AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
||
|
|
Kişisel başarının, insan ruhu ile Yaratıcı arasındaki bağı güçlendirmekle elde edileceğine vurgu yapan kişisel gelişimci Muhammed Bozdağ'ın kaleme aldığı kitaplar kısa sürede kendi alanında satış rekoru kırdı
Gelişim ve başarının ilahi güç ile insan arasındaki bağın güçlendirilmesiyle mümkün olacağını dile getiren ve bu düşünceden yola çıkan Muhammed Bozdağ'ın Nesil Yayınları arasında çıkan kitapları sessiz sedasız satış rekoru kırarak 150 bine ulaştı. Ülkenin dört bir yanında konferanslar veren, imza günlerine katılan Bozdağ, aynı zamanda TBMM'de yasama uzmanı olarak çalışıyor. Bozdağ'a göre kişi yapacağı iyiliği derhal yapmalı ve karşılığını insanlardan değil Allah'tan beklemeli. Başarı için çok çalışmak gerektiğini vurgulayan Bozdağ, "Ama hayatı ve olayları Allah'ın yarattığını; gerektiğinde pekçok yerde sebepleri devreden çıkarabildiğini unutmamak gerekiyor" diyor. Lise ve üniversite öğrencilerinin ağırlıklı olarak kitaplarını okduğunu söyleyen Bozdağ'ın hemen her yaştan ve kesimden okuyucusu var. Hatta ilkokul mezunundan üniversite hocalarına kadar. Gelen mektuplardan yola çıkan Bozdağ'ın bir başka tespiti ise okuyucuları arasında kadınların daha yoğun olması. Mevlana gibi çıktık yola Mevlana gibi sevgiyi, kucaklaşmayı ve hoşgörüyü temsil etmeye ihtiyacımız olduğunu söyleyen Bozdağ, sevdirilmeyen hiçbir değerin müşterisinin de olamayacağı görüşünde. Zaten kitaplarında da Allah ile kul arasındaki o muhteşem bağı irdeleyerek kişideki ahlak ve edremi açığa çıkarıyor. Bozdağ, bu yüzden çok farklı dünya görüşünden olmalarına rağmen ahlaklı ve erdemli yaşamayı, hoşgörüyü, iyilikseverliği önemseyen herkesin kitaplarına ilgi gösterdiğini söylüyor. Herşey emanet aslında Hayatı algılayışımızda gelişmeler oldukça, elimizdeki tüm güç ve yansımalarının emanet olduğunu algılamaya başlayacağımıza dikkat çeken Bozdağ, "Biz hayata birer insan çekirdeği halinde ekildik. Çekirdeğin insanlaşması, çatlayıp dal budak salması için bin bir türlü zorluklarla göğüs göğüse çarpışması gerekir. Zorluklar vadisine dalıp, ayrılığın, ihanetin, saygısızlığın, nankörlüğün, bencilliğin insan ruhu için ne feci birer felaket olduğunu anlamayandan ne iyilik bekleyebilirsiniz? Okumak için uykularını mı feda edecek? Çaresizlere yardım uğrunda bataklıklarla yıllarca mı boğuşacak? Hangi zevkinden vazgeçecek?" diyor ve ekliyor: "Bence, Yaratıcımız hepimizin vicdanına bu temiz kavrayışı doğuştan koymuştur. Bizler Hz. Adem ve Havva'dan bu yana vatanlarından koparılmış garipler olarak boğuşup duruyoruz dünya gurbetlerinde. Bize baba yurdumuzdan haber veren her anlatım, kalplerimizin ilgisini çekecektir. Biz başarıyı anlatırken, insana bu sonsuzluk penceresinden bakıyoruz. Bu pencereden görülen başarı eninde sonunda karşımıza çıkacak, asla kaybolmayacak başarı oluyor." Gücümüzü sevgiden alırız Toplumda güçlü insanın, önce yaşadığı toplumla barışık olması ve onları sevmesi gerektiğine işaret eden Muhammed Bozdağ, "Sevmediğinize zerre iyiliğiniz nasip olmaz. Sevmediğiniz ortamda güçsüzlüğe mahkumsunuz. Bir toplumu sevmek, o toplumda varsa tüm olumsuzlukları da sevmek değildir. Peygamber Araplar'a Allah'ın dinini anlatırken onlara tüm sevgisiyle ve dostluğuyla konuşuyordu. Bazıları sizi taşlasa da, diğer bazılarının cennetten yadigar birer gönül taşıdığını keşfedeceksiniz. Kendinizi koruyarak çevrenize sevgiyle bakmalısınız" diye konuşuyor. AYŞE OLGUN / İSTANBUL
|
|
|