T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 14 OCAK 2006 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Taha KIVANÇ

Komplo, momplo

Kuş gribi ile ülke çökertmeyi amaçlayan komplo üzerine dayalı bir roman okumuş, ya da film izlemiş olanınız var mı?

Dünyanın en kolay işi gibi gelebilir bugün, ama bunu daha önce düşünebilmiş muhayyelesi geniş biri bayağı sükse yapabilirdi romanı veya senaryosuyla... Geçmişte nice olay önce romanı yazıldıktan veya filmi çekildikten sonra gerçekleşti; öngörüsü güçlüler kervanına 'kuş gribi' salgınıyla bir ülkeyi çökertmeyi akıl eden de girebilirdi pekâlâ...

Nitekim, bizde de başka ülkelerde de kuş gribinden 'komplo' kuşkusu duyanlar var. Kendilerine katılamıyorum, ama zihinlerini bu yönde çalıştırmalarına da saygı duyuyorum. Temel tezime aykırı olmasaydı, ben de onlar gibi, "Bu bir komplo" diyebilirdim...

Sadece kanatlılarda görülen 'kuş gribi' hastalığının varlığından daha önce haberdar mıydınız? Herhalde kuşlar da hastalanır, muhtemelen grip de olurlar; ancak Türkiye'nin başına gelen türden bir sıkıntıyı bilen tek kişiye rastlamadım ben etrafımda. Kime sorsam, "İlk 2005'te duydum" cevabını verdi. Belli ki, yeni, yepyeni bir olayla karşı karşıyayız...

Romanı yazılsa muhteşem kolay bir düğümü olurdu: Laboratuvarda üretilen virüsle hasta hale getirilen tek bir kanatlı, yaban kuşların Türkiye'ye göç yolu üzerine bırakılıyor... Birlikte uçtuğu diğer kuşlara da virüs bulaştırması çok sürmüyor hasta kuşun... Türkiye'nin değişik illerinde göründüklerinde hemen hepsi virüs taşıyan bir ordu kadar kalabalık kuş sürüsü... Yerli kanatdaşlarına da hastalıklarını bulaştırmaları hiç zor olmuyor... Kümes hayvancılığının yaygın olduğu bir tarım toplumu Türkiye; sadece kanatlıdan insana geçen öldürücü virüs yüzünden değil, bu özelliğini kaybederek de sarsılır...

Görüyorsunuz, 'kuş gribi' konusunu uluslararası bir entrikanın düğümü olarak işleyen roman yazmak hayli kolay. Bugünün gerçeği göz önünde bulundurulduğunda inandırıcı olacağı da belli. "Kuş gribi bir komplodur" diyenleri bu yüzden ayıplamam. Ancak ben, komplo teorilerine karşıyım ve bu iddia da temel tezime ters düşüyor...

Hedef Türkiye değil de etrafımızdaki ülkelerden biri olsa daha az tereddüt ederdim. Bu tür bir komployu gözünü kırpmadan uygulamaya koyabilecek pek çok güç var dünyamızda; o güçlerin dize getirmeye çalıştığı ülkeler bizim çevremizde sıralanıyor. Güney sınırlarımız ötesine doğru uçan göçmen kuşlar sözgelimi, herhalde onların taşıyacağı ölümcül virüse hayran mektubu yazacak epey güçlü kişi vardır dünyada... Ama Türkiye?

Kuşları uluslararası politikaya âlet edebilecek güçlerin Türkiye'ye gözleri gibi baktıklarına inanıyorum ben. Değil kuş gribiyle dize getirmeye çalışmak, ellerinden gelse bütün hastalıklardan koruyacak bir fânusa bile sokabilirler bizi. Türkiye önemli bir ülke ve daha uzun bir süre bu önemini koruması gerekiyor... Benim 'temel tezim' bu...

Kuş gribi salgını bu tezimi çürütmedi, tam tersine daha da pekiştirdi. Yabancı televizyonları günlerdir dikkatlice izliyorum; ilk gün, ülkemizi varolmayan bir kara listenin ilk sırasına yerleştirme niyeti beyan edenler bile çıktı. Sınırları kapatmaktan, bütün insan, hayvan ve eşya trafiğini durdurmaktan söz ediliyordu. Şimdi bakıyorum da bunun tam tersi egemen yabancı ekranlara. Olanı küçümsüyor, kuş gribine karşı Türkiye'de verilen resmî mücadeleyi övüyorlar. İlk günün 'geri Türkiye' manzaralarının yerini de 'modern Türkiye' görüntüleri aldı.

'Kuş gribi' belâsıyla baş edebilmemiz için ellerinden gelen yardımı yapacak, âfetten en az zararla, hafif sıyrıklarla çıkabilmemiz için bizden daha çok gayret gösterecekler neredeyse... Bir süre sonra, kuş gribi yüzünden çöken bir ülke değil, kuş gribi sayesinde biraz daha kalkınan bir ülke bile olabiliriz. O kadar dikkat, o kadar ihtimam...

İçinizde 'kuş gribi' üzerine komplo senaryosu yazanlarınız ve bu yazımı okuyunca bana kızanlarınız vardır herhalde. Hiç zahmetsiz "Bu, Türkiye'nin felâketini isteyenlerin ürettiği bir belâdır" demek varken, "Türkiye'ye öylesine önem veriyorlar ki, böyle bir komployu akıllarından bile geçirmezler" iddiasını ortaya atmak bayağı tedirgin edici gelebilir sizlere... Ama ne yapayım, yıllardır gözlemlediğim iç ve dış olayların bana düşündürdüğü 'temel tez' konuya böyle yaklaşmamı gerektiriyor...

"Kuş gribiyle Türkiye'yi çökertmeyip ihya edeceklerse bu da tersinden bir komplo" diye haykıranınız oldu mu? Lütfen olmasın... Buraya kadar yazdıklarımı okuyan ve "Tabii, komplocular, hasta kuşların kanadında, Türkiye'ye, 'Ya dediklerimizi harfiyen uygularsın, ya da seni çökertiriz' tarzı bir mesaj göndermedilerse..." itirazında bulunan dostuma da söyledim: Komplolara karnım tok; daha doğrusu, ortada 'komplo-momplo' yok...

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi