AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Bir dahaki Nobel'e...

Tablo benim için bile şaşırtıcıydı. "Benim için" deyişimin sebebi var: Yıllar önce, daha henüz başarı bu denli elle tutulur somutluk kazanmamışken, "Dünyanın dört bir köşesinde açılmakta olan Türk okulları ülkemizin övüncüdür" tezini savunan yazıları 'Nobellik Bir Öykü' başlıklı bir kitapçıkta toplanmış bir yazarım ben. Ancak, önceki akşam, İstanbul/Hilton Oteli'nde yaşadığım benim için bile şaşırtıcıydı.

Fas'tan Filipinler'e uzanan geniş bir coğrafyanın hemen her köşesinden gencecik insanlar... Nijerya'dan, Pakistan'dan, Rusya'dan, Kırgızistan'dan, Tataristan'dan, Bosna-Hersek'ten, Kamboçya'dan, Kenya'dan... Herbiri, ülkelerinde faaliyet gösteren bir Türk okulunu bitirdikten sonra Türkiye'deki bir üniversiteye girmişler... Kimi yüksek eğitimin ilk basamağında, kimi doktora çalışmasını bitirmek üzere... Onlara bakıp, dünyanın her tarafındaki onlar gibi binlercesinin varlığını sezmemek, başarılarını hissetmemek mümkün değil...

Önceki akşam Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından düzenlenen iftar, bütün boyutlarıyla zihnimde canlandırmakta benim dahi zorlandığım o büyük başarıyı, katılan herkese bütün gerçekliğiyle bir kez daha hatırlattı. Türkiye, dünyanın her tarafında yalnızca resmî temsilcilikleri eliyle değil, küçüklü-büyüklü binlerce öğrencinin eğitim gördüğü Türk kolejleriyle de temsil ediliyor... 'Bayrak dolaştırma' diye bir deyim var ya, Türk bayrağını, dünyanın dört bir tarafında, hem de en yetkin biçimde, o kolejler ve mezunları dolaştırıyorlar...

Bu, hiç kuşkusuz, son zamanların Türkiye tarafından gerçekleştirilmiş en büyük projesidir. Kendi çoluk-çocuğunun nafakasından artırdığını başka ülkelerin çocukları okuyabilsin diye tahsis edecek cömertlikte insanları olmasaydı ülkemizin, asla gerçekleşmeyecek bir proje bu... Mâlî kaynak bulunsa, buna karşılık ülkemiz insanları arasından kendilerini her anlamda eğitim hizmetine vakfedecek öğretim gönüllüleri çıkmasa yine gerçekleşmezdi bu proje; o insanlar yalnızca öğretmenlik yapmadılar gittikleri ülkelerde, kendi evlerinde asla üstlenmeyecekleri bulaşıktan ütüye bütün sıradan işleri de -gerektiğinde- yüksünmeden yerine getirdiler...

Böylesine büyük ve biraz daha yakından bakıldığında göz yaşartıcı fedakârlıklar üzerine oturduğu için, bu proje, kasırgalara ve fırtınalara direnebildi. Projeyi boşa çıkartmak, eğitim hizmetlerini akamete uğratmak için başvurulan yöntemlerin yakın izleyicisiyim; New Orleans kentini yerle bir eden Katrina kasırgasından daha zorlayıcı girişimlerdi çoğu... Paralarıyla destek verenler yılmadı, sıkıştırıldığında önceki fedakârlığından daha fazlasını göze alarak meydan okudu baskılara... Öğretim kadrosu ise çağdaş 'kolonizatör Türk dervişleri'nden oluşuyordu zaten; hiçbir zorlamaya "Eyvallah" dememeye, yıldırmalar karşısında gerdan kırmamaya kesin kararlıydılar...

Türkiye'nin övüncü o eğitim kurumları, bugün eğitip hayata kazandırdıkları insanlarla bulundukları ülkelerin de övüncü durumundalar.

İçimizden 'muhannetler' de çıksa, esasında kadir-kıymet bilen bir toplumuz biz; hizmet edenlerin hakkını teslim etmeyi biliriz. Zaten o sayede, giderek büyüyen, giderek çoğunlukları etkisi alanına çeken bir hizmete dönüştü Türk kolejleri... Türkiye, projenin sahibi Fethullah Gülen'den her türlü zorluğu göze alarak ülkemiz adına dünyayı mânen fethe çıkmış gencecik öğretmenlere kadar, projeye emeği geçen herkese şükran borçludur. Bazen unutsak da o borç he-pimizin sırtında.

Bir 'Nobel' dönemini daha geride bıraktık; 'barış ödülü' için bu yıl da hatırlanmadı bu büyük barış projesi. Ancak bunun gelecek yılı da var, o da olmazsa bir sonraki yıl...


« Geri Dön

18 Ekim 2005
Salı
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi
Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon
Ramazan | Arşiv | Bilişim | Dizi
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED