Mevlana'nın, bir postun üzerinde oturmuş, elleri kaftanının uzun kolları içinde kaybolmuş görünen en ünlü resminin İranlı çağdaş bir sanatçıya ait olduğu ve Mevlana'nın gerçek fiziksel özelliklerini yansıtmadığı iddia edildi. Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler, dünyaca ünlü düşünür ve mutasavvıf Mevlana'nın düşünceleri gibi fiziksel özelliklerinin de pekçok kişi tarafından merak edildiğini söyledi. Şimşekler, Mevlana denilince hemen herkesin aklına afişlerde sıkça görülen bir postun üzerine diz çökmüş halde tasvir edilen, beyaz uzun sakallı ve sarıklı resminin geldiğini belirtti.

İranlı bir sanatçı çizdi

Mevlana'nın, bu en çok bilinen resminin İranlı çağdaş bir sanatçıya ait olduğunu ifade eden Şimşekler, şöyle konuştu: "1960'lı yıllarda, dönemin Mevlana Müzesi Müdürü Mehmet Önder'e, İran gezisi sırasında Tahran Üniversitesi'nde, Mevlana konulu minyatür ve resim yarışmasında birinci gelen bu resim hediye edildi. Müze Müdürlüğü'nce beğenildiği için kartpostal olarak bastırılan ve orijinali halen Mevlana Müzesi'nde sergilenen bu resim, kısa sürede tüm Türkiye'de en çok kullanılan Mevlana resmi oldu."

Sakalı çok kısaydı

Resmin, benimsenmesine karşın, Mevlana'nın gerçek fiziksel özelliklerini taşımadığını savunan Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler, şunları kaydetti: "Söz konusu resimde, Mevlana, şişmanca ve orta boylu olarak gösterilmektedir. Ancak 14. yüzyılda yaşamış bir tarihçi olan Ahmet Eflaki Dede'nin 'Menakibül Arifin' adlı kitabında, Mevlana'nın boyunun yaklaşık 1.80 santimetre olduğu, genel olarak ellerindeki damarları görünecek kadar zayıf olduğu belirtilmektedir. Uzun sakallı olarak resmedildiği bu resmin aksine, Mevlana oldukça kısa sakala sahipti. Mevlana'nın uzun sakal bırakmaktan, kişide gururlanmaya neden olacağı endişesiyle kaçındığı, yine aynı kaynakta geçen bir olayla anlatılır. Sakal tıraşını nasıl yapması gerektiğini soran berbere Mevlana, (Oldukça kısa kes, kadınlardan fark edilelim yeter) diye yanıt verir."