Bakkal hesabı toplayalım, bakalım kaç kişi sevinmiş ülkede: 25 milyon Fener'e, 25 milyon da Cimbom'a yazsak eder 50 milyon. 15 Beşiktaş, 10 milyon da Trabzon deyip toplasak, işte size 75 milyonluk bir manzara.

Her geçen gün biraz daha iyi oluyor. Hayırlısı ile şu memur maaşları da istenildiği gibi ayarlanırsa, pek derdimiz kalmayacak İnşallah...

Taşlar yerine oturuyor. Maçlar da daha keyifli olmaya başladı. Hakemler eskiye kıyasla belki daha az hata yapıyor. Olumlu gelişme içindeler. Yeter ki, yayıncı kuruluşun hakem programları bu gelişmeye fren olmasın.

UEFA Kupası ve Şampiyonlar Ligi için de iyi şeyler düşünmeye başladık. İşte Beşiktaş'ı, Galatasaray'ı görüyorsunuz. Çabuk toparlanan Trabzon yine şampiyonluğun en güçlü adaylarından. Belki sadece Fenerbahçe lige daha ısınamadı. Ama güçlü kadrosu ile Süper Lig'in favorisi..

Geçen hafta teknik adamları takımlarına "korkak futbol" oynattıkları için eleştirmiştim. Gol sayısı bir anda 22'den 29'a fırladı. İnşallah daha da artacak. Her takım rakibini kesinlikle yenmek istemeli. Bazen maç öncesi ropörtajlarda "Karşı takımın gücü belli. Maçtan bir puan alsak bize yeter" gibi ifadeler kullanılıyor. Şahsen sinir oluyorum. Ne demek "Bir puan yeter." Bu iş beyinde başlar, sahada biter... Hoca aklını kullanıp, futbolcusundan nasıl faydalanacağını bilmeli. Bilmek zorunda çünkü bu işler artık çok ucuz değil. Transferlerde milyon dolarlar konuşuluyorsa, o tribünleri dolduran insanların da gol ve goller görmek hakkıdır.

Takım kazanır, kaybeder o ayrı. Elbette her taraftar tuttuğu takımının başarılı olmasını ister. En iyi futbolcuların kendi takımlarında oynamasını, takımının hiç yenilmeden şampiyon olmasını ister. Bu alemde eleştiri hakkına sahip tek insan da taraftardır. Çünkü o takıma sadece gönlünü değil, alın terini de veriyor. İşte bu yüzden kıymetli futbolcularımızın, değerli teknik direktörlerimizin ve en başta da yöneticilerimizin bu konuda biraz daha duyarlı olmalarını istiyoruz.

FENER'DE BOŞLUK VAR

Anelka olayını çözemeyen Fenerbahçe iyi çalışmıyor. İyi çalışmayınca iyi de oynamıyor. Rize deplasmanından 3 puan çıkarması da benim için birşey ifade etmiyor. Rize'de hakemlik bir durum var. Metin Tokat Nobre'nin topu elle düzelttiğini görmemiş olabilir. Ama Fenerbahçe'de gördüğüm futbolcuların inançsızlığı. Kimsenin Daum'a saygısı da yok. Takımın temposu düşmüş. Bir Appiah koşuyor. O da bu gidişle bir süre sonra durur. Yönetim kendi boşluğunu doldurmalı.

GALATASARAY ÇOK HIZLI

Cimbom'un en iyi transferi Gerets. Takımı tanıdıkça daha iyi işler yapacak. Bana göre farklı galibiyetin mimarı da o.. Evet, sol tarafa iyi bir hücum oyuncusu gerekiyor. Bunu da herkes görüyor. Bu durum Galatasaray'daki sol ayaklı oyuncuların da onuruna dokunuyor. Yani bir ölçüde onları motive ediyor. Baksanıza Hasan Şaş sanki yeni transfer edilmiş de kendisini göstermeye çalışan bir futbolcu gibi oynuyor. Ümit Karan da öyle. Ve daha da önemlisi Hakan tam bir kaptan gibi davranıyor.

BEŞİKTAŞ'IN TAŞLARI

Hazırlık maçlarına bakıp yorum yapanlar yanıldı. Biz "Beşiktaş'ı bekleyin" demiştik. Taşlar yerine oturdukça da sonuç alınmaya başlandı. Bekleyenler bugün mutlu, yarınlar için de umutlu. Tek eleştirim Ahmet Hassan'a. Biraz şımarık ve bencil. Onun dışında Kleberson, Koray ve Youla'yı çok beğeniyorum. Omurga sağlam. Savunmaya alınacak iyi bir yabancı Beşiktaş'ı UEFA'da finale taşır.

TRABZON'UN SİLAHLARI

Karadeniz Kaplanı sesiz ve derinden iz sürüyor. Biraz sükunete ihtiyaçları var. Şenol Güneş silahlarını iyi kullanıyor. Samimi bir itirafta bulunmak istiyorum. Sizi bilmem ama ben Trabzonspor'u Yattara, Fatih Tekke ve Gökdeniz var diye seyrediyorum. Bu görüş futbolun temel felsefesine de ters düşüyor belki. Ancak bu oyunun içinde bu görüş de var. Sırtımızı dönemeyiz, ne dersiniz..

Haftanın Yorumu: Salih Sezer

« Geri Dön