledik, hala da söylüyoruz. Bırakın hepsini koyun bir kenara, biz Amerika ile el ele verelim, kararı verelim, iki ülke olarak biz bu işi bitiririz” diye konuştu.
New York'ta MSNBC kanalına d akonuşan Erdoğan, Suriye'de ateşkesin sürdürülememesinden ve Halep'teki yardım konvoyuna yapılan saldırıdan Esed rejiminin sorumlu olduğunu söyledi. “Suriye'de ateşkes bitti mi?” sorusuna “Ne yazık ki öyle. Suriye'de ateşkes ölü doğdu” yanıtını veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu işi yapanın Esed rejimi olduğu inancını taşıdığını ifade ederek, “Yani bunu bizzat rejim, bu bombalama işlemini yaptı. Bu saldırıdan bizzat Esed sorumludur. Bizim istihbaratımızdan aldığımız bilgiler bu istikamette. Bu saldırıyla Esed rejiminin karakterini bir kez daha görmüş
olduk” dedi.