Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
FİFA ve UEFA, her seminerde hakemleri "Futbol oynamak istemeyeni sahada tutmayın, sert oyunu cezalandırın" diye uyarıyor. Çünkü amaç, futbolu güzelleştirmek, hakemin otoritesini ve oyuncuların sağlığını korumak.. Bizde ise hakemler sarı kartları kolayca çıkarıp "kırmızı"ları ceplerinde unutuyor. Disiplin uygulamalarındaki çifte standart ile de skor tabelalarını dolaylı yoldan etkiliyorlar. Oyunu çirkinleştirene taviz, sert oynayana prim verilince, teknik heyet yerine sağlık ekibi mesai yapıyor. İşte Cüneyt Çakır'ın yönettiği maçta V.Manisasporlu Yılmaz'ın müdahalesiyle ayağı kırılan Denizlisporlu Güven.. İşte Serdar Tatlı'nın düdük çaldığı maçta başta Song olmak üzere Galatasaraylı futbolculardan aldığı darbelerle oynayamaz hale gelen Cesar.. Maçları sekerek tamamlayanları da hesaba katarsak, 33 sarı kartın kullanıldığı haftanın neden 3 kırmızı kartla bittiğini sormamız gerekmez mi? Erol Ersoy, faule karar verip "bariz gol şansı" diyemediği için Fenerbahçeli Önder'i oyunda tuttu.. Ümit Karan ile 90 dakika sohbet edip kuralın emrini yerine getiremeyen, Song'un Ömer'e arkadan yaptığı müdahale için "devam" diyen Serdar Tatlı, maç boyunca kartları yerinde kullanamayarak oyunun gidişatını etkiledi..Oktay Demiray, Beşiktaş-Kayserispor maçında Mustafa Doğan'ın yaptığı ve kırmızı kart gereken hareketi doğru değerlendiremedi. Cüneyt Çakır, V.Manisasporlu Yılmaz'ın Güven'e yaptığı hareket için kırmızı kart çıkaramadı.. İsmet Arzuman'ın 1-0 önde giden Trabzon aleyhine verdiği garip penaltı kararı da oyunun rengini değiştirdi. Oysa topa müdahele eden Emrah, hakemi aldatan ise Celil idi.
|
|