Doğumların üçte birinin sezaryen olduğunu söyleyen Dr. Aydın Sarı, masa başında çalışan kadınların normal doğum yapmakta zorlandığını belirtti.

Normal doğum oranı günümüzde giderek düşüyor. Buna karşılık sezaryen doğumlarında önemli bir artış söz konusu. Özellikle masa başında çalışan kadınların normal doğum konusunda zorlandığını söyleyen Sakarya Doğumevi ve Ana Çocuk Sağlığı Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Aydın Sarı, "Masa başında çalışan kadınlar, normal doğumu kaldırabilecek fiziksel özelliklerini kaybedebiliyor" dedi.

Uzm. Dr. Sarı, anne adayının fiziksel durumu uygun olduğu sürece, normal doğumun hem bebek hem de anne için daha sağlıklı bir yöntem olduğunu söyledi.

Sezaryenle doğumun giderek arttığına işaret eden Sarı, "Hastanemizde yılda 7 bin 500 doğum gerçekleşiyor. Bunların üçte biri sezaryenle yapılıyor. Bu sayı her geçen gün artıyor" diye konuştu.

Masa başında çalışan kadınların karın kaslarının oldukça zayıf olduğunu belirten Sarı, "Bu nedenle, bu anne adayları artık normal doğumu kaldırabilecek fiziksel özelliklerini kaybedebiliyor" ifadesini kullandı.

Kırsal kesimde bir annenin 3-4 tane normal doğum yapabildiğine işaret eden Uzm. Dr. Sarı, şunları söyledi:

"Onlar, şehirlerde çalışan kadınlardan daha çok fiziksel güçlerini kullandıkları bir çalışma hayatına sahipler. Vücutları buna bağlı olarak daha dayanıklı ve dirençli. Ayrıca sezaryenle doğum yapan annenin 1 ya da en fazla 2 kez doğum yapma şansı kalıyor. Bu aile için oldukça kötü bir kısıtlama."

Hamilelerin son üç haftada geçirdikleri hastalıklar riskli

Ayrıca Uzm. Dr. Sarı, doğumdan sonra bebeklerde meydana gelen rahatsızlıkların birçoğunun hamilelikte annenin geçirdiği hastalıklara bağlı olduğunu söyledi. Kadınların, hamilelik döneminde özellikle yüksek ateş şikayetlerinin eşlik ettiği grip ve idrar yolu enfeksiyonlarına karşı dikkatli olmaları gerektiğini bildiren Sarı, enfeksiyonların tedavisi zorunlu hastalıklar olduğunu belirtti.

Hamileliğin son 3 haftasında anne adayının geçirdiği her türlü enfeksiyonun çocuk için risk taşıdığını dile getiren Uzm. Dr. Sarı, şöyle konuştu:

"Bu rahatsızlıklar enfeksiyonun türüne göre bebekte rahat nefes alıp verememe, göz ve çevresinde yanma veya yüksek ateşe neden olabilir. Bebekte doğum sonrasında da görülebilecek bu hastalıklar erken müdahale edilmezse bebeğin ölümüne neden olabileceği gibi, kalıtsal bir takım rahatsızlıklarla da sonuçlanabilir."

İlaç bebeği sakat bırakıyor

Anne adaylarında idrar yaparken yanma, kasık ve bel ağrıları, idrar yolu enfeksiyonu gibi rahatsızlıkların ortaya çıkabileceğini ifade eden Uzm. Dr. Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu hastalıklar genelde 2-3 gün içinde belirtilerini gösterir. Hasta, mutlaka bir kadın doğum uzmanıyla görüşerek kullanabileceği ilaçlar hakkında bilgi almalıdır. İlaçların bazı durumlarda bebeğin organ taslaklarında olumsuz etkileri olabilmektedir. Doğumsal sakatlıkların yaklaşık yüzde 3'ü gebelikte kullanılan ilaçlara veya maddelere bağlıdır. İlaç alındıktan sonra annenin kanına karışan ilaç etken maddesi, plasenta aracılığıyla bebeğe geçebilmektedir."

Ziyaretlerden bebeği koru

Vücudu henüz gelişmekte olan bebeklerin bağışıklık sistemlerinin oldukça zayıf olduğuna işaret eden Sarı, ebeveynlerin özellikle doğum sonrası hasta odasında ziyaretçi kabul etmelerinin doğru olmadığını vurguladı.