ABD Temsilciler Meclisi’nde skandal gelişmeler yaşandı. Türkiye karşıtı iki tasarı kabul edildi. ABD’nin bu adımına Ankara sert tepki gösterdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Temsilciler Meclisinde Türkiye’yi hedef alan iki tasarının kabul edilmesine ilişkin, “Türkiye’ye karşı alınan iki kararın sebebi, Suriye’de özellikle oyunu bozmamızdır. Orada bir terör devleti kurulmak isteniyordu. Attığımız adımlarla, yaptığımız hamlelerle önce sahada, sonra masada hem ABD ile hem Rusya ile vardığımız mutabakatlarla da bu oyunu bozduk. Bunun intikamını almaya çalışıyorlar. Başka bir izahı yok” dedi.
Karar tasarısının kabul edilmesinin zamanlamasının ilginç olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, “’Hiçbir bağlayıcılığı yok’ diye alınan karara göz yumacak değiliz. Sadece ABD gibi bir ülkenin içine düştüğü durum bakımından da gerçekten ibretliktir. Biz bunu zaten külliyen reddettik ve ‘yok hükmünde’ olduğunu kendilerine bildirdik. ABD büyükelçisini de Bakanlığımıza çağırarak hem tepkimizi hem beklentilerimizi söyledik” diye konuştu.
Öte yandan Bakan Çavuşoğlu, El Cezire televizyonunda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Çavuşoğlu, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’yla Yemen meselesinin kıyaslanamayacağını, harekatın terör örgütüne karşı yapıldığını belirterek, “Sizin (Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri) Yemen’de ne işiniz var? Yemen’e girdiniz, Yemen’i mahvettiniz. Önce bunların hesabını versinler.” dedi. Türkiye’nin, Mısır’daki darbe nedeniyle bu ülkeyle ilişkilerinde bir gerginlik olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, “Ama bizim Suudi Arabistan ile bir problemimiz yok. Abu Dabi yönetimiyle de bir problemimiz yok ama onların şu anda Türkiye ile ilgili bazı problemlerinin olduğunu görüyoruz.” dedi.
Çavuşoğlu, “Suudi Arabistan’ın problemi ne? Kaşıkçı cinayetinden sonra bu cinayeti örtbas etmediğimiz için ve bu konuda başkaları gibi parayı alıp susmadığımız için bunu ikili mesele haline getirdiler” şeklinde konuştu. Bakan Çavuşoğlu, “Madem Suriye konusunda çok hassastınız, neden bu rejim 1 milyon kişiyi öldürdüğünde sustunuz, engellemediniz?” ifadesini kullanarak, bu ülkelerin, terör örgütü YPG/PKK’nın bölgedeki Araplara yaptığı zulme de sessiz kaldığını ve terör örgütüne yardım ettiğini dile getirdi. Öte yandan Çavuşoğlu, Türkiye’nin F-35 projesine geri dönüp dönemeyeceği sorusuna, “(ABD Başkanı Donald) Trump’a göre dönebiliriz. Bununla ilgili çalışmalar da var.” yanıtını verdi.
Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ABD Temsilciler Meclisi'nce kabul edilen iki tasarıya tepki gösterildi.
Açıklamada, "İç politika saikleriyle alınmış olan bu kararın tarihi ve hukuki dayanağı bulunmamaktadır" ifadelerine yer verildi. Barış Pınarı Harekatı'nı engelleyemeyerek hüsrana uğrayanların, Türkiye'den bu yolla intikam almaya çalışmalarının yanılgı olduğu belirtilen açıklamada, "Bu kararın Türk Hükümeti ve halkı nezdinde hiçbir geçerliliği ve hükmü bulunmamaktadır" değerlendirmesi yapıldı. Açıklamada, kararın yasal bağlayıcılığının bulunmadığına vurgu yapılarak, "ABD'deki Ermeni lobisi ve Türkiye aleyhtarı çevreleri memnun etmeye yönelik siyasi bir adım olmanın ötesinde bir anlam da taşımamaktadır. Tarihin meclislerin siyasi hissiyatına göre şekillendirilmeye çalışılmasından daha vahim bir yanılgı olamaz" denildi. Bakanlık, Barış Pınarı Harekatı gerekçe gösterilerek Türkiye'ye yaptırım uygulanmasına ilişkin yasa tasarısının kabul edilmesini de şiddetle kınadı. Yazılı açıklamada, "ABD yönetimini ilişkilerimize daha fazla zarar verebilecek adımların önlenmesi için gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, hiçbir yaptırım kararının Türkiye’nin yurt içinde ve yurt dışında teröre karşı verdiği haklı mücadeleyi durduramayacağını belirterek, “Tarihi hadiseler parlamento sıralarında ideolojiler ışığında değil tarihçiler ve araştırmacılar tarafından bilimin ışığında ortaya çıkarılmalıdır. Zamanlaması hepimizi düşündüren bu yanlı tehditlere boyun eğmeyecek, ne terörle mücadelemize ne de tarihimize kara çaldırmayacağız. ABD Temsilciler Meclisi’nde dün onaylanarak Senatoya gönderilen yaptırım tasarısı ve sözde Ermeni soykırımını tanıyan karar hukuka, ABD ile Suriye konusunda vardığımız mutabakatın ruhuna aykırıdır. Türkiye teröre karşı haklı mücadelesinde başarılı olup dik durdukça ne yazık ki ülkemizi hedef alan iftira kampanyaları yoğunlaşmaktadır” dedi.
MHP lideri Devlet Bahçeli, parti genel merkezinde basın mensupları ile bir araya geldi. Bahçeli, görüşmede ABD Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen, 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak kabul eden ve ‘Barış Pınarı Harekatı’ nedeniyle Türkiye’ye yaptırım içeren tasarıyı değerlendirdi. Bahçeli, Türkiye ile ABD arasındaki müttefiklik hukuku, dostane ve stratejik ortaklık bağlarının ağır yara aldığını belirterek, “Temsilciler Meclisi’nin Barış Pınarı Harekatı’yla ilgili yaptırım kararları, ayrıca 1915 olaylarını soykırım olarak değerlendiren tasarıyı kabul etmesi, izah ve ifadesi olmayan çarpıklıktır. Bu tavır iyi niyetten kesinlikle mahrumdur. Elbette bu çürük kararın millet ve ülke nezdinde hiçbir karşılığı yoktur. Tek kelimeyle hükümsüzdür. Temsilciler Meclisi’nin sözde kararını kınıyorum. Ellerindeki kanı temizlemeden şanlı ve şerefli mazimizi karalayanlar, insanlık vicdanı karşısında hem sabıkalı hem de suçludur” dedi.
Türkiye'nin Suriye'de planlanan oyunu bozması hem sahada hem de masada istediğini elde etmesini ABD sindiremedi. Temsilciler Meclisi'nde "Türkiye'ye yaptırım" tasarısı 16'ya karşılık 403 evet oyu ile 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanıyan karar tasarısı da 405 evet oyuna karşılık 11 hayır oyu ile kabul edildi.
ABD tarafından, ‘sözde Ermeni soykırımı’ iddiaları ile Barış Pınarı Harekatı’na bahane ederek tehdit unsuru olarak kullandığı yaptırımları içeren iki skandal karar zaman ayarlı bir şekilde tedavüle sokuldu. Her iki kararın Temsilciler Meclisi’nde kabulünün Barış Pınarı Harekatı’na denk gelmesi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 13 Kasım olarak beklenen ABD ziyaretine dönük bir girişim olarak değerlendirildi. Söz konusu girişim Erdoğan’ın Başkan Trump ile yapacağı görüşmede gündem maddesi olarak masaya getirilmek istenen siyasi bir hamle olarak yorumlandı.