AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
"Neo-Muhafazakarlar"dan sonra "Neo-Demokratlar"

Amerika'da 2004'de yapılacak Başkanlık seçimlerinin en önemli propaganda malzemesi, George Bush yönetiminin istilacı politikaları, Afganistan ve Irak'a yönelik işgal harekatları ve ABD'yi kontrolü altına alan "neo-faşist kadro"nun küresel macerası olacak. Öne çıkan aday adayları, daha şimdiden tartışmayı başlattı. Bu kişilerin Bush yönetimine yönelik keskin ve ağır ithamları medya organlarında genişçe tartışılmaya başlandı.

Küresel işgal ve dünya imparatorluğu projesine destek veren İngiltere Başbakanı Tony Blair'in siyasi kariyerinin nasıl sona erdiğini, İspanya, İtalya ve Avustralya gibi, Bush yönetimine destek veren ülkelerin liderlerinin bir daha seçilme şansı kalmadığını gören aday adayları, seçim sonuçlarını Amerikan halkının "savaş karşıtı tavırları"nın belirleyeceği gerçeğinden hareketle, George Bush ve Dick Cheney'nin sözcülüğünü yaptığı neo-faşist kadroya "sahtekarlık kokan" bir "sözde savaş" açtılar. Bush yönetimini Amerika'yı maceraya atmakla, ekonomiyi çökertmekle, milyarlarca doları zimmetlerine geçirmekle, kişisel çıkarlarını devlet politikası haline getirmekle, demokrasi ve özgürlüklere savaş açmakla ve sonu belirsiz bir dünya savaşına girişmekle suçlayan aday adayları, "savaş karşıtı olma" tezini işleyerek öne çıkmaya çalışıyorlar.

Zaten kıl payı ve şaibeli şekilde seçimi kazanıp Beyaz Saray'a gelen Bush'un tekrar seçilmesine imkansız gözüyle bakılıyor. Peki, Bush'in seçimi kazanamaması ve ekibinin iktidardan çekilmesiyle ABD'nin küresel işgal politikaları duracak mı? Veya yeni gelen ABD Başkanı, Irak'tan veya Afganistan'dan çekilecek mi? Orta Afrika'dan Orta Asya'ya kadar yayılan ABD askeri üslerini bırakacak mı? İran ve Suriye'ye yönelik tehditlerinden vazgeçecek mi? İslam'a yönelik kuşatma ve tasfiye politikalarından vazgeçecek mi? Beyaz Saray'a Cumhuriyetçiler'in yerine Demokratlar'ın kadroların hakim olması, ABD'nin 1990'dan bu yana devam eden "küresel hegemonya projesi"nde değişikliğe yol açacak mı? ABD ile Merkez Avrupa, Rusya, Çin ve İslam dünyası arasındaki bunalımı çözecek mi? ABD'nin bugünkü yayılmacı politikaları sadece Bush yönetiminin belirlediği bir proje mi?

Clark'la Rumsfeld arasında fark yok

Demokrat Parti aday adayları arasında en fazla öne çıkan kişi şüphesiz eski NATO Komutanı General Wesley Clark. Amerikan basını bu kişiyi savaşa karşı olduğu, Bush yönetimine en keskin eleştirileri yaptığı, yeniden özgürlükler için fırsat olduğu, Amerika'nın yerlerde sürünen imajını düzelteceği iddiasıyla bir "kurtarıcı" gözüyle pazarlıyor. Clark da, en iyi seçim yatırımının savaş karşıtlığı olduğu gerçeği ile söylemlerini bu tez üzerine şekillendiriyor ve öne çıkmayı beceriyor. Sadece ABD'de değil, Türkiye'de de Kosova harekatından tanınan Clark'a yönelik sempati sürekli besleniyor. Türk medyasının bu çabada Amerikan medyasından geri kalır tarafı yok.

Oysa durum gerçekten böyle mi? General Clark, son iki yıldır dünyayı savaş alanına çeviren Bush yönetiminin alternatifi mi? Clark gerçekten savaş karşıtı mı ya da Irak işgaline karşı mıydı? Elbette hayır...

Askeri kariyerinde üslendiği rollerden hareketle, Soğuk Savaş döneminin birçok ismi gibi, "savaş suçlusu" olarak görülen Clark da en az Bush yönetimi kadar hegemonyacı. Irak işgaline asla karşı değildi. Eleştirileri sadece taktik açıdandı. İşgal öncesi Saddam Hüseyin'in kitle imha silahları olduğundan, bunların yakında bulunacağından emin olduğunu söyleyen Clark'ın tek korkusu, ABD'nin askeri planları iyi yapamadığı, işgalin zor gerçekleşeceği, kayıpların fazla olacağı şeklinde oldu. Irak'a saldırıyı hep destekledi. Sadece Irak değil, ABD'nin İslam dünyasında ve Ortadoğu'daki operasyonlarına destek veren Clark, her ne kadar Demokrat aday adaylardan olsa da, aslında neo-con'lardan farklı görüşlere sahip değil. Donal Rumsfeld, Dogulas Feith ve Richard Perle gibi isimlerle yakın ilişki içinde.

'Neo-con'ların tuzağı: "Yeni Demokratlar"

Clark'ın adaylığı Bush yönetimindeki "neo-faşistlerin eskiyen yüzünün yenileme projesi"nden başka bir şey değil. Ortada Yahudi lobisinin aktif çalışmasıyla öne çıkan bir isim var ve yine neo-faşist bir aday bu sefer Demokrat Parti saflarından öne çıkarılıyor. Clark'la birlikte "Yeni Muhafazakarlar"dan (neo-con) sonra "Yeni Demokrat"lar adıyla aslında bugünkü kadrolardan hiç de farklı olmayan kişiler öne çıkarılıyor. Yani Deck Cheney, Donald Rumsfeld, Poul Wolfowitz gibi isimlerle öne çıkar neo-faşist cunta kabuk değiştirerek yeniden iktidara gelmeye hazırlanıyor. Clark'ın adaylığını Little Rock'da açıkladığına dikkat çeken gözlemciler, bu kentin "neo-con Demokratlar'ın merkezi" olduğuna işaret ediyor. Clark'ın adaylığını sağlayanlar ve onu öne çıkaranlarla Bush'u iktidar yapanlar aynı çevreler. Hem Amerikan halkına hem de bütün dünyaya karşı bir sahtekarlık senaryosu bu. Cumhuriyetçi Parti'nin, Bush'un ve "yeni muhafazakar" kadrosunun seçimi kazanamayacağını herkes biliyor. Üstelik sadece dış politika sebebiyle değil, yolsuzluklar ve ekonomik çöküntü de bu kadronun sonunu getirdi. Bunu bilen "derin çevreler" amaçlarını bu sefer amaçlarını Demokratlar eliyle gerçekleştirecekler. Bunun için Clark'ın adını öne çıkarıyorlar.

2004 seçimlerinin ABD dış politikasına getireceği bir yenilik veya geri çekilme olmayacak. Beyaz Saray'da kim oturursa otursun, ABD'nin küresel işgal ve yağmacılığı devam edecek. Yeni gelecek lider ve ekibi, Bush yönetiminin Irak'ta başlattığı süreci devam ettirecek. Muhtemelen İran ve Suriye'ye yönelik saldırılar o kadroya nasip olacak. Yahudi lobi kuruluşlarının belirlediği aday adaylar arasında sürecek yarış, bu çevrelerin belirleyeceği kişinin iktidara gelmesiyle sonuçlanacak. Ama dünya ve bizler o zaman "yeni muhafazakarlar" olarak bilinen faşist cunta yerine "Yeni Demokratlar" gibi yeni tarz bir kadronun saldırgan politikalarıyla yüzleşeceğiz.

Artık ABD için liderin Cumhuriyetçi veya Demokrat olması arasında fark yok. Özellikle "Yeni Demokratlar' adıyla neo-faşistler'in iktidarının devam edeceğini seçimlerden hemen sonra göreceğiz. Artık "yeni demokrat" tipini, kadrolarını, eylemlerini ve askeri müdahalelerini tartışacağız.


23 Eylül 2003
Salı
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED