T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
S O N D A K İ K A | 18 MART 2006 CUMARTESİ | ||
|
'YÖK'ün fotoğraf kabinleri utanç tablosu'
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Öğrenci Seçme Sınavı Merkezi'nin (ÖSYM) bu yıl üniversite sınavına müracaat eden öğrencileri, kabinlere sokup fotoğraflarını çektirmesi, onlara adeta esir kampına ya da karantinaya sokulan insan muamelesi yapması, ülkemiz için gerçek bir utanç tablosu olmuştur" dedi. Gündoğdu, Eğitim-Bir-Sen'in Van Öğretmenevi'nde gerçekleştirilen bölge toplantısında yaptığı konuşmada, Van'da sendikal eğitim için bulunduklarını belirterek, Bitlis, Muş, Şırnak ve Hakkari şubeleri ile bu illere bağlı ilçelerdeki temsilcilik yöneticilerinin toplantıda bir araya geldiğini bildirdi. Açık liseye geçişleri düzenleyen yönetmeliğin Danıştay tarafından yürütmesinin durdurulmasının, halkın umut ve beklentileriyle kurumların çatışmasının yeni bir örneği olduğunu savunan Gündoğdu, şunları söyledi: "Şimdi de açık liseye geçmiş olanların ÖSS'ye müracaatlarını geçersiz saydığına dair YÖK Genel Kurulu'nca bir karar alındığını açıkladılar. Oysa böyle bir karar alınmış değildir. Ne tutanağı vardır ne de YÖK üyelerinin imzası. Öyle anlaşılıyor ki Teziç, emrivaki ile (ben yaptım oldu) mantığıyla YÖK üyelerinin iradesini hiçe sayıp, hayali kararlarla çocuklarımızın önünü kesmeye çalışıyor." ÖSYM'NİN FOTOĞRAF KABİNLERİ "ÖSYM'nin bu yıl üniversite sınavına müracaat eden öğrencileri kabinlere sokup fotoğraflarını çektirmesi, onlara adeta esir kampına ya da karantinaya sokulan insan muamelesi yapması, ülkemiz için gerçek bir utanç tablosu olmuştur" diyen Gündoğdu, uygulamanın toplum mühendisliği faşizminin, eşi görülmemiş bir örneği olduğunu savundu. Sınav başvuru merkezlerinde görevlendirilen öğretmenlere "gestapo şefi" ya da "hafiye" rolü verildiğini, kızlı erkekli yaklaşık 1.5 milyon gencin, eşi görülmemiş bir psikolojik baskı ve aşağılanmaya maruz bırakıldığını ifade eden Gündoğdu, şöyle devam etti: "YÖK ve ÖSYM milletle kavganın alanını genişletmektedir. Bu toplum mühendisliği oligarşisi bilmelidir ki, milletle kavga olmaz. Çocuklarımızın delikanlılarımızın, onurunu rencide eden moral ve motivasyonunu derinden sarsan bu uygulamalar sona erinceye ve üniversitelerimiz gerçek bilimsel özerkliğe, özgür bir eğitim ortamına kavuşuncaya kadar mücadelemiz sürecektir." OKULLARDAKİ ŞİDDET Son günlerde okullardaki şiddet olaylarının, tinerci saldırılarının dikkat çekici seviyede arttığına işaret eden Gündoğdu, bu durumun veli ve öğrencilerde olduğu gibi eğitim çalışanları arasında da kaygılara yol açtığını, konunun acilen el alınması ve çözüm için çalışılması gerektiğini vurguladı. Ahmet Gündoğdu, okullardaki şiddet olaylarının artmasını doğal karşıladığını belirterek, yeni üniversitelerin açılmamasının, yeni iş alanlarının oluşturulmamasının, okulların hayata hazırlık yerine sınava hazırlık sistemini ön plana çıkarmasının bu şiddet ortamına zemin hazırladığını savundu.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |