Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
17 Eylül Menderes'in idam edilişinin yıldönümü idi.. hazin bir yıldönümü.. Menderes'in bazı hatâlarının ve siyasi yanlışlarının bulunduğu düşünülebilir.. fakat idam edilmesini gerektirecek bir suç işlemediği hakkında herkesin ittifak ettiğini söyleyebiliriz.. o halde niye idam edildi? Tam 10 sene bu memleketin kaderine hakim olan bu zâtın muhakeme edildiği ve hakkında hüküm verildiği günlerde de şanssızlığının, peşini bırakmadığını söyleyebiliriz.. efkarıumumiyede (kamuoyunda) kendisi ve arkadaşları hakkında idam hükmü verilse bile, bu hükmün müebbede çevrilebileceği veya hafifletilebileceği kanaati hâkim bulunuyordu.. Milli Birlik Komitesi ve hükümet çevrelerinde de aynı duyguların mevcudiyetine ait işaretler görünüyordu.. ne acıdır ki, netice, bu tahmin ve ümitlerin iflâsını ve boşluğunu gösteren bir âkibete müncer olmuştu.. hükmün infaz edildiği günlerde, kulislerde dolaşan başlıca rivayet; fiilî iktidarı eline geçiren Silahlı Kuvvetler Birliği'nin başında bulunan Albay Talât Aydemir'in infazı bilhassa istediği, başsavcıya gereken emrin onun arzusu üzerine acele gönderildiği şeklindeki söylentidir.. denilmiştir ki: Aydemir; Menderes idam edilirse, memlekette karışıklık çıkacak, yer yer protesto gösterileri yapılacak; bunu bahane eden Silahlı Kuvvetler Birliği de idareye yeniden el koyma imkânına kavuşacaktır, kanaatini taşıyordu.. bu rivayette bir gerçeklik payı varsa eğer; ilâhi adaletin mevcudiyetine ve büyüklüğüne inanmak lâzım gelecektir.. zira iki defa giriştiği hükümet darbesi teşebbüsünün ikincisi sonunda Talât Aydemir'in kendisi de idam edilmiştir.. Menderes idam edildiği vakit onu çok seven halk ne yapmıştır?.. Ne yapabilirdi ki!.. Türk halkının bir özelliği vardır ki, devletine ve askerine karşı gelmez.. isyan etmez.. korktuğu için değil, milletimizin dış düşmanlarının ekmeğine yağ sürmemek için susar, sabreder.. nitekim Menderes idam edildikten sonra memleketi derin bir acı ve hüzün kaplamış.. fakat halkı peşinden sürükleyecek bir kişi, bir grup çıkmadığı için her taraf derin bir sessizliğe gömülmüştür.. daha sonraları DP Gençlik Kolları idarecilerinden Eyüp Yardımcı'ya bir protesto gösterisi yapmayı düşünüp düşünmediklerini sormuştum: DP'li bakanlardan Celal Yardımcı'nın yeğeni olan Eyüp Yardımcı bana şöyle cevap vermişti.."evet düşündük, ama idam edilmeden evvel düşündük ve Gençlik Kolları Başkanı Kâmuran Evliyâoğlu'na vardık ve idamları önlemek için bir yürüyüş yapmalıyız, dedik.. Kâmuran Evliyâoğlu 'idam edemezler.. Menderes milletin sevgilisidir..milletin öfkesinden korkarlar.. eğer idam ederlerse o zaman hepimiz kazmayı küreği alır sokağa çıkarız..' diyerek bizi durdurdu.. esasen sivil halk askere ve devlete karşı ne yapabilirdi.. yapacağımız, haksızlığı sokaklarda haykırmak ve içeri girip üç ay beş ay hapiste yatmaktan ibaretti.. onu bile yapamadık.." Genç Osman olayının 20. asırda tekrar eden bir benzeri olan bu hazin ve vahim hadise, çok taraflı ibretlerin kaynağı olsa gerektir!...
|
|