T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 20 ARALIK 2005 SALI | ||
|
Kulağı duymayan, gözü görmeyen birini bulup sorsanız, size ülkenin en geri kalmış bölgesini gösterirken yanlış yere işaret etmeyecektir... Güneydoğu. Bu tespite kimsenin itirazı yok. Görüş ayrılıkları, tespitin ardından başlıyor. Sebepler başlığı altında pek çok madde sayılabilir. Fakat madde sıralamakla çözüm bulunmaz. Evin yıkılsın sebep, belin bükülsün sebep deyip, bir adım sonrasına geçmek gerekir. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kutbettin Arzu, şöyle söylüyor: "Geçmişi yargılamak niyetinde değiliz. Bu sadece zaman kaybıdır. Geleceğe bakmalıyız." Şapkalar çıksın lütfen. GÜNEYDOĞU MESELESİ Güneydoğu ile birlikte anılan bir diğer kelime de şu: Mesele. Moon Star'ın dil kılavuzunda bu kelimenin eş anlamlılarına göz atın... Bakın neler çıkıyor: "Cefa, çapraşıklık, çıkmaz, dava, eziyet, gaile, güçlük, kısır döngü, kördüğüm, külfet, meşakkat, müşkülât, sıkıntı, sorun, yorgunluk, zahmet, zorluk." Bunun üstüne ne denir? Hadi bakalım, kolay gelsin. Bir acayip zor yarış...
Son dönemdeki yarışta geride kalan bölge için, herkesin bir çözüm önerisi bulunuyor. Kimi eğitim diyor, kimi yatırım. Vergi muafiyetinden söz eden de var, dağlara çıkıp silaha sarılmanın çözüm yolu olduğunu söyleyen de. Son gruptakilerin yüzdesinin çok çok düşük olduğunu da biliyoruz.
Bu konudaki en taze öneri MHP lideri Devlet Bahçeli'den geldi. Kürdüm diyenle, teröristi bir tutmamak gerektiğini belirten Bahçeli, son dönemde özelleştirmeden elde edilen gelirin, Güneydoğu bölgesinin kalkınmasında kullanılmasını önerdi. Hâlâ şapkasını çıkarmayan varsa, şimdi tam vakti. YATIRIM, YATIRIM Diyarbakırlı işadamlarının ve halkın ısrarla vurguladığı konu işsizlik. Bunun da çaresi yatırım. Başka türlü kalkınma sağlamanın yolu yok çünkü. Başkan Arzu anlatıyor: "Geçenlerde İstanbul'dan bir işadamı aradı beni. Yüklü miktarda hayır yapmayı düşündüğünü, bütçe ayırdığını söyledi, aracılık etmemizi istedi. Onun yerine yatırım yapmasını talep ettik. Uğraşamam dedi."
İşadamları büyük çaplı yatırımlar için buraları 'uzak' buluyor. Oysa uzak diye bir yer yok. Üretim olduktan sonra, satış da, nakliye de bir şekilde sağlanır. Nitekim Japonya daha uzak. Çin ürünleri nasıl geliyor? Ve Diyarbakır, Mardin, Ortadoğu'nun merkezinde. Oralara mal satmak söz konusu olduğunda, İstanbul daha uzak düşer; eğer mesele mesafeyse. TARİHE BAKALIM Bulgular, tarihte ilk mercimeğin MÖ 7500 yılında burada yetiştirildiğini gösteriyor. İlk yerleşim yeri. İpekçilik, bölge için çok önemli. İTO Başkanı Murat Yalçıntaş'tan bir cümle: Büyük tarihçi Halil İnalcık, Osmanlı'da Pamuk Pazarı adlı çalışmasında, Diyarbakır ipliğinin sadece Anadolu'da değil, Avrupa'da bile büyük şöhrete sahip olduğunu aktarır.
Sevdiyseniz bir cümle daha: Yine Osmanlı döneminde İstanbul'un birçok gıda ve et ihtiyacı buradan karşılanır. İyi gidiyor, son cümle: Yine o dönemde şehir, uluslar arası ticaretin gümrük kapısı niteliğindedir. SANAYİ VE TİCARET Diyarbakır geçmişte ipekçilikte Bursa'dan sonra ikinci sırada. Bugün ipekçilik yeniden canlandırılmaya çalışılıyor. Tekstil, Diyarbakır'daki ticari faaliyetlerin başında. Çırçır fabrikaları çır çır işliyor. Bir diğer önemli sektör madencilik. Şehrin mermeri kaliteli. Bir de 'işlenerek' satılabilse...
Diyarbakır'da kamunun beş sanayi işletmesi var. Çalışan sayısı 3.200 kişi. Özel sektör sanayi işletmesi 240 tane. Onlardaysa 7.200 kişi alın teri döküyor. Bunların sağ taraflarına sıfırlar eklemek için önce iyi niyet şart. KİMLİK Ve alt kimlik-üst kimlik tartışmaları devam ededursun; biz, tam ortada, gözümüzün önünde, Diyarbakır karpuzu gibi duran, orta kimliğe vurgu yapalım: O da kardeşlik.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |