Diyetisyen Gülay Kızıl, ekonomik bir diyet için ipuçlarında bulundu. Doğal besine ulaşmanın artık hem çok daha kolay hem de çok daha ekonomik olduğunu anlatan Kızıl, “Danışanlarıma liste hazırladığım zaman onların ekonomik, sosyo-kültürel özelliklerini göz önünde bulundurarak listeleri hazırlarım. Ekonomik bir diyet de gelir düzeyi orta olan birini ele alacak olursak haftanın birkaç günü et, balık, tavuk tüketilmesini ön görürüm fakat kişinin durumu buna müsait değilse protein açığını kapatabileceğimiz seçenekler her zaman vardır. Kurubaklagil, süt, yoğurt, peynir de bu seçeneklere örnek olarak verilebilir. Bunun dışında meyve ve sebze olarak tropikal ürünleri tercih etmem, rahatlıkla manavda markette bulabileceğimiz meyve ve sebzeleri yazarak temin olayını biraz daha kolaylaştırırız" dedi.
Diyet programlarında bazen ithal ürünler kullanıldığını anımsatan Kızıl, “Bu ürünlere bazen diyette ve supplementlerde yer veririz. Bu diyette olmazsa olmaz bir kural değildir. Kişinin durumuna göre ve damak tadına göre eklediğimiz zamanlar olur ama ithal ürünlerin olmadığı bir diyet verimsiz olur gibi bir tanımlama ve yaklaşımda yanlış bir yaklaşımdır ve ekonomik diyetin en önemli özelliği liste oluşturulurken evinizde ne var dolabınızda ne var diye geri bildirimler alarak listeleri planlarız. Ara öğünü de ekstra bir gider olarak görmemek gerekir. Toplum olarak zaten bir kere atıştırmayı çok seviyoruz. Ara öğün dediğimiz şey de sağlıklı atıştırmalıklardır. Bu kimi zaman bir porsiyon meyve, bir bardak süt, 5-10 tane badem olabilir. Çoğu zaman danışanlarımın ara öğünlerini planlarken yanlarında taşıyabilecekleri, ekonomik olan alternatifleri seçerim. Örnek vermek gerekirse ara öğüne kefir yazdığım zaman bunun sürekli marketten alınmaması gerektiğini vurgularım. Evde nasıl kefir nasıl mayalanır tarifini veririm. Daha sonra cam kavanozlarda muhafaza ederek de gün içerisinde yanlarında taşıyabiliyorlar. Tıbbi anlamda beslenmesi gereken özel hastalıklarda, onkoloji hastalarında, sindirim sistemi hastalıklarında bu ürünleri kullanmak kaçınılmaz olabilir. Ben kilo kontrolünde bu tür mamaları hiçbir şekilde önermiyorum ve diyetimde de yer vermiyorum. Diyette gıdaları birbirinin yerine kullanabilmek de çok önemli. Mesela Çiya tohumunu genelde sütlü tatlı yapımında kullanırız, OMEGA3 yönünden de çok zengin bir besindir ama OMEGA3'ün tek kaynağı değil. Bunu kullanamayanlar için de semiz otuyla salata yaptırma şansımız olabiliyor. Çölyak hastalarının glutensiz beslenmesini diyetisyenler olarak genelde ön görürüz ve glutensiz beslenmeyi gerektiren gıdalar olabildiğince pahalıdır. Bu tür danışanlara glutensiz ekmeği dışarıdan aldırmak yerine kendileri evde özel yapacakları glutensiz ekmeğin tarifini oluşturup ve diyetlerine ekleyebiliriz. Bu şekilde çok daha ekonomik bir seçenek sunmuş oluruz" diye konuştu.