AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
||
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
CHP'nin kadın anketi
Son zamanlarda beni bu kadar neşelendiren bir anketle karşılaşmamıştım. "Anket insanı neşelendirir mi?" diye sormayın sakın; CHP'nin 'Bilim Yönetim Kültür Platformu' adına yapılan 'Kadın 2004' araştırmasının bulguları, Türkiye'de insanlarımızın nasıl paralel hayatlar yaşadıklarını ortaya koyuyor. "Yok birbirimizden bir farkımız" diye bir reklâm vardı ya, gerçekten de, çarşaflı, başörtülü, türbanlı ve başı açık olarak birbirinden farklı kategorilere oturtulmuş kadınlarımızın temel değerlerde birbirinden pek az farkları var... Umarım, CHP, kendi bulgularını doğru değerlendirir... Başörtülü ile türbanlı arasındaki ayırımı tam anladığımı söyleyemem. Bu araştırmaya kadar, üniversiteli gençkızlar ile eğitimli kadınların örtünme tarzına 'türban' denildiğini sanırdım. 'Türban' biliyorsunuz, İhsan Doğramacı'nın YÖK başkanıyken başı örtülü okumak isteyen kızlar için bulduğu formüldü. Başörtüsü 'türban' sözcüğüyle bir alafrangalık kazanmış oldu sayesinde... CHP ise farklı bir 'örtü' biçimi olarak algılamış türbanı; eğitim ilişkisinden de soyutlamış... Türbanlının eğitimli olduğu varsayımını boşa çıkartan, anketin eğitim durumuyla ilgili bölümü. Türbanlı kadınların dörtte biri lise mezunu; üniversite ve üstü eğitim görmüşleri ise onda bir kadar... Başörtülü ve çarşaflılar arasında da üniversite ve daha yüksek eğitim almışlar (4,5 ve 4.1) var. Lise mezunları da ihmal edilmeyecek oranda (13.6; 15.5)... Her 20 çarşaflı kadından birinin üniversite eğitimli olduğu bir ülke Türkiye... Denekler birbirine yakın yaşlardan seçilmişler; bu sebeple içimde kıpraşan merak duygusunu yenemeyerek medenî durumlarına bakıyorum. 'Boşanmış' olduğunu söyleyenlerin oranı birbirine yakın her dört kategoride, kendisini 'dul' ve 'eşinden ayrı' olarak tanımlayanlar da fazla farklılık göstermiyor. Çarpıcı fark 'evliler'de: Yüzde olarak çarşaflıların 73.9'u, başörtülülerin 79.1'i, türbanlıların 67.8'i 'evli' iken, bu oran başı açıklarda yüzde 46.0... Bunun 'sosyolojik' bir anlamı olmalı... CHP'liler, "Araştırma, örtünmenin nedenlerinin eğitimsizlik, fakirlik-yoksulluk sorunu olduğunu ortaya koymaktadır" demişler, ama tablolar bu çarpıcılıkta bir hükme varmayı biraz abartılı kılıyor. Tam tersine, çarşaflısı, başörtülüsü ve türbanlısıyla bütün kadınlarımızın en yoğun olduğu ekonomik kategori zenginlik-altı; Türk toplumunun en fazla temsil edildiği yer yani... Başlarına bakarak kadınların hangi şarkıcıları sevdiğini, hangi tür müzik dinlediğini, nereleri gezip görmek istediklerini tahmin edebilir misiniz? Kendinizden o kadar emin olmayın. Başın açık veya örtülü olması kadınlar arası beğenilerde pek az fark ediyor. Şarkıcılardan İbrahim Tatlıses başını örtenlerde '1 numara', ama başı açıklar da onu 4. sırada dinliyor... Başı açıkların ilk tercihi olan Sezen Aksu , başörtülü ve türbanlıların 2., çarşaflıların da 3. tercihi... Her dört kategori Sertap Erener'i de dinliyor... İlginç değil mi? Kadınların hepsi hiç istisnasız önce tarihî yerleri görmek, yurtiçinde gezmek istiyorlar. Başı açıkların müzik türünde ilk tercihleri Türkçe pop, diğerlerinin de Türkçe popa fazla itirazları yok da, ilk sıraya türküyü koyuyorlar... Tv izleme ve okunan gazetelerde biraz farklılık var. Başı açıkla başörtülü sırasıyla ATV, Kanal D ve Show-Tv izliyor, türbanlı da aynı kanalları Show'u Kanal D'den fazla olmak üzere izliyor... Çarşaflı kadınlar da ATV'yi izliyorlar, ama Samanyolu ve Kanal 7'den sonra... Başı açık ve başörtülülerin okudukları gazeteler de aynı. Hayır, Yeni Şafak yok ilk üçte; Hürriyet, Sabah ve Posta önde gidiyor... Belki üzülmem gerekirdi, ama bu bulgular beni neşelendiriyor; Türk toplumu arasında görüntü açısından farklılıklar olsa da, davranış biçimleri birbirine yakın. Bazılarının göstermeye ve kabul ettirmeye çalıştıklarının aksine bir durum söz konusu: İnanç ve düşünceler arasında da, beğeniler ve tercihlerle ilgili olarak da çok keskin çizgilerle ayrılmayan bir toplumuz biz... Kadınlarımızın bir bölümünün başı açık da din ve diyanetle bütünüyle ilgisizler mi? Hayır. En çarpıcı bulgulardan biri toplumdaki oruç tutma oranı. Tabii, çarşaflı (96.5), başörtülü (95.2) ve türbanlı (96.6) kadınlarda "Oruç tutarım" diyenler neredeyse hepsi; ancak, başı açık olanlardan "Oruç tutarım" diyenlerin oranı da çok yüksek: Yüzde 86.2... İslâm'ın farzlarından hiçbirini yapmadıklarını söyleyen başı açık kadın oranı da dikkat çekici azlıkta: Yüzde 3.8... Türkiye'nin sistemine de birbirine yakın bakıyor her eğilimden kadınlar. "Kamu yönetiminde medeni ülkelerin yöntemleri mi, yoksa dini kurallarla yönetilen ülkelerin yöntemleri mi esas alınmalı?" sorusuna verilen cevaplar göz açıcı: "Medeni ülke kuralları" cevabı çarşaflı kadınlarda yüzde 50.2, türbanlılarda 72.9, başörtülülerde 91.5, başı açıklarda 98.4... "Türkiye çağdaş hukuk kuralları ile mi yoksa dini esaslara dayalı kurallarla mı yönetilmeli?" gibi kışkırtıcı bir soruya gelen cevaplar "İrtica, irtica" tepinenleri hayal kırıklığına uğratabilir: Çarşaflı kadınların 35.5'i, türbanlıların 59.3, başörtülülerin 69.9'u, başı açıkların 87.0'sı "Çağdaş hukuk kurallarına göre" diyor... CHP bu anketi çok iyi değerlendirmeli.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |