AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
6 5 7 ' L İ L E R   A İ L E S İ

Nemalarda 'Devlet Katkısı' İstenebilir mi?

Nema uygulaması esnasında kendi isteğiyle ayrılan memurların Devlet katkısı alıp almayacağına ilişkin köşemize ulaşan sorulara ilişkin açıklamamız aşağıda yer almaktadır.

1- Öncelikle şunu belirtmek gerekmektedir. İdari işlemlerde dava açma süresi 60 gündür.

2- Nemaları dayandığı ilk Kanun olan 3417 sayılı yasanın sadece emeklilik veya ölüm halinde kesintilerin ve devlet katkılarının nemalarıyla ödenmesini öngören 6/1 fıkrası, en az 15 yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri taktirde biriken tasarruf kesintileri, Devlet ve işveren katkıları ile nemalarının toplamının 3/5'inin biriken tasarruf kesintilerinin ödeneceği öngören 6/2 fıkrası, en az 6 yıl tasarrufta bulundukları taktirde sadece tasarruf kesintilerinin ödeneceğini öngören 6/3 fıkrası hakkında Anayasa Mahkemesi değişik zamanlarda iptal kararı vermiştir.

3- Mahkeme ilk olarak 16.1.200 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan kararıyla 6/3 fıkrasını iptal etmiştir.

4- Mahkeme ikinci olarak 6'ncı maddenin 2, 3 ve 4. fıkraları hakkında iptal kararı vermiştir. Bu karar 28/3/2002 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

5- Bu iptal kararları ile birlikte "28.3.2002 TARİHİ İTİBARİYLE" çalışan payı olarak biriken tasarruf kesintilerinin Devlet/işveren katkısı ve neması ile birlikte ödenmesi konusunda 3417 sayılı Yasanın 6. maddesinin 2. fıkrası ile getirilen en az 15 yıl tasarrufta bulunma ve 3. fıkrası ile getirilen en az 6 yıl tasarrufta bulunma zorunluluğu tamamen ortadan kaldırılmıştır. Dolaysıyla, artık çalışan payı olarak biriken tasarrufu teşvik kesintilerinin Devlet katkısı ve neması ile birlikte çalışanlara iadesinin yalnız emeklilik ve ölüm halinde söz konusu olamayacağı, kapsamında yer alan tüm çalışanların, kesintileri ve devlet katkılarının nemalarıyla birlikte ödenmesi gerekmekteydi.

6- Ancak bu gereklilik, ilgili Anayasa Mahkemesi kararının Resmi Gazetede yayımının takip eden süre içinde dava açanlar açısından söz konusudur.

7- Bazı sendika sitelerinde yer alan Danıştay ve İdare Mahkemesi kararları, süresi içerisinde açılmış olan davalardır. Yani Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararının ardından ortaya çıkan durumdan yararlanmak için 60 gün içinde idarelerine başvurup, olumsuz cevap alan ve bu olumsuz cevabın ardından 60 gün içinde idari yargıda dava açanlardır.

8- 1998 yılında uygulamaya sokulan ve ama bazı memurların geçen zaman içinde sistemden çıktığı nema uygulamasında, yıllar sonra hak talep etmek için dava açmak zaman aşımına takılacaktır. Zira, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunundaki süreler içerisinde (60 gün) başvuruda bulunma şartı gerçekleştirilmeden dava açıldığı için, açılacak davaların, idare mahkemelerince süreden red edilme ihtimali yüksektir.

9- Bu nedenlerden dolayı bazı konfederasyon ve sendikaların sitelerinde yayımlanan nemalara yönelik dava dilekçelerinin uygun olmadığını düşünüyoruz.


Danıştay'ın Harcırah Kararı Ne Anlama Geliyor?

Danıştay İkinci Dairesi, harcırahlardaki zaman aşımına ilişkin yeni bir karar vermiştir. Bu karar idari işlemlerdeki 60 günlük zaman aşımına yeni bir boyut kazandıran önemli bir karardır. Bu nedenle kararın yorumu üzerinde bir değerlendirme yapmak gerekmektedir.

İdari işlemlerde dava açma süresi 60 gündür. Bu nedenle köşemize 2002, 2003 veya 2004 yılındaki harcırahlarının alıp alamayacakları yönünde soru soran ziyaretçilerimize genel olarak olumsuz cevap vermekteydik. Zira 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa göre dava açmalarda zaman aşımı süresi 60 gündür. Yani ya kamu kurumunun cevabından itibaren 60 gün içinde ya da kamu kurumuna başvuru yapılmış ama 60 gün içinde hiç cevap alınamamış ise bu 60 günlük sürenin sonundan başlamak üzere 60 gün içinde idari yargıda dava açmak gerekmektedir. Bu nedenle Bütçe Kanunlarındaki hükümlerden dolayı 2002, 2003 yıllarında harcırah alamayanlardan dava açmayanların şimdi dava açıp davayı kazanma ihtimalleri yoktur.

Danıştay İkincisi Dairesi verdiği ve memurlar.net'te tüm metni yayımlanan karar, 2002 yılındaki bir olaya aittir. 2002 yılında da harcırah verilmiyordu. Ancak, harcırah verilmemesi 2002 yılı Bütçe Kanununa konulan hükümden kaynaklanmaktaydı. Diğer taraftan, Anayasa Mahkemesi 2002 yılı Bütçe Kanununun ilgili hükmünü iptal etmiş ve bu iptal kararı 28/03/2005 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmıştır. İşte bu iptal kararı üzerine bir memur Milli Eğitim Bakanlığına başvurmuş ve 2002 yılındaki harcırahını istemiştir. MEB, zaman aşımını gerekçe göstererek bu istemi reddetmiştir. Söz konusu memur daha sonra idari yargıda dava açmıştır. İdare mahkemesi memur lehine karar vermiş ve davanın süresinde açıldığını belirtmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı bu kararı temyiz etmiş ve temyiz istemini Danıştay İkinci Dairesi karara bağlamıştır.

Danıştay verdiği kararda şu açıklamalara yer vermiştir. "…açıktan atanmak suretiyle 27/9/2002 tarihinde öğretmen olarak ilk defa memuriyete başlayan davacı, atandığı tarihte yürürlükte bulunan 2002 Mali Yılı Bütçe Kanununun 6. maddesinin (g) bendindeki "ilk defa veya yeniden göreve alınanlar ile bunların aile fertlerine harcırah ödenmeyeceği ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu ile diğer mevzuatın bu fıkraya aykırı hükümlerinin uygulanamayacağı" na ilişkin açık hüküm karşısında, 6245 sayılı Harcırah Kanununun 59. maddesi çerçevesinde göreve başladığı tarihten itibaren bir aylık süre içerisinde harcırah bildirimi düzenleme veya aynı süre içerisinde 2577 sayılı Yasanın 10. maddesine göre başvurma olanağına sahip değildir. Dolayısıyla davacı hakkında uygulanma olanağı olmayan 6245 sayılı Harcırah Kanununun 59 uncu maddesinin, davacının, harcırah verilmesi isteminin reddi üzerine açacağı davada dava açma süresinin hesaplanmasında dikkate alınması düşünülemeyeceği ifade edilmektedir."

6245 sayılı Harcırah Kanununun 59'uncu maddesinde, sürekli bir görevle veya geçici bir görevle başka yere gönderilenlerin memuriyet mahallerine dönüşlerinden itibaren bir ay içinde harcırah beyannamelerini doldurmaları halinde harcırah verileceği belirtilmiştir. İşte Danıştay, ilgili memurun Kanun hükmünden dolayı harcırah bildirimi düzenleme olanağına sahip olmadığını bu nedenle de Anayasa Mahkemesinin kararının ardından idareye yapılan başvuru üzerine açılan davanın süresinde açıldığını belirtmektedir.

Danıştay'ın bu yeni kararı üzerine zaman aşımına ilişkin şunları söyleyebiliriz:

1- 2002 ve 2003 yılında harcırah alamayanların durumu: Bu karar 2002 veya 2003 yılındaki Bütçe Kanunlarındaki hükümlerden dolayı harcırah alamayanları kapsamamaktadır. Zira bu bütçe Kanunların ilgili harcırah hükümleri hakkında iptal kararı verilmiş olup, davanın bu iptal kararının ardından bir aylık sürede idareye başvurularak açılması gerekmekteydi. Dolaysıyla 2002 ve 2003 yılı Bütçe Kanunlarındaki hükümlerden dolayı harcırah alamayanlar yine harcırah alamayacaktır.

2- 12.8.2003 tarihinden bu yana harcırah alamayanlar: Harcırahlar 6245 sayılı Kanuna göre verilmektedir. Bu Kanunun 12.8.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 4969 sayılı Kanunla değişiklik yapılmış ve daha önce Bütçe Kanunlarında yer alan açıklamalar ana kanuna yani 6245'e eklenmiştir. Bu yeni değişiklikten dolayı 12.8.2003 tarihinden bu yana istek üzerine naklen ataması yapılanlara harcırah verilmemektedir. Diğer taraftan, Anayasa mahkemesi, 12.8.2003 tarihinde, 6245 sayılı Kanununun 10. maddesinin birinci fıkrasının başına getirilen "Kendi yazılı talepleri üzerine gönderilenler hariç olmak üzere" hükmü iptal etmiştir. (Bu hükümden dolayı 12.8.2003 tarihinden bu yana eş, sağlık, istek durumundan dolayı yapılan atamalarda harcırah verilmemekteydi.) Ancak Anayasa mahkemesinin iptal kararı henüz Resmi Gazetede yayımlanmamıştır. İşte Danıştay'ın kararı 12.8.2003 tarihinden bu yana idarelerine hiç başvurmayan ve harcırah alamayan naklen ataması yapılan memurları ilgilendirmektedir. Bu durumdaki memurlar Anayasa Mahkemesinin 6245 sayılı kanuna ilişkin iptal kararının Resmi Gazetede yayımlanmasının ardından bir ay içinde idarelerine başvurmaları ve harcırahlarını talep etmeleri gerekmektedir. İlgili kamu kurumları bu talepleri de reddecektir. İşte bu red kararı üzerine 60 iş günü içinde idari yargıda dava açanlar, davalarını kazanabilirler.

3- Sonuç olarak şu hususu da belirtmek gerekir ki bu Karara göre kurumlar harcırah ödemesi yapmayacaklardır. Çünkü, bu Kararın bireysel olduğu ifade edilerek genele şamil kılınmayacak ve Harcırah almak isteyenlerin dava açmaları istenecektir. Bunun için öncelikle Harcırah Kanunu Genel Tebliğinde bir değişiklik yapılarak bu sorun kökünden çözülmelidir. Aksi takdirde binlerce dava açılacak ve İdare Mahkemelerinin iş yükü olabildiğince aratacaktır.



4 Yıllık İHL Mezunu Bir Kademe Alır mı?

Yüksekokul mezunu olarak memurluğa başlayan ve liseyi 4 yıl okuyan bir İHL mezunu, memurluğa başladıktan sonra lisede fazla okuduğu bir yıl için bir kademe alabilir mi?

657 sayılı Kanunun 36-A-b bendinde; "Ortaokul ve dengi, lise ve dengi okulların, normal öğrenim süresinden fazla olması halinde, başarılı her öğrenim yılı için bir kademe ilerlemesi uygulanır. Bunlardan teknik öğretim okulları mezunlarına, meslekleri ile ilgili görevlerde çalışmaları halinde ayrıca bir kademe ilerlemesi daha verilir." hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm çerçevesinde memuriyete giriş derece ve kademenize ilave bir kademe almanız mümkündür.Şayet sonradan yüksek öğrenimi tamamlarsanız intibakınızda da ilave bir kademe almanız gerekir.


Belediyelerde Norm Kadro Uygulaması

Geçici işçi olarak çalışıyorum. Belediyemizde itfaiye teşkilatı yok. 5393 sayılı Kanunun 49/3 maddesine göre norm kadro sonuçlandırılıncaya kadar birim oluşturulmuş ve biz oraya görevlendirilmiş durumdayız. Böyle bir şey yapılabilir mi?

Belediye Kanununun Belediye teşkilâtını düzenleyen 48'inci maddesinde gerektiğinde sağlık, itfaiye, imar, insan kaynakları, hukuk işleri ve ihtiyaca göre diğer birimlerin oluşturulabileceği, bu birimlerin kurulması, kaldırılması veya birleştirilmesinin ise belediye meclisinin kararıyla olacağı belirtilmiştir. Aynı Kanunun 49'uncu maddesinde ise nüfusa göre belediye başkanının, belediye meclis üyelerini belediye başkan yardımcısı olarak görevlendirebileceği belirtilmiştir. Bu Kanunun geçici 2'nci maddesinde ise; "Norm kadro uygulamasına geçilinceye kadar belediyenin, bağlı kuruluşlarının ve mahallî idare birliklerinin memur kadrolarının ihdas ve iptalleri ile boş kadro değişiklikleri, İçişleri Bakanlığının teklifi, Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile yapılır. Norm kadro uygulamasına geçilinceye kadar, Bakanlar Kurulu tarafından ihdas edilmiş mevcut kadrolar 49 uncu maddenin üçüncü fıkrasının uygulanması açısından norm kadro kabul edilir" hükmü yer almaktadır.

Görüleceği üzere, gerektiğinde itfaiye teşkilatının kurulması norm kadro ilke ve standartlarına uygun olarak gerçekleştirilmek zorundadır. Kadro ihdasında öncelikle teşkilatın kurulması gerekmektedir. Ancak, norm kadro çalışması tamamlanmadığı sürece bu işlemlerin yapılması mümkün değildir. Sonuç olarak belirtmiş olduğunuz hususların tamamı norm kadro çalışmasına bağlıdır.


Hangi Halde Vekalet Ücreti Alınır?

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı taşrada, Harita Teknikeri olarak 2/1'de çalışıyorum. İdari İşler Şube Müdürlüğüne vekaleten (İdari İşlerden Sorumlu) atandım. Bakanlığımızın Görevde Yükselme Yönetmeliğinin 26 maddesinin 1 fıkrası; teknik kökenli olmayan Şube Müdürlüğü kadrosuna atanabilmek için "Şef ve ayniyat saymanı kadrolarının birinde en az 2 (iki) yıl çalışmak" şartını getirmektedir. Şube Müdürlüğü vekalet görevimi iki yıla tamamladığımda, vekalet ücreti olan %135 özel hizmet tazminatını alabilir miyim.?

Bu hususa ilişkin ayrıntılı açıklama 157 seri nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde yapılmıştır. Tebliğde vekillerin zam ve tazminat farkını alabilmesi için, genel ve ilgili özel mevzuatı uyarınca asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) bir arada taşımaları gerektiği belirtilmiş ve şu örnek verilmiştir.

"ÖRNEK: (X) Genel Müdürlüğü atama ve görevde yükselme yönetmeliği uyarınca asaleten atanmada belli bir hizmet bölgesinde belli bir süreyle görev yapmış olma şartı öngörülmüş Şube Müdürlüğü kadro görevini vekaleten yürüten bir memura zam ve tazminat farkı ödenebilmesi için, (diğer şartları da taşıması kaydıyla) bu memurun söz konusu hizmet bölgesinde aynı süreyle görev yapmış olması şartı aranacaktır."

Tebliğin ilgili hükmü ve yukarıda yer verilen örnek beraber ele alındığında, asaleten atanmak için gerekli olan şartları taşımadığınız anlaşıldığından zam ve tazminat farkını almanızın mümkün olmadığını düşünüyoruz. Velevki bu göreve 2 yıl tedvir etmiş olsanız dahi.


Şube Müdür Arazi Tazminatı Alabilir mi?

Halen bulunduğum şube müdürlüğünü vekil olarak yürütürken, esas görevim olan Tekniker kadrosunun özel hizmet tazminatına (%90) ek olarak aldığım %10 arazi tazminatını vekalet süresince alabilir miyim?

2005 yılı Yan ödeme Kararnamesine göre sorunuzda belirtilen tazminatı alabilmeniz için fiilen çalışıyor olmanız gerekmektedir. Bu husus ilgili kararnamede "görevin filen yerine getirilmesinden sonra üçer aylık dönem sonlarında yapılır." şeklinde düzenlenmiştir.

Bu hüküm çerçevesinde, şube müdürlüğüne vekalet edenlerin bu tazminatı alamayacağını düşünüyoruz. Çünkü, bu tazminatın ödenmesinde fiilen görev yapma şartı bulunmaktadır. Şube Müdürlüğüne vekalet eden birinin bu görevi fiilen yürütmesi mümkün değildir.


Memurun İsteği Dışında Naklinin Yapılması ve Dava Açılması

… doğum hastanesinde çalışmaktayım. Kendi isteğim dışında sağlık ocağına tayin edilirsem mahkeme yoluna baş vurmam halinde dava lehime sonuçlanır mı?

657 sayılı Kanunun "Memurların Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesini" düzenleyen 76'ncı maddesinde; "Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler…" hükmü yer almaktadır.

Diğer yandan, 5442 sayılı Kanunun 8'inci maddesinde yer alan "B) Bunun dışında kalan bütün memurlar Bakanlıklar veya tüzelkişiliği haiz genel müdürlükler tarafından valilik emrine tayin edilerek il idare şube başkanının inhası üzerine valiler tarafından istihdam yerleri tesbit olunur; C) Yukardaki fıkralarda yazılı bütün memurların lüzumu halinde il içinde nakil ve tahvilleri mensup olduğu il idare şube başkanlarının inhası üzerine valiler tarafından icra edilmekle beraber mensup oldukları Bakanlıklar veya genel müdürlüklere sebepleriyle bildirilir…" hükmü gereğince, sağlık ocağına nakledilmeniz mümkündür. İdari yargıdan sonuç alınabilmesi için yapılan naklin kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında ve de sizi cezalandırma amaçlı yapıldığının ispatı gerekmektedir.



Hazırlayan: Ahmet Ünlü
(memurlar.net editörü)

Faks: (0312) 472 68 80

24 Eylül 2005
Cumartesi
 
HAZIRLAYAN: Ahmet Ünlü


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Sağlık | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED