AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
||
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
"Salgın hastalıklardan ölümler"
Bizde tarih genel olarak savaşlar, zaferler ve yenilgiler olarak hikaye edildiğinden tarihin temel öznesi devlet ve devleti şahsında temsil eden kişiler olmuştur. Bizim tarih çalışmalarımızda sosyal hayata ilişkin boyut devamlı ihmal edilmiştir. Üniversite öğreniminde nerede ise her bir bilim dalının belli bir tarihi okutulmakta ise de Fransa'da olduğu gibi bir Annales Tarih Okulu benzeri bir okul gelişmemiştir. Bu çerçevede tarih, bugünü açıklamak için geçmişteki durumun ne olduğunu ve nasıl bir eğilimle bugüne gelindiğini ortaya koyma çabası olarak da görülebilir. Bu anlamda sosyal olay, kurum ve yapıların bir zaman süreci içerisinde ele alınıp gelişme çizgisinin yakalanabilmesi için tarihe başvurmak mecburiyeti vardır. Salgın hastalıklar ve ölümler… Muhtemelen Türkiye'nin en az işlenen konularında biri salgın hastalıklardır. Sadece Türkiye değil dünyadaki tüm toplumlar tarihte çok ciddi salgın hastalıklarla yüz yüze gelmiş ve büyük faturalar ödemişlerdir. Hepimiz savaşların sebep olduğu ölümler ve kayıplarla ilgili az çok bir şeyler biliyoruz. Peki en az savaşlar kadar, hatta ondan çok daha fazla ölümlere sebep olan salgın hastalıklar hakkında ne biliyoruz? Türkiye'nin maruz kaldığı salgın hastalıklar ve bunların sebep olduğu ölümler hangi tarih disiplininin konusudur? Tıp tarihi diye bir disiplin var, ancak bu disiplin tıp biliminin gelişimini ele alıyor. Zaman içinde tıp alanındaki gelişmeleri, tedavi yöntemlerini vs. ele alıyor. Peki salgın hastalıklar ve bunların sebep olduğu yıkım, kıyım ve ölümler kimin konusu? Muhtemelen buna verilecek kesin bir cevap yok. Zaten bu konuda Türkiye'de çok fazla bir yayın da yok. Siyaset bilimi, Türk siyasi hayatı ve siyasi tarih çalışmalarıyla tanıdığımız Prof. Dr. Hikmet Özdemir'in, son yıllarda yoğunlaştığı konulardan biri de salgın hastalıklardan ölümler olmuştur. Ermeni sorunuyla ilgili tartışmalardan hatırlayacağınız üzere Prof. Özdemir, Türk Tarih Kurumunda Ermeni sorunu üzerinde çalışmaktadır. Konuyla ilgili arşiv belgelerini derlemekte ve sorunun doğru anlaşılması için büyük bir çaba göstermektedir. Bu arada çalıştığı dönemle ilgili olarak 1914-1918 yıllarındaki sadece Ermeni sorununu değil tüm gelişmeleri derinden etkilemiş olan salgın hastalıklardan ölümlerle ilgili verileri toplamış ve bir kitap haline getirerek kamuoyunun hizmetine sunmuştur. Türk Tarih Kurumu yayınları arasından çıkan Salgın Hastalıklardan Ölümler: 1014-1918 (Ankara, TTK Yayınları, 2005) adlı kitabın içeriği bir yana kapak, sunuş biçimi ve grafik açıdan da Türk Tarih Kurumu'nun bilinen biçiminden oldukça farklı bir görünüme sahiptir. Kurumun bilinen basit, sade ve beyaz kapak biçimi bu kitapta eşsiz bir mavi gelincik fotoğrafı ile süslenen bir kapağa dönüşmüştür. Kitapta her bölüm sonunda belge niteliği taşıyan özgün bir fotoğrafa yer verilmesi ayrı bir boyut katmaktadır. Konuyla ilgili her türlü yayının tarandığı, zengin bir bibliyografyadan yararlanıldığı, bizleri tüyler ürperten gerçeklerle ve dramatik geçmişimizle yüz yüze getirdiği bu eserin fark edilmeyen önemli bir boşluğu dolduracağı kesin. Bugün kanser gibi, AİDS gibi tedavisi zor hastalıklar toplumların en önemli kabusu. Peki geçmişte toplumlar ne tür hastalıklar karşısında çaresiz kalıyor ve milyonlarca insan ölüp gidiyordu? Savaşlarda pek tabii ki düşman saldırılarına maruz kalan insanlar ölüyor; savaşa gidenlerin çok azı geriye dönüyor. Savaşlarda yok olan milyonlarca insanın hepsi düşman saldırıları ve ateşiyle ölmüyor, belki de daha fazlası salgın hastalıklarla ölüyor. İşte bu dram ve trajik tarih sayfalarını önümüze koyduğu, bir kez daha konu üzerinde düşünmemizi sağladığı için Sayın Prof. Özdemir'i kutluyoruz. Bunun yeni çalışmalar için bir öncü olmasını diliyoruz.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |