|
|
Birleşik Arap Emirlikleri'nde Türkiye'yi temsil eden şirket sayısının 2001'de 30 iken günümüzde 80'e yükseldiğini söyleyen BAE, ülkede düzenlenen fuarlarda daha çok Türk işadamı görmek istiyor.
FAHRİ SARRAFOĞLU
BAE ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi her yıl önceki yıla nazaran arttığını ifade eden El Şamsi, "Son verilere göre iki ülke arasında ticaret hacmi 1 milyar doları aşmış durumda. 1999 yılında bu rakam 302 milyon dolar iken 2001 yılında 422 milyon dolara yükseldi. Ayrıca Dubai'de Türkiye'yi temsil eden şirketlerin sayısı 2001 yılında sadece 30 iken bu rakam 2004 verilerine göre 80'e yükselmiştir" dedi. 'Türk işadamları Arap ülkelerine yönelik olarak genelde bürokrasiden mi korkuyor?' şeklinde ki bir sorumuza El Şamsi şöyle cevapladı: "B.A.E ile ticaret yapan herhangi bir Türk'ün veya yabancının dikkate alması gereken özel bir husus yok. Ticari işleri ve hükümet daireleri arasındaki bağlantıları kolaylaştırmak amacı ile son yıllarda B.A.E. hükümeti devlet dairelerinde elektronik sistemine yönelmiştir." Türkiye'nin AB girmesi Müslüman ülkeler için de iyi olur Türkiye'nin AB'ye tam üye olarak girmesini nasıl yorumluyorsunuz? şeklindeki sorumuza El Şamsi, olumlu olarak yorumladıklarını açıkladı ve şöyle konuştu: "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi Türk ekonomisi için pozitif bir adımdır. Bu süreç Türkiye'nin bütün çevresindeki komşu ülkelere ve özellikle Arap ve Müslüman ülkelere olumlu etkisi olacağı kanaatindeyiz." İslam ülkeleri arasında serbest ticaret bölgeleri oluşturulmasının (Körfez Yardımlaşma Ülkeleri arasında serbest ticaret anlaşması gibi), ülkeler arasında işbirliği ve ticarete daha da artacağını savunan El Şamsi, "Fuarlara aktif katılmaları, iş adamlarının birbirleriyle görüşmeleri ve bu tür faaliyetler İslam ülkeleri arasındaki ticaret hacmini artıracaktır" dedi. Türk işadamlarına cazip şartlar
Türk iş adamlarının B.A.E. yatırım yapmaları için çok cazip nedenleri olduğunu da açıklayan Konsolos El Şamsi, B.A.E'de öncelikler vergilerin yüzde 4'ü geçmediğine işaret ederek, ülkesinin dünya ile bağlantı oluşturan serbest bölgelerinde rahatlıkla taşımacılık ve dağıtım yapabilme imkanı sunduğunu kaydetti. Yine gelir vergisi ve şirketlerin karlarına uygulanan doğrudan vergi olmamasının da başka bir avantaj olduğunu söyleyen El Şamsi, iş adamları bütün kazançları ve ana parayı kesintisiz ülke dışına aktarabilme imkanına sahip olduğunu da ifade etti. El Şamsi, diğer avantajları da şöyle sıraladı:"Dirhemin doların karşısında sabit bir kurda olması ve yabancı paraların kayıtsız şekilde bozulabilmesi oldukça iyi bir avantajdır. Yabancılar limited şirketlere yüzde 45 oranında sahip olabilirler. Diğer taraftan şirketlerin yabancı şirketleri temsil eden ofisler açmasına ve serbest bölgelerdeki projelerde projenin yüzde 100'üne sahip olma imkanı tanınmaktadır." BAE: Yedi emirlik tek devlet Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) 1971'de kabul edilen, 1976 ve 1981'de değişikliğe uğrayan Federasyon Anayasası'na göre federal mekanizma üç temel unsurdan meydana gelmekte. Bunlar Yüksek Konsey, Federal Ulusal Konsey ve Federal Bakanlar Kurulu'ndan oluşuyor. Federal düzeyde en yüksek organ olan Yüksek Konsey, yedi emirliğin başında bulunan emirlerden oluşuyor.
BAE'yi oluşturan emirliklerin başında bulunan emirlerin yönetme hakkı soya göre devam etmekte. BAE'de dış politikanın idaresi Abu Dabi Emiri ve aynı zamanda 1971'den bu yana Devlet Başkanı olan Şeyh Zayed bin Sultan en-Nahyan'ın elinde bulunmakla beraber diğer emirlerin de kendi içlerinde özellikle diğer konularda özerkliğe sahip oldukları görülüyor. Kritik konularda Devlet Başkanı diğer emirle danışmalarda bulunuyor ancak son sözü kendisi söylüyor.
|
|