AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Yanlış gerekçeler

Başbakan Tayyip Erdoğan Meclis'teki çoğunluğunu Irak'a asker gönderme konusunda sonuna kadar zorlamak niyetinde. Dün Kanal 7'de kendisiyle söyleşirken, "Partide herkes fikrini söyleyebilir, ancak sonunda çoğunluğun dediğine uyulmak şartıyla" dedi. Ak Parti milletvekillerinden çoğunun "Askerlerimiz Irak'a gitsin" görüşüne sıcak baktığına inanıyor başbakan... Dahası, 1 Mart tezkeresinin akamete uğramasının, Türkiye'yi, şu sırada ABD ve İngiltere'nin Irak'ta düştüğü felâketten kurtardığı görüşünü tartışmaya da yanaşmıyor...

Ak Parti yönetimi sonunda kendilerine ağır bir siyasî fatura çıkartabilecek Irak mâcerasına atılma konusunda neden bu kadar istekli olabilir?

Bunun biri iç diğeri dış dinamiklerle ilgili iki sebebi olduğu anlaşılıyor. İç dinamik, Başbakan Erdoğan'ın Türkiye ile Irak halkları arasında kurduğu 'bağ' ile ilintili. Türk askerlerinin komşu Irak'a işgalci bir güç olarak gitmeyeceğini samimi olarak düşündüğü gibi, Iraklıların da, işgalin getirdiği sıkıntıları ortadan kaldırmak ve eksikliği hissedilen temel ihtiyaç maddelerini götürmek üzere ülkelerine gelen Türk askerlerine sahip çıkacağına inanıyor...

Dış dinamik ise daha karmaşık. Irak'taki gelişmelerde etkili olmak için 'şimdi' orada bulunmak gerektiğine ikna edilmiş Başbakan Erdoğan. Programda, bize, Birleşmiş Milletler (BM) bir karar aldığında, bunun, Irak'a komşu ülkelerin ellerini-kollarını bağlayacağını söyledi. Fotoğrafın dışında kalmamak için, hiç vakit geçirmeden Irak'a gidilmesi gerektiği düşüncesinin kaynağında bu mülâhaza yatıyor...

Bu değerlendirmeler, savaş ve sonrasında yaşananları yakından izleyenlerin kolayca tespit edebileceği gerçeklere pek uymuyor.

Bugün bildiğimiz şu: Irak'a giden yabancı birliklerin kimlikleri, hatta niyetleri o kadar önemli değil; esas önemli olan o kimlik ve niyetlerin Iraklılar tarafından nasıl algılandığı... Amerikalılar, savaş öncesi hesaplarında, onları kanlı bir diktatörden kurtarıp ülkelerine huzur ve demokrasi götüreceklerine göre Iraklıların kendilerini sevinçle bağırlarına basacaklarını öngörmüşlerdi; kurşunla, bombayla, intihar saldırılarıyla karşılandılar... Ülkelerindeki yabancı orduların varlığını 'işgal' olarak niteleyen Iraklıların Türkiye'ye farklı bir muamele yapacağına dair bir emare ortada görünmüyor...

Önceki tezkere tartışmaları sırasında da, bazıları, paylaşım masasında yer alabilmek için ABD'ye fiilî destek verilmesi gerektiğini ısrarla iddia etmişlerdi. BM kararından önce Irak'a girilmesini arzularken, Başbakan Erdoğan, o tezin etkisinde görünüyor. Oysa, pek çok ülke asker göndermemiş olsa da, ABD istediği için Irak'ta bulunmayı görev bilmiş ülkeler çıktı. Ancak, o ülkelere ayrıcalıklı davranıldığını, bir masa etrafında liderlerinin görüşlerine başvurulduğunu ne gördük, ne de duyduk. İspanya başbakanı Aznar, savaş öncesi, Azur adalarındaki zirveye çağrıldı, o kadar... Tersine, ülkelerini Irak mâcerasına sokan hemen her ülkenin iktidarı sarsıntı geçiriyor. Başbakan geçmişe dönük tahminlerde bulunmak istemese de gerçek ortada: 1 Mart tezkeresi geçse ve Türkiye askeriyle Irak mâcerasına katılsaydı, bugün AKP iktidarıyla ilgili hesaplar çok farklı bir düzlemde yapılacaktı... YSK kapısından dönen 'seçimi yenileme tezgâhı'nın askerini Irak'a göndermiş Türkiye'de meydana geldiğini bir düşünün...

Kendisine yönelttiğimiz sorulardan edinilen izlenim, önemsediği bu iki gerekçeye dayanarak, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Irak'a asker gönderilmesinden yana olduğu... Dillendirmediği, ancak zihninde önemli bir yer işgal ettiği anlaşılan bir başka gerekçe de, Türk-Amerikan ilişkilerinin aksi halde zedeleneceği endişesi olmalı. Oysa, 1 Mart'a kızan ve öfkelenen Amerikalılar bile, Irak'ta başlarına ne dert açtıklarını görünce, Türkiye'ye hak, Türk-Amerikan ilişkilerine de daha fazla önem verir oldular... Irak'a asker göndermemiş Türkiye, askerleri Irak'ta kurşunlara hedef olan pek çok ülkeden daha fazla iş üstleniyor Irak'ta...

Son bir gerçek: ABD'yi Irak'a sokan 'savaş lobisi' Washington'daki gücünü hızla yitiriyor; öyle olmasaydı, dün, Suriye'yi, İsrail uçakları değil ABD uçakları vururdu.


6 Ekim 2003
Pazartesi
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED