AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
'Made in İsrail'e hayır

ABD'nin İsrail kaynaklı yeni uluslararası hegemonya stratejisinin "küresel yayılma ve saldırganlık" temeline dayandığını artık herkes biliyor. Bizdeki "sanal piyasa terörü" ile halkı aşağılayan tetikçiler hariç...

Nitekim, Amerikan dış politikasını 'İsrail güdümlü' bir politika olarak tanımlayan Illinois Üniversitesi öğretim görevlisi Carl Estabrook, "İsrail, devlet olarak varlığını kargaşa, kaos ve savaşlara borçludur" diyor.

ABD'nin bölgedeki jandarması olan İsrail üzerinde tehdit yaratan unsurları elimine etmeyi amaçlayan Amerikan saldırganlığının "gizli" boyutları doğrusu insanı korkutuyor. Carl Estabrook'un ifadesiyle, "Yeni tarz bir sömürgeleştirme süreciyle karşı karşıya dünya. Bu amaçla post kolonyal politikalar ve işgal planları devreye sokuluyor."

"Sanal piyasa tedhişçiliği" ve üç kuruşluk Amerikan "bahşişleri" ile toplumun ruhunu satın almaya çalışan "küçük ruhlu" tetikçiler bilmeli ki, bu savaş bal gibi İsrail'in güvenliği ve Amerika'nın geleceği için bütün Ortadoğu'yu ve buradaki Müslüman toplumları boyunduruk altına almayı amaçlamaktadır.

Hâlâ Türkiye'nin ekonomik olarak kurtuluşunun savaşta Amerika ile aynı safta yer alarak sağlanabileceğine inanan milletvekillerinin Carl Estabrook'un şu cümlelerini dikkatlice okumalarında yarar var: "İsrail'in güvenliği bahanesiyle bütün Ortadoğu'yu ve İslam coğrafyasını işgal etmeyi gerekli gören bu şeytanî proje tüm uluslararası tepkilere rağmen adım adım uygulanıyor. Bütün bu yeni düzenlemeler en çok İsrail'e yarayacak. Şu an ABD'nin can simidi gibi sarıldığı bu saldırgan dış politika, İsrail'in giderek daha fazla militerleştirilmesine hizmet ediyor."

İşte tam da bu yüzden, benliğinde "Amerikan ipoteği" bulunmayanlar olarak "madein İsrail"e hayır diyoruz!..

Carl Estabrook, bu kirli savaşın hepimizin tüylerini diken diken edecek çok daha trajik bir boyutuna dikkat çekiyor: "Faşist İtalya'nın, Habeşistan'ı işgali nasıl Milletler Cemiyeti'nin çökmesine ve sonra da İkinci Dünya Savaşı'nın çıkmasına yol açtıysa; ABD'nin Irak'ı işgali de benzer bir biçimde önce uluslararası hukukun ve BM'nin iptaline, sonra da etkisi II. Dünya Savaşı'ndan iki veya üç kat daha şiddetli olan büyük bir yıkıma ve trajediye neden olacak."

Eğer Türkiye parlamentosu şeytanî bir Amerikan planının vebaline ortak olmadan yeni bir tezkereyi de reddedebilirse, bu hem insanlığın geleceği için hem de Türk demokrasisi için önemli bir kazanım olacaktır.

Ayrıca, Genelkurmay Başkanı Özkök'ün açıklamalarının ardından yeni bir tezkerenin Meclis'te onaylanması, "düdük çalındı teneffüs bitti, şimdi tezkere zamanı" şeklinde bir algılamaya yolaçar ki, bu hem milletvekilleri hem de parlamentonun saygınlığı açısından hiç de hoş bir görüntü olmaz.


10 Mart 2003
Pazartesi
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED