|
|
Ben ne demiştim?
Dün çıkan yazımda ne demiştim.... "Bu maç karakolda biter" demiştim. İlk 5 dakikada 2 sarı, ilk yarıda toplam 4 maçlık sarı kart, 1 kırmızı, bir de anons gelince maç tam karakolluk olmuştu. Ancak 10 kişi kalan Fenerbahçe karşısında "tırsan" Beşiktaş oldu. Özellikle Zago ve İlhan Mansız kız takımı oyuncuları gibi oynamaya başladılar. Oğuz Çetin'in çift, Lucescu'nun tek forvetli oyun planı idmansız Serhat nedeniyle tutmadı. Beşiktaş'ta Kaan, dobra dobra oynarken, Tuncay boş alan bulamadığı için oyunda yoktu. Oysa soldan "birşeyler bulurum" düşüncesiyle saldıran Beşiktaş, meşhur deli İbrahim ile rakibe bir kırmızı ardında bol bol ıslık buldu. Oğuz Çetin böyle bir maçı generallerle değil, haza komandolarla kazanacağını doğru tesbit etmişti. Doğru kadro seçmişti ama ağırlaşan zeminde Fenerbahçe'nin karakterindeki oyuncu eksilten yerden paslarda ısrar etmesi en büyük yanlışı olmuştu. Yani oyuncular doğru, oyun planı yanlıştı. Beşiktaş ise bir kişi eksik oynayan rakibinin nasılsa hata yapacağını planlayarak biraz da erken üç forvete çıktı. Çünkü Ali Aydın maçı pişirmiş ve Beşiktaş'ın önüne servisi yapmıştı. Araya bir de gol sıkıştırdıktan sonra, boğuşmaktan dili bir karış dışarı çıkmış rakibinin üstüne korka korka gitti Kartal. Korkan maç kazandı, savaşan ise kaybetti. Maçın nezarethanede bitmemesinin sebebi, Fenerbahçeli futbolcuların zerafeti ve tabiki tribünlerin olağanüstü sabrıydı. Yenik takımlarını alkışlayan Fenerbahçe seyircisinin son 5 dakikada ortaya koyduğu tavıra hayran olmamak mümkün değil. O nedenle Fenerbahçe kaybetmiş olabilir ama bana göre, Sarı-lacivertliler "geleceği" kurmaya en sağlıklı bir biçimde başlamıştır.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |