AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
||
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
dev haline dönüştürdü İngiliz gizli devlet arşivlerinde ele geçirilen belgeler İngiltere'nin İsrail'in nükleer silah üretmesine yardımcı olduğunu ortaya çıkardı. İngiltere 1959 yılında atom bombası yapmak için yeterli miktarda 'ağır suyu' olmayan İsrail'e gizlice 20 ton ağır su satmış.
İngiltere'nin İsrail'e 1959 yılında nükleer programda kullanılan ağır su sattığı iddia edildi. BBC'nin geçen gece yayımlanan Newsnight programında, Milli Arşiv'deki belgelere göre, İngiltere'nin 1959'de İsrail'e 3 milyon dolar karşılığında 20 ton "ağır su'' sattığının görüldüğü belirtildi. Programda, bu maddenin, İsrail'in Necef çölündeki gizli Dimona nükleer reaktöründe plütonyum üretimi için çok önemli olduğu kaydedildi. Newsnight programında, İngiliz yetkililerin satışı yaparken, "ağır suyun barışçıl amaçlar için kullanılması gerektiği'' şeklinde bir koşul da koymadıkları belirtildi. İsrail'in dünyanın 6. büyük nükleer stoğuna sahip olduğu tahmin ediliyor. Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nı imzalamayı reddettiği için, İsrail'in kendisini nükleer güce sahip devlet olarak açıklaması gerekmiyor ve dolayısıyla nükleer faaliyetlerine sınırlama getirilmesini kabul etmek zorunda bulunmuyor. Döteryum ile oksijenin birleştirilmesinden elde edilen suya "ağır su'' deniliyor. Belgeler ABD'den gizlenmiş İngiltere'nin İsrail'e nükleer silah üretimi için gerekli olan malzemeleri sağlaması kadar dikkat çekici olan, belgelerden ortaya çıktığına göre, bunu müttefiki ABD'den gizlemesi. Belgelerin gizlenmesini değerlendiren ABD'de John F. Kennedy ve Lyndon Johnson hükümetlerinde savunma bakanlığını yapan Washington'un nükleer stratejisinin mimarlarından Robert McNamara "İsrail'in nükleer silah geliştirmeye çalışması kimse için sürpriz değildi, ama İngiltere'nin Amerika Birleşik Devletleri'ne haber vermeden İsrail'e ağır su satması benim için çok şaşırtıcı. Çünkü nükleer bomba konusunda İngilizlerle bilgi paylaşıyorduk biz. Ancak her iki ülkenin de, İsrail'in nükleer bomba üretmeyi hedeflediğini sezmesi gerekiyordu. Amerika'nın Güney Kore'yle ve diğer bazı ülkelerle güvenlik anlaşması var, ama İsrail'le olmadı. Arap liderler, örneğin dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdül Nasır, Haziran 1967'de İsrail'i yeryüzünden silmeyi planladığını açıklamıştı. İsrail'in de, doğal olarak nükleer silaha yönelmesi beklenebilirdi. Ama bu bence bu hem onlar için, hem de bizim için çok tehlikeliydi" şeklinde açıklamada bulundu. LONDRA Nükleer silahlar Ortadoğu sorununa etken
İsrail'in nükleer kapasiteye sahip olmasının, o dönemden bu yana Ortadoğu'nun sorunlarını daha da karmaşıklaştıran bir etken olduğunu savunan Robert McNamara, "Bugün Washington'un nükleer silah konusunda İsrail'e diğer ülkelerden daha farklı davrandığı yönünde dünyada hakim olan görüş bence, Amerika'nın ve bir ölçüde de İngiltere'nin Ortadoğu'daki faaliyetleri için önemli bir sorun. Bence İsrail-Filistin sorununu çözmeliyiz" dedi. McNamara, İran'ın, nükleer programından vazgeçmemesi durumunda Bush yönetiminin askeri çözüm seçeneğine sahip olduğu iddialarını mantıklı bulmadığını belirterek "ABD, ilk önce, İran'ın nükleer sorunu konusunda kabul edilebilir bir askeri çözüm bulunmadığını anlamalı" dedi.
|
|