AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
||
|
Başbakan Erdoğan, 6 Ekim İlerleme Raporu'ndan çok olumlu bir sonuç beklediklerini belirtirken, Kopenhag'da, Helsinki'de ve Brüksel'de söylenenleri hatırlattı ve AB'den "ciddiyet" beklediklerini söyledi.
Başbakan Tayyip Erdoğan, 6 Ekim'de açıklanacak İlerleme Raporu'nun çok olumlu çıkacağından emin olduklarını belirterek, "Biz devlet adamıyız ve devlet adamı olaylara ciddi yaklaşır ve muhataplarından da hep aynı ciddiyeti bekler" dedi. Almanya'da bulunan Erdoğan, dün önce Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası'nın (TATSO) Adlon Oteli'nde verdiği kahvaltıya katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, 6 Ekim'de yayınlanacak İlerleme Raporu'nun arifesinde olduklarını kaydederek, Türkiye'nin bu sürece özellikle son iki yılda yoğun çalışmalar yaparak geldiğini söyledi. Söylenenleri kimse unutmasın 3 Kasım seçimlerinden hemen sonra daha Bakanlar Kurulu oluşturulmadan AB turuna çıktığını hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu: "Kopenhag zirvesinde bir karar açıklandı. Değerli dostum Sayın Şansölye (Almanya Başbakanı Gerhard Schröder), Fransa Devlet Başkanı Sayın Chirac, Başbakan Abdullah Bey ve Genel Başkan olarak ben, dörtlü olarak oturduk konuştuk ve bu konuşmanın ardından da Kopenhag zirvesinin neticesi belirlendi: 2004 Aralık zirvesinde Türkiye, Kopenhag siyasi kriterlerinin tüm uyum yasalarını yerine getirmesi halinde gecikmeksizin müzakerelere başlayacaktır. 'Gecikmeksizin' sözü çok önemli. Bütün herşey artık burada kilitleniyor. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Verheugen'e en son görüşmemde de aynı soruyu yönelttim. 'Artık masanın üzerinde hiçbir şey kalmadı' ifadesini sizler de takip ettiniz. 6 Ekim İlerleme Raporu'ndan çok çok eminiz. Çok olumlu bir rapor çıkacağına bu çerçevede bakıyoruz. Biz devlet adamıyız ve devlet adamı olaylara ciddi yaklaşır ve muhataplarından da hep aynı ciddiyeti bekler. Halklar da bu noktada kendisini temsil eden devlet adamlarının ciddiyetini sorgular. Seçimden seçime de sorgular. Buralarda kimsenin ironi yapmaya hakkı yoktur. Yaparsa halk da ona ironi yaparak seçim zamanı gereken dersi verir." Nüfus ve coğrafyamız yeni değil Türkiye'nin AB'de yer alıp almaması konusunda öne sürülen üç gerekçe bulunduğunu belirten Erdoğan, "nüfus", "coğrafya" ve bununla birlikte gizli gerekçe olarak "din-kültür" sorununun gösterildiğini anlattı. Erdoğan, Türkiye'nin nüfusunun 1963'den beri belli olduğunu kaydederek, "1995'de Türkiye'yi Gümrük Birliği'ne alıyorsunuz. Helsinki'de 'evet' diyorsunuz ama şimdi nüfusu gündeme getiriyorsunuz" dedi. Müzakerelerde işimiz daha zor Müzakereler başlayınca Türkiye'nin işinin kolaylaşmayacağını, aksine daha da zorlaşacağını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: "Uyum paketini çıkartırsın, ama aslolan uygulamaktır. Çünkü uygulama bir zihniyet değişimidir. Şimdi biz bunun için çalışıyoruz, herşeye rağmen bunu yapıyoruz. Bu iş, büyük bir cesaret işidir, bu iş kararlılık işidir, bu iş irade işidir. İradeyi ortaya koyarsanız bunu gerçekleştirebilirsiniz. Biz bunu ortaya koymaya mecbur olduğumuzun farkındayız." BERLİN Türkiye'de işkence yok
Schröder, bir Alman gazetecinin, "İlerleme raporunda Türkiye'de halen işkence olduğu yönünde bir ifade var. Almanya, böyle işkence yapılan bir ülkeyle müzakerelere başlanmasını destekliyor mu?" sorusuna da "Ben Başbakan olarak bilmiyorum. Size bravo. Nasıl raporu öğrendiniz?" cevabını verdi. Başbakan Erdoğan da aynı sorunun AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen'e İzmir'de yöneltildiğini ve Verheugen'in, Brüksel'e döndükten sonra bir heyeti işkence iddialarını araştırmak üzere Türkiye'ye gönderdiğini hatırlattı. Erdoğan, hazırlanan raporda Türkiye'de sistematik bir işkence olmadığının belgelendiğini söyledi.
|
|