KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, tüzükler konusunda Brüksel'de Türk ve Rum heyetleri arasında yapılan görüşmelerde, "Rumlara, izolasyonların kaldırılması ve limanlarının açılması karşılığında Maraş'ı vermeyi önerdiklerini, ancak Rumların bu öneriyi şiddetle reddettiğini" açıkladı.

Talat, düzenlediği basın toplantısında, "Brüksel'de bir süre önce yapılan toplantılarda, Avrupa Birliği'nin izolasyonların kaldırılması karşılığında verdiği sözlere karşılık, Rumların ortaya koyduğu koşulların görüşüldüğünü" ifade ederek, şunları söyledi: "Anlaşma istediğimiz için bu toplantılara katıldık. Kıbrıs Türk tarafı olarak, ayrıtıları müzakerelerle veya yapacağımız daha derin çalışmalarla belirlenmek üzere şu öneriyi yaptık: Maraş'ın Rum tarafına verilmesi karşılığında, Rum yönetiminin, Kıbrıs Türk limanları ve havaalanları için daha önce deklare ettiği 'kapalıdır' ilanını, geri dönülmez şekilde geri çekmesi koşuluyla ve Kıbrıslı Türklerin karşı karşıya bulundukları diğer ambargoları, spor, kültürel vs. ambargoları kaldırmak koşuluyla, yani Rum tarafının bu konudaki şikayetlerini geri çekmesi koşuluyla kabul edebileceğimizi bildirdik. Bu önerimiz Rum tarafınca şiddetli bir şekilde reddedildi. Dolayısıyla Maraş'ın arzulu bir şekilde sürekli olarak istenmesi, çok da gerçekçi veya ciddi bir önerisi değildir Rum tarafının. Bu ortaya çıktı."

'Herkesin' bilgisi dahilinde...

Talat, bir soru üzerine, Maraş'ı Rumlara verme önerisinin "herkesin bilgisi dahilinde" olduğunu, Brüksel'e gidilmeden önce konuşulduğunu belirtti. Talat, Brüksel görüşmelerine Türkiye'nin davet edildiğini, Türkiye'nin bu görüşmelere katılmayı kabul etmediğini söyledi.

Tasos, diyaloğa kapalı

Talat, Rum lideri Tasos Papadopulos'un, BM aracılığıyla yaptığı tüm girişimleri reddettiğini ifade ederek, "Liderlerin kendi siyasi arzularına esir oldukları sürece halklarını uçuruma sürükleyeceklerini" belirtti.

Cumhurbaşkanı Talat, "Papadopulos'un kendisiyle neden görüşmek istemediği" sorusuna karşılık, "Bence benimle görüşmekten kaçınmasının nedeni, hukuki, siyasi ve moral anlamda zayıf olmasıdır" dedi.

Devleti güçlendireceğiz

"Kıbrıs sorununun bütünlüklü çözümünden vazgeçmediklerini ve vazgeçmeyeceklerini" de vurgulayan Talat, "Annan planında öngörülen parametrelerin gerisine düşmeden BM çerçevesinde bir çözümü savunduklarını" ve "bu çerçevede Rum tarafına uzattıkları barış ellerinin tutulacağını umduklarını" söyledi. Talat, barışa ulaşmaya çalışırken, "devleti güçlendirecek tedbirleri de alacaklarını" belirtti.

Ek protokolde imza süreci bilmeceye döndü

DUYGU GÜVENÇ / ANKARA-BRÜKSEL
Türkiye'nin, aralarında Rum Kesimi'nin de bulunduğu, Ankara Anlaşması ek Uyum Protokolü için atacağı imzanın gecikmesi Brüksel ve Ankara arasında bir kez daha tansiyonun artmasına neden oldu. AB Komisyonu'nun Genişleme Bölümü'nden bir yetkili, Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada, "Biz hazırız ama Ankara imza atmıyor" dedi. Aynı yetkili, Türkiye'nin, 3 Ekim'den önce imzalama taahhüdü verdiğini anımsatırken, Ankara'nın "29 Haziran'da sunulacak olan Çerçeve Belgesi'ni veya Kıbrıs konusunda AB'nin atacağı adımları bekliyor olabileceğini" söyledi. Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili ise Türkiye'nin imza atmaya hazır olduğunu, ancak daha önce "İç prosedürümüzü tamamlayınca imzalayabiliriz" diyen AB'nin, "Prosedürümüz tamamlandı, imzaya hazırız" diyerek bir çağrı yapmadığını belirtti. Ankara, AB'nin ek uyum protokolü ile ilgili çeviri ve onay sürecine dair idari sürecini tamamlamasını beklerken, imzanın Temmuz ayında İngiltere'nin dönem başkanlığına kalacağı belirtiliyor. Üst düzey bir diplomat, Türkiye'nin de bunu tercih ettiğini, imzanın 3 Ekim'den önce atılacağını kaydetti.

'Protokol imzalanmalı'

Cumhurbaşkanı Talat, Türkiye'nin "Kıbrıs'ı da kapsayacak şekilde Ankara Anlaşması'nı imzalayacağını duyurduğunu ve ileride imzalayacağını" belirterek, "sakın imzalama" çağrılarının gerçekçi olmadığını kaydetti. Talat, Türkiye'nin bu protokolü imzalamasının "Kıbrıs Cumhuriyeti"ni tanıyacağı anlamına gelmediğini belirterek, Türkiye'nin protokolü imzalamasının, AB ile müzakerelere başlamasının bir yükümlülüğü olduğunu söyledi. Talat, Papadopulos'un da bunu itiraf ettiğini bildirdi.

« Geri Dön