T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 18 MART 2006 CUMARTESİ | ||
|
TUNUS- Türkiye Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Tunus'a gelmiş olmasının ilk bakışta fazla bir önemi yok. İki ülke arasında ihtilâflı bir konu bulunmuyor. Arada öyle gözde büyütülecek çapta bir ticarî ilişkiye de rastlanmıyor. İki ülkenin birbirine teğet geçtiği platformlar zaten çok nâdir; İslâm Konferansı Teşkilâtı'nda (İKÖ) biraradalar, o kadar... Türkiye, Avrupa Birliği'nin (AB) Akdeniz ülkeleriyle diyalogunu (EUROMED) geliştirmesinden yana; Tunus da AB ilişkilerine önem veriyor... Başka? Görünürde 'sıcak' denilebilecek bir yakınlık fark edilmiyor iki ülke arasında... Oysa, Abdullah Gül'ün Tunus'a gelişi bir dizi başka ziyaretin sonuncusu. Türkiye'den Genelkurmay Başkanı (2003), Başbakan (2005), TBMM Başkanı (2002) ve Cumhurbaşkanı (2003) da Tunus'u ziyaret etmişlerdi. Türkiye Kuzey Afrika'ya, özellikle de tarihî ilişkileri bulunan ülkelere, yakınlaşma çabasında bir süredir. Dışişleri Bakanı Gül'ün bu gezisi, başka amaçlarıyla birlikte, ikili ilişkileri soğutmamayı, sürekli sıcak tutmayı hedefliyor. Türkiye'nin dünyanın gidişiyle ilgili ciddi kaygıları olduğu biliniyor. Afganistan ve Irak'ta süregiden işgal hergün yeni sorunları bölge gündemine taşıyor. Şu yakın zamanlarda yaşanan 'karikatür krizi', İslâm Dünyası'nın her an patlamaya hazır bir heyecanı içinde barındırdığı kadar, Batı'nın da o heyecanı tahrik etmekten çekinmeyecek fütursuzlukta olduğunu gösterdi. Dengelerin her an altüst olması ve hep kaçınılan topyekün bir ayrışmanın yaşanması o kadar uzak bir ihtimal değil. Bu durum Türkiye'yi kendi sınırları dışındaki geniş bir coğrafyayla ilgilenmeye zorluyor. Devlet üst düzeyinin her fırsatta ikili temaslar için başka ülkelere doğru yola koyulması bu sebeple... Dışişleri Bakanı Gül de, Tunus ziyaretinde, ülkeyi yöneten kadroyla 'uygarlıklar ittifakı' eksenli görüş alış-verişi yapma fırsatı buldu. Ülkeler arasındaki yakınlık yalnızca devletten devlete ilişkilerle sağlanmıyor bugünün dünyasında; öğrenci değiş-tokuşundan ticarî ve sınaî alandaki çok yönlü işbirliğine kadar bir dizi insandan-insana ilişki dostluğu pekiştiriyor. Türkiye'nin Kuzey Afrika'ya da uzanan müteahhitleri, bir yandan istihdam ettikleri Türk ve Kuzey Afrikalı işgücünü birbirine tanıştırırken, bir yandan da kalkınmasına yardımcı olduğu ülkeler üzerinde Türkiye adına silinmez bir etki bırakıyor. Geçmişte, Osmanlı döneminde, donanması ve yönetici sınıfıyla belli ettiği varlığını, Türkiye, bugünün dünyasında, işadamları ve kültür adamlarıyla sağlıyor. Kahire Havaalanı'nı yenileme projesini hızla gerçekleştiren TAV firması Tunus'taki Enfidha Havaalanı'nın yapımına da tâlip; ön elemeyi geçen firma ihaleyi üstlenmeyi başarabilirse, Türkiye'nin Tunus'la ilişkilerine başka bir boyut daha eklenecek... Dışişleri Bakanı Gül'ün temaslarında Kıbrıs için açıklanan 'yeni eylem planı'na destek arayışı ilk sırada yer alıyorsa, Türk firmalarının Tunus'un kalkınmasına daha fazla katkıda bulunması temennisi de hemen ardından geliyordu. İki ülke arasında birçok benzemezle çok sayıda benzeşen yön de var; bu da birbirini daha yakından tanıma ihtiyacını artırıyor. Türkiye'nin gelişen dünya olaylarına tepki olarak kendiliğinden üstlendiği misyon ile Tunus'un bulunduğu bölgede istikrarlı bir ülke olarak kalkınmasını sürdürme arzusu birbirini destekliyor. Benzeşen özellikleri ön plana çıkartıp benzemeyenleri geri plana iten bir yöntem, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinde yararlı olacaktır. Tunus halkının Türkleri sevdiği, Türkiye'de yaşanan gelişmeleri de takdirle izlediği biliniyor; bu ilgiyi diri tutup global arenada birlikte hareket edilen konuların sayısını artırmak her iki ülkenin de yararına...
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |