Anlaşılan o ki bazı düdükler kendini dinin sahibi sanıyor.

Allah'ın bir kulu, hatasıyla sevabıyla yaşayıp göçmüş.

Yaptığı iyi işler sebebiyle, Yüce Mevlâ'nın onu Cennet'le ödüllendirmesini temenni ettiğimiz ve rahmet dilediğimiz için rahatsızlık duyanlar var.

Efendiler...

Dinin sahibi yalnızca Yüce Mevlâ'dır.

Herkes haddini bilsin.

Kimse kendini Cennet kapısında bekçi sanmasın.

Kimin nereye gideceğini Rahman ve Rahim olan Allah bilir.

Bize düşen, onun bunun hakkında hüküm vermek değil, doğru yolda yürümeye çalışmak.

Bu arada bırakın da sevdiklerimiz için iyi dileklerde bulunalım.

Siz de arzu ederseniz, biz sevmedikleriniz için kötü dilekler besleyin.

Paşa gönlünüz nasıl isterse.

Yalnız bir noktayı önemle belirtmek zorundayım:

Duyduğu rahatsızlığı nezaketle dile getirenleri elden geldiğince saygıyla karşılıyorum.

Hiç değilse onlar kabalıktan kaçınmayı bilmişler.

Sözümüzün ağırlıklı tarafı edep sınırlarını aşanlar için.

Ancak bu defa kafayı 'düdük' deyişimize takanlar çıkacaktır.

Harici ve dahili.

Ne yapayım...

Kendini dinin sahibi yahut Cennet bekçisi sananlar için bundan daha hafif bir tabir bulamadım.

Kitaba bakacak olursak, bunun adı şirk koşmaktır.

(Şirk@ elemanları ile muhatabız.)

Arkadaş iki rekat namaz kıldı, Ramazan gelince oruç tuttu diye, kendi Cennetini garanti görüyor.

Ne âlâ.

Bu da yetmiyor, Cennet'e kimin girip kimin girmeyeceğine de karar verme makamında olduğunu düşünüyor kendisinin.

Çüş demezler mi adama!

Ben olsam o şekilde söylerdim.

Ancak Hz. Peygamber, şöyle ifade ediyor:

Kendiniz için istediğinizi, din kardeşiniz için de istemedikçe, tam iman etmiş sayılmazsınız.

Dilerim ki...

Siz onlardan olmayasınız.

Yüce Mevlâ bizi tam imanlı kulları arasında yer almamızı nasip etsin.

Yarım imanla yolun yarısında kalırız çünkü.

Saddam mahkemede

Saddam Hüseyin yargılanmaya başlandı.

Çıktığı mahkemeyi tanımadığını söyledi Saddam Efendi.

İyi, tanımazsan tanıma.

Ama o elinde Kur'an-ı Kerim ne oluyor?

Yeryüzünde bugüne kadar yargılanan kaç kişi çıktığı mahkemeye kutsal kitabını götürmüştür?

Bu şovdan başka bir şey değil.

Ünlü şovmenimiz Mehmet Ali'nin Saddam'dan öğreneceği çok şey var.

KUSUR

Bay Buş, verdiği iftarda Beyaz Saray kütüphanesine ilk defa Kur'an-ı Kerim konulduğunu söyledi.

Bugüne kadar beklenmesi hata.

Daha önce yapılması gereken bir şeyi yaptığını söyleyince alkışladı salonda bulunanlar.

Diplomatik nezaket icabı.

MEHMET ŞEKER

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu

Online İlan