|
|
Saddam nereye kaçmış olabilir?
Geçen gün, "Saddam Hüseyin Miami'de Üsame bin Laden'le vakit geçiriyor olabilir mi?" sorusuna cevap vermem istenmesin mi? Ne diyeceğimi bilemedim. Saddam ve yakın çevresi ortalıktan kayboldu; herkesin "Neredeler?" merakına düşmesi doğal. Her kafadan bir ses çıkması da... Kimi "Suriye'ye kaçmıştır" diyor, "Kimi de doğum yeri Tikrit'te" iddiasında... Afgan savaşı, ardından Irak'a saldırı, herkes birer 'komplo teorisyeni'ne dönüştü. Benim en çekindiğim de bu... Güvenilir olmayan kaynaklardan gelen hiçbir bilgiye, belgeye itibar etmeme alışkanlığımdan vazgeçmek niyetinde değilim... United Press International bir zamanlar dünyanın en büyük haber ajansıydı; Amerika merkezli ajans şimdi de geride kalmamaya çalışıyor. Bu sebeple yakın tâkip altında tutmakta yarar olan bir haber kaynağı UPI... Bağdat'ta heykelin yıkıldığı gün, UPI, üzerinde "Çok özel" kaydı bulunan bir değerlendirme yolladı abonelerine. Başlığı şu: "Saddam yıllar önce CIA komplosunda anahtar kişiydi..." Başlık sizi yanıltabilir, yanıtmasın. Muhabir Richard Sale, ABD diplomatları, istihbaratçılar ve İngiliz bilimadamları ile görüştükten sonra kaleme aldığı ayrıntılı haberinde, Saddam'ın, gençlik dönemlerinden itibaren, Amerikan Merkezî İstihbarat Örgütü (CIA) ile irtibatı bulunduğunu ileri sürüyor. Görüştüğü 'resmi' ağızlar, geçmişte Saddam'la yollarının kesiştiğini anlatmış, bilimdamları da o bulguları doğrulamış... Şaşırdınız değil mi? Oysa, olayda şaşılacak bir yön bulunmuyor: Ortadoğu'nun kaypak zemininde Saddam gibilerin duraklarından biri yabancı istihbarat örgütleri olmak zorunda. O dünyanın raconu, "Sen benim sırtımı kaşı, zamanı geldiğinde ben de seninkini kaşırım" ilkesidir... Saddam da, daha 20'li yaşlarında, Bağdat ve Kahire'deki CIA bürolarının yararlandığı biriymiş; CIA adına darbelere karışmış, adam öldürmüş... CIA de sonraki yıllarda önünü açmış onun... Saddam, günü geldiğinde, kendisinden istendiği için İran'a da saldırdı... UPI muhabiri, özel değerlendirmesinde, istihbarat dünyasına ilişkin Saddam'lı olayları anlatıyor... Saddam'ın CIA adına katıldığı ilk eylem, 1959 yılında, dönemin askeri yönetim başbakanı Gen. Abdülkerim Kasım'a suikast girişimi... Gen. Kasım, 1958 temmuzunda gerçekleştirdiği kanlı bir askerî darbeyle Irak'ın 'Batı yanlısı' kralı Faysal'ı devirmişti. ABD darbeyi önemsemedi; ancak Kasım'ın İngiltere, Türkiye, İran ve Pakistan arasındaki 'Bağdat Paktı'ndan çekilme kararı alması, Washington'un askerî yönetime tavrını değiştirdi. Irak'taki adamları eliyle bir 'CIA suikastı' planladı Washington... Saddam'ın her şeyi eline-yüzüne bulaştırması yeni değil; katıldığı ilk ciddi eylem olan Gen. Kasım'a suikast girişimi de onun hedefine erken ateş açması yüzünden boşa çıkmış. Omuzu ve kolundan yaralanmış Gen. Kasım, şoförü ölmüş... Muhabirin görüştüğü bir 'Saddam uzmanı', Adel Darwish, günümüzde olanlara da ışık tutan şu ayrıntıları vermiş muhabire: Suikastçılardan birinin kurşunları silâhına uygun değilmiş; bir başkası da el bombasını ceketinin astar tarafına düşürmüş... CIA tarafından teşvik edildiği suikast girişiminde başarılı olamamış Saddam Hüseyin, ancak bir süre sonra götürüldüğü Mısır'da CIA ile ilişkisini yenilemekten geri durmamış. UPI muhabiri Sale de yazıyor, ama çıktığı günden beri herkesin elinde dolaşan, gazetelerde dizileştirilen Con Coughlin'in "Saddam: Gizli Hayat" adlı kitabında, Saddam'ın Mısır'da CIA adına yaptıklarına uzun uzun yer veriliyor... İşin ilginç yanı, Saddam'ın Kahire günlerinde ilişkili olduğu 'CIA ajanı'nın kimliği: Miles Copeland... Copeland, CIA ajanı olarak bulunduğu Ortadoğu'nun darbeler tarihini Türkçeye 'Devletler Oyunu: Bir CIA Ajanının Anıları' adıyla çevrilen (Nehir Yayınları, 1985) 'The Game of Nations' kitabında ayrıntılarıyla anlatır... UPI'dan Sale'in haberinde adını vermeden söz ettiği 'CIA ajanı', Bağdat'ta bu defa sonuç alan esas suikasta ait ayrıntılar anlatmış... Büyük ihtimalle Copeland o ajan... 1963 yılı Şubat ayında öldürülmüş Gen. Kasım. Sale, "Topladığım bilgilere göre, CIA'ye Başkan Kennedy'nin verdiği tâlimatla" diyor... Önemli olan sonrası: CIA, darbecilerden, çoğu cezaevinde bulunan komünist aydınları öldürmelerini istemiş. Önce bir liste gelmiş CIA'den, sonra da silâhlar... Adel Darwish, "İnfaz Kasr Nihayet adlı binada yapıldı" demiş olayı doğrulayarak... Bir eski diplomat da, "Öldürüldüklerine sevindik" demiş ve eklemiş: "Şimdi sen 'Adil biçimde yargılandılar mı?' diye de soracaksın. Dalga mı geçiyorsun? Bu ciddi bir işti..." CIA tâlimatıyla hapisteki komünistleri öldüren infaz mangasına "Ateş" emrini veren kişinin kim olduğunu merak eder misiniz? Evet, darbeyle önü açılan ve önce 'ülkenin güçlü adamı' sıfatıyla perde gerisinden, 1979'dan itibaren de Kasr Cumhuriye'de oturarak ülkeyi yöneten Saddam Hüseyin'di o kişi... Konu iştah kabartıcı olduğu için bir günde bitmeyecek. Ancak, yazıyı kapatmadan önce, başarısız geçen ilk suikast girişimi sonrasında Saddam'ın nereye kaçtığını açıklayacağım. Belki "Saddam nerede?" sorusuna da ışık tutabilir eski macera: Önce memleketi Tikrit'e kaçırmış Saddam'ı CIA, oradan da Suriye'ye... Vallahi, ben UPI ajansı muhabiri Richard Sale'in yalancısıyım.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |