T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
O K U R S Ö Z C Ü S Ü | 13 MART 2006 PAZARTESİ | ||
|
Geçen hafta, yoğun bir haber haftasıydı. O yoğunluk içinde, okurlarımızın dikkatine takılan önemli bir sorun ulaşmadı bize. Ama, 'ne var ne yok' sorusu her zaman geçerlidir. Ben, bugün bu soruyu cevaplandırmak istiyorum.
Okuyucu mektupları, geçen hafta önemli bir 'vukuat' işlemediğimizi gösteriyor. Evet, olaylar, haberler, tartışmalar var. Şemdinli iddianamesi ve takip eden olayları dikkate alırsak, yoğunluk bakımından, ortalamanın üstünde. Ama öyle anlaşılıyor ki, bu olayları işlerken okuyucu nezdinde bizi 'mahçup' edecek kayda değer bir hata işlememişiz. Ben de, yayında sorumluluğu olmakla beraber, 'okur sözcüsü' sayfasının mes'ulü olarak, burada -sorulacak soru bulunamadığı zamanlarda sorulduğunu varsaydığım- 'ne var ne yok' sorusuna cevap vereceğim. Cevaplarımı birkaç başlık altında toplayacağım. YENİ ŞAFAK DAHA ÇOK OKURA ULAŞMALI Yeni Şafak okurlarının büyük bölümünü, aboneler oluşturuyor. Bayilerde gazete aramak, gazete kaldı mı kalmadı mı gibi bir telaştan azade kalmak isteyen, gazetem her sabah evime dükkanıma gelsin, beni uğraştırmasın diyen okurlarımız, abone olmayı tercih ediyor. Türkiye'nin dört bir yanında, tüm illerimizde ve ilçelerimizin büyük çoğunluğunda temsilcilerimiz var. Bu temsilcilerimizin bir kısmı, bölgesiyle ilgili haberler de üretiyor. Ve hepsi, bizim o bölgelerde haberle ilgili takip edilecek bir işimiz olduğu zaman, ya doğrudan haberi izliyor ya da bize yardımcı oluyor. Gazetemizin abonelere dağıtımı da bu temsilcilerimiz yönetiminde gerçekleştiriliyor. Dağıtım sorunları, genelde, bu temsilcilerimiz tarafından mahallinde çözülüyor. Temsilcilerimizin gayretine rağmen, bazı sorunlar çözülemeyebiliyor. Böyle durumlarda, merkezimiz devreye giriyor. Bütün bu aşamalarda çözülemeyip, bize kadar ulaşan sorunların sayısı (Günde bir kaç okurun abone olmak istiyorum olamıyorum, ya da gazetem vaktinde gelmiyor ya da iki gündür gazetem gelmedi şeklindeki şikayetleri) 1000'in üzerinde temsilci ve dağıtıcının, yüz bine yakın okuyucunun bulunduğu bir 'sistem' içinde çok fazla, çok bunaltıcı sayılmaz. İdari Koordinatörümüz Abdulhalik Çimen'le konuşmalarımızdan şu sonucu alıyorum. Bu sistem içinde, çözülemeyecek sorun yok. Sonunda mutlaka çözülür. Peki sistem işliyorsa, çıkan sorunlar mutlaka çözülüyorsa, tamam mı, yapılacak işler, bitti mi? Hayır bitmedi. Dağıtım ağını genişletmemiz, daha çok okuyucuya ulaşmamız gerekiyor. Biz, 'Yeni Şafak ailesi' tabirini kullanmayı seviyoruz. Bu ailenin en önemli unsuru olan okurlarımızı, aynı zamanda temsilcilerimiz olarak görüyoruz. Onların sesine kulak veriyor, onların taleplerini önemli buluyor, onların eleştirilerini dikkate alıyoruz. Yeni Şafak'ın daha çok okura ulaşmasında, bizim çalışmalarımızın yanında, okurlarımızın çabalarının da yararlı olacağını düşünüyoruz.
Fikir enjekte eden değil, bilgi veren kitaplar Yeni Şafak'ın 'kültür hizmetleri', yayın politikasının bir parçasını oluşturuyor. Geçmişe doğru baktığımda, merhum Faruki'nin İslam Kültür Atlası'ndan, İmam-ı Rabbani'nin 'Mektubat'ına, İbn Batuta Seyahatnamesi'nden İbn Haldun'un Mukaddime'sine, Mevlana'nın Mesnevi'sinden Hamidullah'ın İslam Peygamberi'ne, Çocuklar Gezegeni'nden Türkçe, İngilizce sözlüklere ve hepsini anamayacağım bir çok esere kadar, her okurun eline ulaşan eseri tek tek sayarsak, milyonlarca kitap armağan ettik. Yanyana getirildiğinde, faydalanmak isteyen bir okuyucu için, gerçek bir kültür ve uygarlık hazinesi. Bu kitaplarla, bir anlamda, gazete sayfalarında verilmesi mümkün olmayan tarihi, felsefi, dini, kültürel bilgileri, okurlarımızın evlerine kadar taşıyoruz. Okurlarımızın çoğunun, o kitapları okuduklarını da sevinerek görüyoruz. Dikkat edilirse, bu kitaplar, 'fikir enjekte eden' kitaplar değil. Gerçekten bilgi sahibi olmak isteyen insanlar için, kaynak niteliğinde kitaplar. Çünkü biz, okurlarımızın, başka gazetelerin okurlarından farklı olduğunu biliyoruz. Okurlarımızın, 'nitelikli' insanlar olduklarının bilincindeyiz.
Ve 'web sayfası' sorunları İnternet sayfamızı, hergün yaklaşık 80 bin kişi okuyor. 'İnsan yapımı' her işte olduğu gibi, o sayfalarımızda da eksiklerimiz var. İnternet okurlarımızdan, web sayfalarımızın teknik yetersizliklerine dair şikayetler alıyoruz. Bunlardan biri, yazarların eski yazılarına ulaşmaktaki zorluklar. Bu zorlukların aşılması için çalışmalar yaptığımızı daha önce bildirmiştik. Son aşamaya kadar geldiğimiz bir firmayla anlaşmayı sonuçlandıramadık. Daha kalıcı çözüm üreten programlar üzerinde çalışıyoruz, bu kez sonuçlandıracağımızı ümid ediyorum. Bazı okurlarımız, yazarlara mail gönderemediklerinden yakınıyorlar. Yazarların bir kısmına mail gönderilebiliyor. Okur maili almak isteyen yazarlarımız dilerlerse, yazılarına mail linki koyulacak. Bazı okurlarımız, ÖSS, LGS gibi sınavların cevaplarının, internet sayfamızdan yayımlanmasını istiyor. Hemen belirteyim, böyle bir uygulamaya geçmeyi düşünmüyoruz.
'Okur niteliği'ni belgeleyen bir örnek Okurlarımızdan gelen eleştiriler de, onların 'niteliği'ne tanıklık ediyor. Gelen eleştirilerin bir çoğu, gazete bittiğinde, 'şunu şöyle yapsaydık daha iyi olurdu' dediğimiz haberlerle ilgili. Bir örnek vereyim, değerli okurumuz, N. Bahçeci'nin dikkatimizi çekmek istediği bir başlıkla ilgili. 1 Mart'ta, 'Son söz Diyanet'in' başlığı altında, Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu ve 81 ilin müftülerinin birlikte vardıkları kararları haber vermişiz. Bu haberde, Diyanet, bir çok konunun yanısıra, o günlerde ortaya çıkan 'kadınların başı açık namaz kılması' tartışmasına da bir açıklama getiriyor, ibadet sırasında başın örtülmesinin, tartışılmaz bir vecibe olduğunu vurguluyordu. Bu yüzden, iç sayfadaki başlık, 'İbadette tesettür, tartışılmaz bir vecibe' şeklinde verilmişti. Sayın Bahçeci, "İbadette Tesettür tartışılmaz bir vecibe" başlığı, namazdaki kıyafetle ilgili hükmü yansıtmakla birlikte, diyanet bildirisinin 16. maddesinde belirtilen ve namazla sınırlı olmayan şekilde Müslüman kadınların başlarını örtmelerinin "dini bir gereklilik olduğu"na dair (bilineni tekrar niteliğinde olsa da) çok önemli mesajı göz ardı ediyor" diyordu.Elbette, Yeni şafak'ın, Diyanet bildirisindeki "Kadınların başlarını örtmeleri dini bir gerekliliktir" şeklindeki 'Fetva'sını gizlemek gibi bir maksadı olduğu düşünülemez. Nitekim, Diyanet bildirisinin bu tarafı da haberin içinde yer alıyor. Bahçeci'nin eleştirisi, günün akışı içinde ön plana çıkarılması ihmal edilmiş önemli bir detaya işaret ediyor ve isabetli bir eleştiri.Demek istediğim şu: Yeni Şafak okurlarının 'terazi'si hassas ve genellikle doğru tartıyor. Okur niteliği derken, bunu kastediyorum.
Yayınınızı sürekli takip etmeye çalışıyorum. Taha Kıvanç müdavimiyim. Şimdiye kadar kuponla verdiğiniz kitaplar için sonsuz teşekkür ederim. Çok faydalı ve önemli kaynaklar. Hanımlara ve çocuklara yönelik yayınları da bu kervana katarsanız, memnun oluruz. Bu yemek kitabı, el işi kitabı, çocuklar için kitap ya da set, CD olabilir. Gittikçe daha doyurucu içerikle çıkıyorsunuz. Gazetem elime geçmediği gün eksiklik hissediyorum. Bu yüzden dağıtımcı arkadaşlara sitem ettiğim oluyor. (Kayseri-Aydınlıkevler) Öğrenciyken satır satır okuyabildiğim gazeteme, şimdi zamansızlıktan göz gezdirdiğimde kendime kızıyorum. Ben Açıköğretim Liselilerinin ÖSS'ye kayıt yaptıramayacagı haberini okuduktan sonra tam bir hayal kırıklığına ugradım. Haksızlık bu! Şimdi Açık Lise'de okuyan öğrencilerin geleceği ne olacak? Hani egitim şarttı? İlginize bir çocuk gibi sevindim. Sizlerin de yardımlarıyla M. Akif İnan İlköğretim Okulu Şanlıurfa'daki en büyük kütüphanelerden birine sahip oldu. Sizlere teşekkürü bir borç bilirim.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |