|
|
Yaşlılar yiyeceklerine
iki kere dikkat etmeliler
İnsan hayatında dönemler var. Bebeklikle başlayıp yaşlılığa varan dönemleri herkes bilir. Nasıl ki her dönemde insanın yaşantısı, beklentileri farklılıklar gösteriyorsa, beslenmelerinin de farklı olması çok doğaldır. Dönemlere göre beslenme konusunda, bebeklikteki beslenme herkesin üzerinde durduğu bir kavramdır. Ancak diğer dönemler genellikle ihmal edilir. Oysa yaşlılıkta beslenme de, dikkat gerektiren bir konudur. Özellikle ortalama yaşam süresinin giderek arttığı gelişmiş batı ülkeleri bu konunun üzerinde çok duruyorlar. Amerikan Sağlık Bakanlığı beslenme tavsiyelerini 70 yaş üzerindekiler için gözden geçirdi. Besin gruplarının yer aldığı piramit, yaşlılarda daha dar tabanlı. Bu da, yaşlıların gerek vücut gelişmesi durduğu ve gerekse hareketlilikleri azaldığı için daha az enerji harcamaları ve buna bağlı olarak da daha az yemelerinin gerekli olduğu için böyle oluştu. 70 yaş üzerinin beslenme piramidinin tabanında 8 bardak su yer alıyor. Bu, yaşlılar için suyun temel olması gerektiğini sembolize ediyor. Çay, kahve, kola gibi kafeinli içeceklerle alkol, sıvı ihtiyacını karşılamıyor. Yaşlılarda susama duygusu azaldığı ve bazen de idrar söktürücü ilaçlar kullanıldığı için, vücudun susuz kalması tablosu daha sık görülür. Yaşlılar için de tahıl önemli. Kepekli tahıl ürünlerinden yapılmış ekmekler, bulgur, pirinç, makarna gibi yiyecekler tercih edilmeli. Yaşlılar gerek hareketleri ve gerekse iştahları azaldığı için daha az yeme eğilimindedir. Ancak yedikleriyle temel besin maddelerinin alınmasına özen gösterilmelidir. Bu nedenle tahıl ürünlerinin elenmemiş undan yapılmış olmasına dikkat edilmelidir. Böylece çok değerli mineraller ve vitaminler alınmış olacaktır. Ülkemizde bazı tahıl ürünleri, elenmiş beyaz una sonradan kepek katılmasıyla yapılmaktadır. Bu arada bazı değerli besin maddelerinin kaybolabileceği dikkate alınarak çavdar, yulaf, buğday gibi tahılın elenmemiş unuyla üretilmiş ürünleri tercih edilmelidir. Sebzeler ve meyveler de önemlidir. Özellikle koyu yeşil, sarı ve kırmızı olanlarda çok değerli besin maddelerinin bulunduğu unutulmamalıdır. Bunların bol yenilmesiyle folik asit alınacağı unutulmamalıdır. Meyveleri, sularını sıkıp içmek yerine tümüyle ve hatta mümkün olanları kabuklarıyla yemek, bitkisel lifleri yeterince alabilmek açısından tercih edilmelidir. Yağların da bir miktar alınması gerekiyor. Az yağlı peynirler hem yağ, hem de kalsiyum ve protein için önemli kaynaktır. Proteinleri de ihmal etmemek gerekiyor. Yağsız et, tavuk-hindi gibi kümes hayvanları, baklagiller, yumurta ve fındık-fıstık önemli protein kaynaklarına sofralarda yeterince yer vermek gerekiyor.
Patates salatası
MALZEMELER: 5-6 adet patates (haşlanmış), 3-4 dal taze soğan, 1/2 demet dereotu, 1/2 demet maydanoz, 2 çorba kaşığı sirke, 2 çorba kaşığı limon, 1 kahve fincanı sızma zeytinyağ, 1 kahve fincanı haşlanmış mısır, 1 adet ince dilimlenmiş havuç, 1 çay kaşığı hardal, tuz, karabiber. HAZIRLANIŞI: Haşlanmış patatesleri küp küp doğrayın. İnce kıyılmış taze soğan, maydanoz, dereotu, mısır ve havuç dilimlerini ekleyip karıştırın. Limon suyu, yağ, sirke, hardal, tuz ve karabiberi bir kasede çırpıp salatanın üzerine boşaltın. İyice karıştırıp yarım saat bekletin ve servis yapın.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |