Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Çankırı'da 4.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini duyurdu. Saat 16.04'te meydana gelen depremin derinliği ise 7 km olarak ölçüldü. Bu deprem sonrası Çankırı deprem risk haritası sorgulanmaya başlandı.
Çankırı'nın büyük kısmının 1'inci derece deprem bölgesinde olduğunu dile getiren dönemin AFAD İl Müdürü Korkutata "Kuzey ilçelerimiz, 1'inci derecede deprem bölgesinde bulunmakta. İlimize özgü 2 fay hattımız var. Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın 7 ve üzeri deprem üretme olasılığı var. Çankırı bölgesinin büyük deprem üretme özelliği, 88 yılda 1. En son deprem 1944 yılında Çerkeş ilçesinde meydana geldi.
İstatistik verilerine göre, 14 yıl içinde Çankırı'da 7 üzerinde deprem olma olasılığı çok yüksek. Bu işten sorumluyuz. Hazırlıklı olmak zorundayız. Depremin etkilerinden en çok insanlar etkileniyor. Binalarımız sağlam olursa yaşam alanlarımız depreme dayanıklı olursa etkisi daha da azalabilir. Yapı stokumuzu iyi bir hale getirmek zorundayız" açıklamasında bulunmuştu. Çankırı da var. 1. deprem bölgesinde yer almakta.
İzmir, Balıkesir, Manisa, Muğla, Aydın, Denizli, Isparta, Uşak, Bursa, Bilecik Yalova, Sakarya, Düzce, Kocaeli, Kırşehir, Bolu, Karabük, Hatay, Bartın, Çankırı, Tokat, Amasya, Çanakkale, Erzincan, Tunceli, Bingöl ve Muş, Hakkari, Osmaniye, Kırıkkale ve Siirt.
Uzmanlar Kuzey Anadolu fay zonunun Erzincan-Tokat bölümü arasında biriken enerjiden dolayı her an 6 şiddetin üzerinde bir deprem olabileceği uyarısında bulunuyor. Niksar çayının güneyinden başlayıp, Erbaa’nın güneyine kadar uzanan yaklaşık 30-40 km uzunluğundaki Esençay fayı bulunmakta. Cumhuriyet Üniversitesi (CU) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Başbakanlık Deprem Değerlendirme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Orhan Tatar, Sivas-Tokat fay hattına ilişkin olarak, “Tokat’ın Kuzeyinde Niksar, Erbaa civarında, Reşadiye civarında zaman zaman 4 derece ve üzerinde depremler beklemek olağan bir durum.
Son zamanlarda Erbaa’nın hemen güneyinde meydana gelen depremler, bizim Esençay oyarak adlandırdığımız ve üzerinde uzun yıllardan beri depremin olmadığı, ancak depremi üretecek fayın üzerinde meydana gelen depremlerdir. Dolayısıyla Tokat’ta Esençayı olarak adlandırdığımız, Niksar çayının güneyinden başlayıp, Erbaa’nın güneyine kadar uzanan yaklaşık 30-40 km uzunluğundaki bir fay bölgedeki önemli deprem kaynaklarından birisi” dedi.
Kuzey Anadolu Fayı Hattı (KAF) hattı boyunca ana fay gidişinden ayrılan birçok yan kol oluşmuştur. Amasya şehri hem Niksar-Taşova-Ladik-Havza ilçelerini takip eden Kuzey Anadolu Fay hattı hem de bu ana kırık zonundan ayrılan yan kolların etki alanındadır. Bu yan kırıkların hareketlerinin Anadolu içlerine ilerledikçe sönümlendiği bilinmektedir ancak ana hatta yakın olduğu yerlerde düşük riskle de olsa yıkıcı deprem üretme potansiyeli vardır. Kuzey Anadolu Fayının yan kolları Amasya bölgesinde Ezinepazarı-Sungurlu, Taşova-Çorum, Laçin ve Merzifon fayları olarak gözlenir.
Kuzey Anadolu Fay hattı Niksar dolaylarında en önemli çatallanmasını yaparak Ezinepazarı-Sungurlu fayını oluşturur. Bu fay, Aydınca havzasını ve Deliçay vadisini güneyden sınırlıyarak batıya doğru devam eder. Fay üzerinde bilinen en önemli hareket 1939 Erzincan depreminde olmuş ve bu hat Ezinepazar köyüne kadar kırılarak bölgede büyük hasara neden olmuştur. Fayın genç kırıkları bölgedeki alüvyal yelpazelerde gözlenmektedir. Ezinepazarı fayı, Deliçay vadisini terkettikten sonra güneyde Sungurlu’ya (Sungurlu Fayı) ve kuzeyde Mecitözü’ne (Gökhöyük Fayı) doğru devam eden iki kola ayrılır. Bu kolların varlığı nedeniyle Geldingen Ovası çek-ayır havza olarak açılmıştır. Bölgedeki sismik aktiviteye bakıldığında fay üzerindeki kayda değer aktivitenin daha çok Mecitözü-Doğantepe hattında yoğunlaştığı gözlenmektedir. Havza içerisinde yeralan termal su kaynakları da (Beke Kaplıcası) bu hattın halen aktif olduğunu desteklemektedir.
Benzer bir durum Taşova-Laçin-Çorum fayı için de geçerlidir. Bu segment de KAF’dan Esençay segmenti olarak ayrılır. Taşova-Eraslan arasında yatay ve tek parça olarak izlenen fay, Sarıbuğday batısından sonra ilki batıya devam eden (Laçin Fayı) ve diğeri ise güneye kavislenen (Sarıbuğday Fayı) iki kola ayrılır. Bu kolların ikisi de sismik olarak aktiftir ve son yüzyılda kayda değer büyüklükte depremler üretmişlerdir. Laçin Fayı 2 Aralık 1942 yılında kırılmış ve 5.9 büyüklüğünde (en çok 8 şiddetinde) bir deprem üretmiştir. Aynı şekilde Sarıbuğday fayı da 14 Ağustos 1996 yılında kırılmış ve 5.6 büyüklüğünde (en çok 8 şiddetinde) deprem üretmiştir.
Suluova Havzasını kuzeyden sınırlayarak Gümüşhacıköy üzerinden devam eden Merzifon-Gümüşhacıköy fayı morfolojik olarak çok belirgindir. Bu hat üzerinde Osmancık bölgesindeki ardaşık 1942 depremlerinden 2 Aralık (büyüklüğü:5.9) depremi meydana gelmiştir.