İran’da Şah Muhammed Rıza Pehlevi’nin 1979’da devrilmesinin ardından kurulan yeni rejimin ilk cumhurbaşkanı Ebulhasan Beni Sadr, sürgünde bulunduğu Fransa’nın başkenti Paris’te 88 yaşında öldü. İslâm iktisadı alanında uzman olan Beni Sadr, hem siyasetçi hem de düşünür kimliğiyle öne çıkmış bir isimdi. Beni Sadr, İran’ın mevcut rejimine yönelik eleştirel seslerin en önemlilerindendi.
Seyyid Ebulhasan Beni Sadr, 22 Mart 1933’te İran’ın Hemedan kentinde dünyaya geldi. Bir din adamı olan babası, Ayetullah Humeyni’nin yakın dostlarındandı. Paris’teki Sorbonne Üniversitesi’nde finans eğitimi alan Beni Sadr, babasının 1972’deki cenaze töreninde Humeyni ile tanışarak, onun en yakın halkasına dâhil oldu. Bu dönemde Beni Sadr, Şah karşıtı gösterilere çoktan katılmaya başlamış, hatta Pehlevi rejimi tarafından hapse bile atılmıştı.
Şah’ın devrilmesinden sonra kurulan yeni rejimde üst düzey görevler alan Ebulhasan Beni Sadr, maliye bakan yardımcısı olarak başladığı kariyerinde maliye bakanlığı ve dışişleri bakanlığı yapmasının akabinde, 25 Ocak 1980’de İran’ın ilk cumhurbaşkanı seçildi. Oyların yüzde 78,9’unu alan Beni Sadr, Humeyni tarafından destekleniyordu. Humeyni, Beni Sadr seçildiği sırada kalp rahatsızlığı nedeniyle tedavi altında bulunduğu için, yeni cumhurbaşkanının yemin töreni de hastanede yapıldı.
Ebulhasan Beni Sadr, cumhurbaşkanlığına başladıktan kısa süre sonra, Ayetullah Humeyni ile görüş ayrılıkları yaşamaya başladı. Humeyni “dini lider” sıfatıyla sistemin hâkimi durumunda olduğu için, Beni Sadr’ın hareket imkânı gittikçe kısıtlanıyordu. ABD’nin Tahran’daki büyükelçiliğinin 1979’un kasımında işgaliyle başlayan süreç, Beni Sadr-Humeyni gerilimini de doruk noktasına çıkardı. İran’ı bağımsız ama uluslararası sistemle uyumlu bir ülke haline getirmek isteyen Beni Sadr, Humeyni’nin işareti üzerine, 21 Haziran 1981’de Meclis tarafından görevden alındı.
Aynı yıl İran’dan ayrılarak Paris’e yerleşen Ebulhasan Beni Sadr, o tarihten günümüze Fransa’da sürgünde yaşıyordu.
İran’da Şah sonrası yeni dönemin yönetici eliti genellikle kravatsız ve sakallı figürlerden oluşmasına rağmen, Ebulhasan Beni Sadr, takım elbise-kravatı tercih etmesi ve sakal bırakmamasıyla dikkatleri çekti. Şii inancı noktasında Ayetullah Humeyni ve ekibiyle aynı çizgide duran Beni Sadr, İran’ın kendi içine kapanmasına ve dünyadan tecrit edilmesine ise karşı çıkıyordu.