|
|
ZEKERİYA GÜLÜN
FAZLA KİLOLARA BİTKİSEL ÇÖZÜM Bitkisel yöntemler, kadınların başta gelen sorunlarından olan fazla kilolardan kurtulmanın en ekonomik ve sağlıklı yollarından biri. Papatya, mersin yaprağı, sinameki, defne yaprağı, biberiye ve funda yaprağından elde edilen özel 'zayıflama macunları' ile birkaç ay içinde zayıflamak mümkün. Bu karışım, vücudun protein dengesini koruyarak, aşırı kiloların verilmesini sağlıyor. Kadınların bir diğer derdi selülitle başa çıkmanın en pratik yolunu da 'doğal' yöntemler oluşturuyor. Zambak, yasemin, nane, anason, lavanta, limon, jojoba, rezene, biberiye, keten, ardıç, buğday, susam ve portakal karışımından elde edilen macunla selülitlerinizden kurtulabilirsiniz. Sağlıklı beslenerek güzelleşin
Sağlığınız için balık, yumurta, et ve peynir gibi proteinli besinleri tüketin.
Pürüzsüz ve lekesiz bir cilt için kahvaltıda bir bardak taze portakal ya da greyfurt suyu için.
Dişlerinizin çürümesini engellemek için şekerli yiyceklerden uzak durun,
Havuç, kereviz, fındık, fıstık, peynir yemeye özen gösterin. En önemlisi bu yiyecekleri kilo almak için değil, daha güzel ve sağlıklı olmak için tüketin. Güzelleşmek için sağlığınızı riske atmayın Makyajda aşırıya kaçtığınzda, kozmetik ürünlerde bulunan 800'den fazla zararlı kimyasal maddeye maruz kalabileceğinizi aklınızdan çıkarmayın. ABD Ulusal Mesleki Güvenlik ve Sağlık Enstitüsü, kozmetik ürünlerde kullanılan 2 bin 983 kimyasal üzerinde yaptığı araştırmada, bunların 884'ünün zehirli madde içerdiğini belirledi. Aynı araştırma, bu maddelerden 774'nün yüksek derecede zehirlenmelere, 146'sının tümörlere, 218'inin üreme bozukluğuna, 314'ünün biyolojik mutasyona ve 376'sının ise deri ve göz rahatsızlıklarına neden olduğunu da ortaya koydu. Sözkonusu araştırmaya göre kozmetikler, kansere, alerjik reaksiyonlara ve doğum kusurlarına da neden olabiliyor. Bütün bu risklerden arınmanın en kolay yolu ise, güzelleşmenin doğal ve bitkisel yöntemlerine başvurmak. DEPRESYONA KARŞI BİR FİNCAN KANTARON
Antik çağlardan beri yara, yanık gibi deri lezyonlarında, mide ve bağırsak hastalıklarının tedavisinde etkin olarak kullanılan kantaron otundan, son yıllarda antidepresan özelliği nedeniyle orta ve hafif şiddetli depresyonların tedavisinde de yararlanıldığı bildirildi. Eski çağlardan beri şeker, kronik romatizma, mide-bağırsak, bronşit hastalıkları ve soğuk algınlıklarının tedavisinde kullanılan otun, "parazit düşürücü'', antiseptik ve yara iyileştirici etkisinin bulunduğunu söyleyen Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Kaçar, otun içeriğindeki "Hypericin'' adlı maddenin, antidepresan özelliğinin bulunduğunu anlattı. Avrupa'da son yıllarda hafif ve orta şiddetli depresyonların, stres, uykusuzluk, anksiyete gibi günlük yaşamı olumsuz etkileyen rahatsızlıkların tedavisinde başarıyla kullanıldığını dile getiren Dr. Kaçar, bitkinin mutluluk hormonu olarak adlandırılan "seratonin''in yanısıra vücudun kendini iyi hissetmesi için gerekli olan "dopamin'' ve "norepineprin" hormonlarının salgılanmasını da yan etkisiz olarak teşvik ettiğine dikkati çekti. Kantaron otunun genellikle çay olarak tüketildiğini söyleyen Dr. Kaçar, günlük bir fincan tüketilmesinin yeterli olduğunu, aşırı içilmesi halinde özellikle açık tenli kişilerde ışığa karşı duyarlılık, ciltte kızarıklık, döküntü gibi yan etkilerin olabileceği ikazında bulundu.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Arşiv Bilişim | Dizi | Karikatür | Çocuk |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |