AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Salname-i Hariciyye

Hükümetin iddialı olduğu hedeflerden biri de kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasıdır. Aslında "idari reform" sorunu Türkiye'nin gündeminden hiçbir zaman çıkmamıştır. İdare yeniden yapılandırılırken nereden nereye geldiğimizin bilinmesi gerekiyor. "İdari reform" bugünün tartışması değil; en azından son iki asırdır "idari ıslah" tartışılmakta ve bu çerçevede çeşitli yenilikler yapılmaktadır.

Batılılaşma şeklinde başlayan bizdeki modernleşme hareketinin her alanda ne tür gelişmelere vesile olduğu pek üzerinde düşünülen bir konu değildir. Genelde bir cihan imparatorluğundan Anadolu'ya sıkışan bir devlete giden süreçle örtüştüğü için son iki asırda yaşanan tüm olumsuzluklar modernleşme hareketine fatura edilir. Yani tüm olumsuzluklara bu hareket sebep olmuştur diye kestirip atılır da kimse bu harekete neden ihtiyaç duyulduğunu sorup üzerinde düşünme ihtiyacı duymaz.

Bu konu üzerinde durma ihtiyacı duymam bugünlerde piyasaya henüz çıkan çok önemli bir yayın dolayısı iledir. Dört cilt halinde yayınlanan SALNAME-İ NEZARET-İ HARİCİYYE/Osmanlı Dışişleri Bakanlığı Yıllığı, (Hazırlayan: Ahmed Nezih Galitekin, Cilt: I-IV, İstanbul, İşaret Yayınları, 2003) kamu yönetiminin gelişimi üzerinde bir kez daha düşünmeye vesile oluyor. İdarede dün nerede olduğumuzu göstermesi bakımından mükemmel bir yayın.

Türk kamu yönetiminin en önemli ve temel ayağını oluşturan Hariciye Nezareti, 1836 yılında II. Mahmut döneminde kurulmuş ve bugünkü Dışişleri Bakanlığı'nın dününü temsil etmiştir. Kamu yönetiminin "bakanlıklar" temelinde örgütlenmesi ve bugünkü yapıya kavuşması modernleşme hareketinin bir sonucudur. Başta Adliye, Dahiliye ve Hariciye olmak üzere örgütlenen idarenin bugünkü yapıya kavuşması iki asırlık bir gelişmenin ve bu zaman zarfında meydana gelen idarî hizmet anlayışındaki değişikliklerin bir sonucudur.

Bakanlıklar modernleşmenin sonucu gibi idarenin ve bakanlıkların kendi örgüt yapılarını, hizmetlerini ve senelik önemli gelişmeleri topluca bir kitapta toplayarak halka ve ilgililere duyurmak için yıllık (sâlnâme, nevsâl) yayınlamaları da bu dönemin bir ürünüdür. Avrupa'da yayınlanan ilk yıllığın tarihi 1793'e kadar geri giderken bizde ancak 1847 yılında Sâlnâme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye adıyla yayınlanmış ve 1902 yılına kadar kesintisiz her yıl tekrarlanmıştır.

İdarenin bütününü ele alan yıllığın yanında belirli bakanlıkların da yıllıklar yayınladıklarını biliyoruz. İşte bunlardan en önemlisi Hariciye Nezareti'nce yayınlanan yıllıklardır. Yukarıda belirtilen yayından öğreniyoruz ki Osmanlı döneminde Hariciye Nezareti 1885, 1889, 1900 ve 1902 olmak üzere dört ayrı yıllık yayınlamıştır. Her birinin içeriği birbirinden bazı farklılıklar taşımakla beraber genel olarak Osmanlı Hariciyesi ile ilgili her türlü temel bilgileri içermektedir. Hariciye nazırların hal tercümeleri, o dönemdeki elçiler, konsoloslar, elçilikler, burada çalışanlar, bakanlık merkez teşkilatı, Türkiye'deki yabancı misyon heyetleri, dünya siyasi yapısı, iktidardaki henadanlar, Osmanlı Devleti'nde görev yapan yabancı elçiler, Osmanlı Devleti ile yabancı devletler arasında imzalanan antlaşmaların özetleri... gibi pekçok tarihi bilginin yer aldığı Sâlnâme-i Hariciyye, idare tarihimizin vazgeçilmez temel kaynağı niteliğindedir.

Biz hafızası zayıf bir milletiz. Geçmişe fazla itibar etmiyoruz. Ancak bugün kamu yönetimini yeniden yapılandırabilmek için nereden nereye geldiğimizi bilmemiz gerekiyor. Devrimciliği bir ilke sanan toplumlarda "devamlılık" konusunda ciddi sıkıntılar var ve geçmiş hep mahkum edilmektedir. Ancak bunun bir toplumsal hastalık hali olduğu artık biliniyor. Neylersin ki dünü bilmeden bugünü anlamak mümkün olmuyor.

Yirmiye yakın Uluslararası İlişkiler veya Kamu Yönetimi bölümlerinden hiçbirisinin gerçekleştiremediği bu eşsiz çalışmayı Ahmet Nezih Galitekin'in gerçekleştirmesi ve bunu İşaret Yayınları'nın yayınlaması her türlü takdire layık bir çabadır. Üzücü olan ise böylesine temel bir eserin ne ilgili bakanlıkta, ne de idare ve bilim dünyasında gerekli yankıyı görmemiş olmasıdır. Basın dünyasının bazı kişilerin yatak odalarını ve takbih edilecek ilişkilerini toplumsal geçmişimizden daha çok merak etmektedir. (Bilgi için: 0212. 5191728)


23 Eylül 2003
Salı
 
DAVUT DURSUN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED