![]() T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
![]() | |
![]() |
![]() | |||
![]() |
O K U R S Ö Z C Ü S Ü | 30 OCAK 2006 PAZARTESİ | ![]() |
![]() |
| ![]() |
Afet bölgelerinde Türkiye'den yardımlar gitmesi güzel. Yardımları teşvik için bu haberler veriliyor. Peki, bütün yardım faaliyetleri duyurulabiliyor mu?
Yardım etmek önemlidir. Bana sorarsanız, Descartes'ın, 'düşünüyorum, o halde varım' sözünü, 'yardım ediyorum o halde varım' şeklinde değiştirseniz, sözün anlamı değişir ama, önemi ya da değeri eksilmez. Bazı afet bölgelerinde bulundum. Ve hayata bakışımı çok etkileyen dersleri, orada aldım. 90'ların başında, açlık felaketi sırasında Somali'de, Baidaoua sokaklarında, duvar diplerinden çocuk cesedi toplayıp şehir dışında bir yere gömmeye götüren kamyonları, kamyonetleri gördüğümde, bütün ideolojiler, bütün laflar, bütün 'söylem'ler, bütün 'politika'lar ölmüştü benim için. İlk düşündüğüm, hepsini lanetlemek ve elimdeki kamerayla fotoğraf makinasını parçalamaktı. Birincisini yaptım ama ikincisini başaramadım.
Mogadişu'da, şehir dışında tekerlekleri havada yan yatmış duran, üzerine hilal resmedilmiş soğutuculu kontainer bile bir şeydi orada; hiç işe yaramamasına rağmen. Kızılay'ı sevmezdim, çünkü mösyölerin, misterlerin gittikleri o yerlere gitmek, hiç adeti değildi. Varsa yoksa, burada yardım toplamak ve uzaktaki işler için çadır battaniye göndermek. 17 Ağustos depreminden sonra, Türkiye, afetlere karşı bir çok ülkeden daha duyarlı bir ülke oldu. Bu afetler, Pakistan, Endonezya gibi 'kardeş' ülkelerde meydana geldiği zaman, hassasiyet daha da arttı. Yardım kuruluşlarımız da tecrübe kazandı. Kızılay dahil, bir çok kuruluş, artık felaket bölgelerinde görülebiliyor. Onur Sünger adlı okuyucumuz, bu yardım faaliyetlerinin başka bir boyutuyla ilgili şikayetini aktarmış. Şöyle diyor: "26.01.2006 tarihli Yeni Şafak gazetesinde Pakistan'a yapılan yardımlardan bahsedilirken, Kızılay, İHH ve Deniz Feneri'nin yapmış olduğu yardımlardan bahsedilmiştir. Çok güzel hepsi de ülkemizin güzide kuruluşları olmakla beraber insan üstü gayretlerle çalıştıklarını biliyorum. Ama 'Kimse Yok mu' Derneği'nden hiç bahsedilmemiş. Yeni Şafak gazetesinin bu tutumuna bir anlam veremiyorum. Saygılarımla." Onur Bey, siteminde haklı olabilir. Ancak, bu yardımlarda asıl maksat, yardımın duyulması değil, yardımın yerine ulaşmasıdır. 'Kimse Yok mu' adlı kuruluşumuzun yaptığı hizmetin maksadı da budur. Biz, Yeni Şafak olarak, mağdur, mazlum insanlara yardımı her şekilde teşvik etmek isteriz. İlke olarak, bize ulaşan haberleri, kuruluşlar arasında ayrım yapmadan veriyoruz. O günkü haberde, 'Kimse Yok mu' adlı kuruluşun yardımları hakkında bilgi olmayabilir. Eğer bilgi bize ulaşırsa, yeni bir vesileyle haber verilir.
Naim Demir
Ahmet Sühan
|
![]() |
![]()
|
![]() |
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
![]() |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |