T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R
BARIŞ HEP OLSUN

Barış Manço vefatının dördüncü yıldönümünde, dillerden düşmeyen eserleriyle yaşatılıyor. 7'den 77'ye herkesin sevgilisi, 'can bedenden çıkmadıkça' unutulmayacak gibi.

  • HALE KAPLAN ÖZ
    İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarında doğan Barış Manço'ya, ailesi savaşın bitmesine duyduğu özlem nedeniyle Barış ismini koyar, sonraki yıllarda Barış tüm dünyayı gezerek anlatacaktır barış özlemini. Tüm iyi müzisyenler gibi 2 yaşından itibaren şarkı söylemeye ve ortaokul yıllarında amatör olarak müzikle uğraşmaya başlar. Belçika Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi'nde resim, grafik ve iç mimari okur. Bu okuldan, okul birincisi olarak mezun olur. 1970'li yıllarda Türkiye'ye döner ve bu gün hepimizin bildiği, sınırlarımızı aşan nadir parçalarımızdan olan Dağlar Dağlar'ı yapar. Bu şarkı onun hayatında bir dönüm noktasıdır.

    Bu dönemlerde görüntüsü de değişmekte, müziği ve kıyafetleri ile bir ekol oluşturmaktadır. Toplumun pek de alışkın olmadığı dönemlerde onun uzun saçları tepki almaz, aksine hüsnü kabul görür. Çünkü o sanatçıdır ve ona göre sanatçı farklı olmalıdır. Sıradışı kıyafetleri, takıları, hızlı, farklı konuşması, yüz mimikleri, enterasan el hareketleri ve sıradışı klipleri ile hep gündemdedir Barış Manço.

    Dünyanın Barış abisi

    Japonya konserinde 20.000 Japon, onu heceyanla dinliyordu, Belçika'nın en büyük gazetesi birinci sayfadan yarım sayfa haberini yayınlamıştı. Gezgindi, keşfetmeyi seviyordu, dünyayı aşkla dolaşıp sevgisini taşıdı heryere ve ekranlarımızdan 60 milyon olarak onu izledik. Türkiye'deki en uzun ve en başarılı televizyon programları Manço imzasını taşıdı. 7'den 77'ye on yıl içinde Ekvatordan kutuplara, 5 kıtada 100'den fazla ülkeye giderek, kırılması güç bir rekora imza attı. Adam Olacak Çocuk ve Kahve Altı programları ise hala benzeri olmayan unutulmaz yapıtlarından.

    Unutulmaz şarkılar besteleyip söyledi, dünya insanıyla kucaklaştı, gezdiği yerleri bizlerle paylaştı. İzleyicisiyle arkadaş oldu, seyirciyle onun kadar yakın bir diyalog kuran başka sanatçı yoktu. Belki de adresini ezbere bildiğimiz tek sanatçıydı o... "Bana yazmaya ama her konuda yazmaya devam edin. Adresimi veriyorum, Barış Manço Moda 81300 İstanbul. Tekrar ediyorum..."

    Gidişinin 4. yılında ardından söylenenler

    CEM KARACA: "Barış Manço benim için doğum tarihi belli olan fakat ölüm tarihi sonsuz olan bir can dostum. Konserlerimde her zaman ondan bir parça seslendiriyorum. Dinleyenlere ölümünün ardından yazdığım şiiri okuyorum ve bizi bir yerlerden izlediğine inanıyorum. Ruhu şad olsun."

    ERSEN DADAŞLAR: "Ben müzik serüvenime onu örnek alarak başladım. Böylesi büyük bir müzisyenin erken kaybı hepimizi derinden yaraladı. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum."

    ORHAN GENCEBAY: "Kişiliği ve sanatıyla son derece güçlü bir insandı. Sanatında bir ekoldü. Ülkemizi hem sansatıyla, hem sanatçı kişiliğiyle en iyi şekilde temsil eden bir insandı. Benim de çok iyi bir arkadaşım, 1968 kuşağının en güçlü temsilcisiydi."

    SEZEN CUMHUR ÖNAL: "Kalplerimizi süsleyen bir güzel şarkı yarım kaldı. Barış Manço, dillerden düşmeyen 40 yıllık bir şarkı... Müzik yolculuğunda daima yeni güzellikler aradı. Yaptığı bestelerle hep alkışlandı...

    MUAZZEZ ABACI: "Çok iyi bir insandı. Modern Evliya Çelebi'ydi. Duygu doluydu. Her zaman gönlümüzde yaşayacak."

    KAÇ KUŞAK ONUNLA BÜYÜDÜ

    Dünya nefesini tutmuş, bir savaşa kilitlenmiş durumda. Savaş sözünün bu kadar çok edildiği bir dönemde, dünya kardeşliğinin ve nesiller arası sevginin somut ismidir o. Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Zalım Sultan, Halhal, Anlıyorsun Değil mi, İşte Hendek İşte Deve, Kara Toprak Ver Yarimi, Halil İbrahim Sofrası, Kol Düğmeleri... bir seferde akla gelen yüzlerce şarkıya imza attı Barış Manço, biz onunla büyüdük sırf bu nedenle şanslı bir kuşak sayılırdık. Eserlerinde sosyal olaylara ve mevcut duruma dair tespitler yapardı, hayatı, aşkı, ölümü, ayrılığı hüzünlü, mizahi bazen sivri bir dille, ama kendine has uslubuyla anlatırdı. Domates, biber, patlıcan şarkısında sokak satıcılarının sebep olabileceği bir felakete vurgu yapıyordu, zerafet düşkünleri kışın beyaz giymemeleri gerektiğini biliyordu, Ya Nasip Ya Kısmeti anlatmak için herkes gömlek giyerken, o Kul Ahmet'e ceket giydiriyordu... Uzun siyah saçlarını ortadan ayırır, küçükleri ıspanak yemeleri ve arabanın arka koltuğuna oturmaları konusunda ikna ederdi, her parmağında, abartılı büyük taşlı yüzükleriyle hızlı hızlı hareket ettirdiği ellerini takip ederek kilitlenirdik pazar sabahları ekran başına. Sevimliydi, rahattı, meraklıydı, bizdendi, Türk Müziği'nin duayeniydi. 1 Şubat 1999'da müzik alanında büyük devrimler yapmış bir sanatçı olarak aramızdan ayrıldı.

  •  
    İbn Arabi anısına kitap İbn-i Arabi İnsan Yayınları'ndan Tahir Uluç çevirisiyle çıkan kollektif bir çalışmayla anılıyor. İbn Arabi hakkında çalışmalar yapan çeşitli bilim adamları ve düşünürlerin, İbn Arabi'nin farklı bir yönünü anlatan makalelerinden oluşan kitap "İbn Arabi Anısına" adını taşıyor. Eser okura, İbn Arabi'nin şiir ve yazılarındaki sembolizmden ahlak anlayışına, vahdet-i vücud görüşünden üzerine yapılan çalışmalara kadar zengin bir seçki sunuyor. Bilgi tel: 0 212 642 74 84
    Umran'dan okura armağan
    Yaklaşık iki yıldır Umran Dergisi'nde yayın danışmanı olarak görev yapan iletişimci-yazar Yusuf Kaplan, dergideki görevinden ayrıldı. Kaplan, yazı ve çevirileriyle dergiye katkıda bulunmaya devam edecek. Usta kalemleri bünyesinde toplayan ve son sayısı 'Amerikan İstilacılığına Hayır' kapağıyla çıkan Umran abonelerine hediye vermeyi sürdürüyor. Geçen yıl okuruna Mevdudi'nin Hz. Peygamber'in Hayatı isimli kitabını veren dergi, yeni yılda ise Seyyid Sabık'ın İslam İlmihali'ni hediye ediyor. Eser, büyük boy birinci hamur kağıda basılıyor. Ayrıntılı bilgi için tel: 0 212 532 51 76
    MafDal'ın gizli tarihi
    Aksiyon Dergisi'nin Dış Haberler Editörü Mehmet Yılmaz, İsrail'in en köklü partilerinden olan din eksenli milliyetçi parti Miflaga Datit Le'umit'in gizli tarihini MafDal adlı kitapta topladı. Radikal sağın İsrail dış politikasına etkisinin incelendiği kitapta İsrail'de din adamlarının politikayla sıkı ilişkileri ekseninde din eksenli milliyetçi grupların İsrail yönetimini nasıl etkilediği anlatılıyor. Kitap, önümüzdeki günlerde Zaman Kitap'tan piyasaya sürülecek.
    Tarih yazılagelendir!
    Tarih yorumlanabilir mi? Tarihi yorumlamak tarihçilerin mi yoksa tarih felsefecilerinin mi işi? Prof. Dr. Şahin Uçar tarihe ve tarihçiye meydan okuyan bir tarih profesörü. Uçar, tarih felsefesine kendine has üslubu ile ayrı bir tat katarken önyargı ve kabullerin üstünü pervasızca çiziyor ve "Tarih olagelenin değil, yazılagelenin ta kendisidir." diyor. Şahin Uçar kitaplığı adlı dizinin ilk eseri, Gelenek Yayıncılık'tan "İnsan'ın Yeryüzü Macerası" adıyla çıktı ve tarih felsefesi okurlarının ilgisine sunuldu. Bilgi tel: 0 216 355 11 28
    31 Ocak 2003
    Cuma
     
    Künye
    Temsilcilikler
    ReklamTarifesi
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED