T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
T E K N O L O J İ K 20 MART 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Melih Bayram DEDE


www.melihbayramdede.com

Microsoft yaşlanıyor mu ne?

IBM, 1980'li yıllarda hantal davranıp trendi kaçırınca bu fırsatı iyi değerlendiren Microsoft öne çıkmıştı. Şimdi ise 'şişman bir kedi' görüntüsü veren Microsoft hantallığın acısını çekiyor.

Bill Gates ve Paul Allen, kim ne derse desin, dünya bilgisayar tarihinde çığır açmış, bilgisayarların evlere kadar girmesi ve kullanımının yaygınlaşmasında emeği geçmiş iki kafadar. Bu fotoğraf, ikilinin daha yolun başlarında olduğu yıllardan kalma.
Bill Gates, Harward Üniversitesi'ndeki eğitimini yarıda bırakıp, arkadaşı Paul Allen'le birlikle kendisini yazılım geliştirmeye adadığında, IBM büyük bir dev idi (Gates'e göre hâlâ öyle) ve kişisel bilgisayara jenerik olarak 'IBM' dedirtmeyi başaran bir kurumdu. Bugün kişisel bilgisayarlara nasıl PC (Personal Computer) diyorsak, o dönemde bilgisayarlara IBM denirdi. Gün geldi, Microsoft daha yolun başındayken, MS-DOS adlı siyah ekranlı bir işletim sistemini IBM PC'lere yükletmeyi başardı. Microsoft, bu başarısı sonrasında işletim sistemleri alanında kendine bir yer edindi. Gates'in 'hizmet veren' konumunda olduğu IBM, yaşlılığın da getirisi olmalı 1980'li yıllarda biraz ağır kalınca Microsoft aldı başını yürüdü.

SONU IBM GİBİ Mİ OLACAK?

VISTA GECİKTİ, KELLE ALINDI
Microsoft'ın IBM gibi yaşlı ve hantal bir hâl alması yönünde izlenim oluşturan olay, şirketin merakla beklenen Windows Vista adlı işletim sisteminin piyasaya çıkışını üç yıldır ertelemesi ve şirkette bir türlü suların durulmaması. Bu çalkantı sonucunda da şirkette taşlar yerinden oynadı, bazı yöneticilerin kelleleri alındı. Microsoft kendisini bugün kullanımda olan ve 5 yıl önce piyasaya çıkan Windows XP işletim sisteminden daha güvenli ve daha özel yetenekleri olan bir işletim sistemi çıkarmak için zorluyor. Bu nedenle de yazılımın nihai sürümünün çıkışı sürekli öteleniyor.
Şimdi ise aynı kaderin, Microsoft için de geçerli olup olmayacağı konuşuluyor. Şu anda Microsoft, yeni akımları yakalamak ve adapte olmakta gecikir bir görüntü veriyor. Microsoft'un işletim sistemlerine kurulabilir yazılımlar üzerinden hizmetlere odaklandığı bir dönemde, Google gibi bir şirket ortaya çıktı ve web üzerinden alınabilir hizmetlerle devrim yarattı. Şimdi ise, Microsoft Google'ın açtığı yoldan gidiyor ve onun geliştirdiği yöntemleri deniyor. Bill Gates, Türkiye ziyaretinde Google ile rekabete ilişkin bir soru üzerine Google'ı çok da ciddiye almadıklarını belirtmiş, Google'ın tek başarısının, arama sonuçlarına alınan 'metin' reklâmlar olduğunu ileri sürmüştü.

ŞİMDİ GOOGLE ÇAĞI

Google'ın tek başarısının bu olmadığını, sunduğu hizmetlerin çeşitliliğine bakarak görebiliriz. Uydu görüntülerinden, kütüphanelerin tozlu raflarında kalmış kitapları halka açmaya; Hotmail'in e-posta kotası 2 MB iken, 2 GB'lık Gmail ile fark yaratmaya; yerel dillerde arama hizmetleri sunmaktan, e-posta alanlarına reklâm almaya kadar geniş bir hizmet yelpazesi var Google'ın. Öyle ki, burada saymaya kalksak yerimiz yetmez. Şimdi Microsoft, Google'ın açtığı yoldan giderken, hem bu hizmet alanlarında rekabet etmek hem de işletim sistemlerine kurulabilir yazılımlardaki rekabetini sürdürmek zorunda.

EXPLORER YERİNE FIREFOX'A YÖNELİŞ

Yazılım devi Microsoft'un gecikmesi, sektörde bazı taşların yerinden oynamasına neden oldu. Örneğin, web tarayıcısı Internet Explorer'i (IE) yenilemekte geç kalınca onun boşluğunu Firefox doldurdu ve pazarda kendisine ciddi bir yer açtı. RSS, tablı gezinti, gelişmiş güvenlik gibi bugünkü en temel gereksinimleri barındırmayan IE'den kaçış başladı. Şirket en azından bu alanda elini biraz çabuk tutabilirdi. Çünkü bugün sırf vazgeçilmez bir özellik olan RSS için bile Firefox'a geçti kullanıcılar. Şu anda geç de olsa tüm bu ihtiyaçları içeren Internet Explorer 7.0'ın deneme sürümü kullanıma sunulmuş durumda.

VISTA'NIN YERİNİ MAC OSX ALIR MI?

Bugün yazılımcıların oluşturduğu kısıtlamalara direnen bir bilgisayar kullanıcı kitlesi oluştu. MAC OSX'i PC'lere, Windows XP'yi ise Mac'lere yüklemeyi 'üreticiler izin vermese de' başaran 'özgür çocuk'lar var. Bu açıdan bakıldığında Windows Vista'nın gecikmesi, PC'lerdeki MAC OSX kullanım oranını artırabilir. Ayrıca Pardus ve benzeri Linux türevlerinin doğan bu boşluktan pay kapmaları mümkün olabilir. Microsoft, Avrupa'da devam eden 'tekel' davası ve tüm bu saydığımız rekabet unsurlarının etkisiyle bizi şaşırtan adımlar atabilir. Tıpkı, köşeye sıkışan bir kedinin üzerine fazla gelindiğinde, can havliyle tırmalaması gibi!


E-postalarımızı neden istiyorlar?

Tüm bunlar Google'ın başının altından çıktı. E-posta kotaları megabaytlar seviyesinde sürünür ve ihtiyaçlarımıza yetmezken, o birden bire ortaya çıktı ve herkese bedava 2 GB'lık e-posta alanları vermeye başladı. Biriken e-postalarımızı sildiğimizde ise karşımıza, 'Bu kadar büyük bir alanı varken, neden e-postalarını silsin insanlar' gibi ilginç bir yazı çıktı. Ve sonradan anlaşıldı ki, aslında biz silsek bile Google e-postalarımızı silmiyormuş. Hatta yeni e-posta açarken okumadan geçtiğimiz sözleşmelerde bunu çoktan kabul etmişiz! Benzer bir hizmeti, Doğan Grubu da www.postajet.com adresinde vermeye başlayınca, 'Neden e-postalarımızı istiyorlar?' sorusunun cevabını vereyim istedim. Bu yöntemin görünen tek ticari nedeni, 'E-Postalarımızı, aynı arama motorlarının çalışma mantığı gibi kelime taramasından geçirip, e-posta alanımızda bize reklâm gösterebilmek.' Bunun görünmeyen nedenleri de olabilir mi derseniz, neden olmasın?


Türk ordusu Kobra Operasyonu'nda!

Hollywood'un sinemadaki misyonu gibi, küresel bilgisayar oyunlarının da kendilerine özgü misyonları var. Meselâ oyunların birinde Müslüman teröristleri öldürmekle görevli 'oyun severler'. Her toplum, elindeki araçlarla sadece kendi kültürünü değil, ideolojisini de dayatıyor. Çok tutulan yabancı bir oyunu oynamak istiyorsanız, 'Müslüman terörist' öldürerek puan toplamak zorundasınız. Bunları neden yazdım? Türkiye'de sinemada olduğu gibi, bilgisayar oyunları alanında da güzel gelişmeler yaşanıyor. Türk bilgisayar oyunlarının yıldızı yeni yeni parlıyor. İşte bu oyunlardan biri de, EuroSoft firmasının BigSoft markası altında çıkarttığı, Süper Kobra. Türk grafiker ve programcıların eseri olan oyun, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev yapan AH-1W Süper Kobra helikopterinden esinlenerek tasarlandı. KDV dahil 15 YTL'den satılan Süper Kobra oyununda eğitim uçuşu, asker konvoy, tank saldırısı, roket rampaları, general kurtar, MİG saldırısı, gizli üsler ve helikopter saldırısı gibi bölümler bulunuyor.
http://www.bigsoft.com.tr


Sağlık'ta 'gov'dan başka site yasak mı?

Şanlıurfa'da bir devlet hastanesinin istatistik şubesinde görevli olan bir okurum, internete yönelik kısıtlamalardan şikâyetçi. Okurum, Sağlık Bakanlığı'nın bir genelgesi gerekçe gösterilerek sadece 'gov' uzantılı kamu sitelerine girmelerine izin verildiğini belirtiyor. Bilgi çağında hem de işi araştırmak olan bir kamu görevlisine böyle kısıtlamalar yapılmasından mağdur. Adı bizde saklı olan bu okurumuzun durumunu iletmiş olalım!

  DİĞER YAZILAR
  • Kobiler bilişimle tanıştı
  • Yazılım yüklemek 'out', 'net'ten kullanmak 'in'
  • Şimdi trend 'ultramobilite'
  • AB, Microsoft'u neden 'seviyor'
  • Sansüre karşı 'duygusal' tepki
  • Cep telefonunda TV dönemi
  • Satmak istediğin şey, bizde bedava
  • Dizüstünüz çalındığında 'Ben buradayım' diyebiliyor mu?
  • Hackerler artık para için kırıyor
  • Elmayı yemek herkese nasip olacak mı?
  • Tek rakibim Türk Hava Yolları
  • Neler oldu, neler olacak?
  • Küresel fenomen 'Blog'
  • Messenger'a sor, söylesin!
  • 'Chat'in ustasıyım, internetin hastasıyım!
  • Gazze'de klavye sesleri
  • Linux'u silen, sadece Microsoft Türkiye değil
  • Bilişimciden bilgisayarlı eğitime destek gelmedi
  • Tarlaya ektim soğan!
  • Şirketlerin iki belâsı: 'Hacker'lar ve virüsler
  • Az gelişmiş ülkeler için az gelişmiş bilgisayarlar
  • Kimse inanmamıştı
  • 'Cep'imin yakıtı bitiyor seni daha sonra ararım!
  • En iyi kim çalar?
  • İnternet telefonunda kıyasıya rekabet
  • Telefonda internet çağı
  • Kitapların internetten halka açılması askıda
  • ABD'de okullar Linux'a dönüyor
  • Gündem: 'Devlet gözetimi'
  • Kütüphanecilik Google ile yeniden tanımlanıyor
  • Dünya elinizin altında
  • Sana dün Google'dan baktım aziz İstanbul!
  • Bilgisayarda işlemci savaşı
  • Microsoft, tepeden tırnağa RSS
  • Alan adında üç ayrı sistem
  • Türk kullanıcı MSN'yi 'not ediyor'
  • Hiç sizin için kitap basıldı mı?
  • Oyunda kıyasıya rekabet
  • AB'nin en az bilişeni Yunanlılar
  • İnternet antene çıkıyor
  • Çift beyinli bilgisayar dönemi
  • 'İnternet haberciliği' henüz emekleme safhasında
  • Microsoft: Windows 2003, Linux'tan daha güvenli
  • Lâf değil icraat yapıyorlar
  • Bilişim sektörüne yanıltıcı reklâm bombası düştü
  • Merkez Bankası'ndan Oktay Bey şifrenize talip
  • TÜBİTAK'a "CD'den çalışan yazılım"la övünmek...
  • Linux, son kullanıcı için hâlâ hazır değil
  • Klavye standardımızı sermaye mi belirliyor?
  • Sanal alışverişi kim sabote ediyor
  • Microsoft'a teslim olmadık
  • Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi