|
|
Bahçeli MHP'yi yumuşattı Aytekin Yıldırım, Bahçeli'nin erkek egemen bir parti olan MHP'yi yönetme gücü gösteremediğini ifade ederek, "Sayın Bahçeli nazik, iyi bir insan ama, liderlik kabiliyetine sahip değil; MHP'yi yumuşattı" dedi
Ülkü Ocakları ilk genel başkanı Aytekin Yılmaz, MHP'nin yüzde 40 oy potansiyeline sahip olduğunu belirterek, 12 Ekim'deki kongrede genel başkan olduğu takdirde MHP'yi tek başına iktidara taşıyacağını iddia etti. Devlet Bahçeli'nin Başbakanlık fırsatını elinden kaçırdığını ve aldığı oy desteğini heba ettiğini belirten Yıldırım genel başkan seçilmesi halinde Ali Güngör, Enis Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu gibi MHP'nin duayen isimlerinin itibarlarının iade edileceğini söyledi. Sadi Bey, Sezer için harcandı Yeni Şafak'a konuşan Yıldırım, Bahçeli'nin erkek egemen bir parti olan MHP'yi yönetme gücü gösteremediğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Sayın Bahçeli nazik, iyi bir insan ama, liderlik kabiliyetine sahip değil. Ülkücüleri beklemedikleri bür büyük hüsrana uğrattı. Hizipçilik yaptı, tabanı tam manasıyla kucaklayamadı. Sadi Somuncuoğlu'nu Sezer için, Ali Güngör'ü MHP'ye hakaret eden Rahşan Ecevit için, Enis Öksüz'ü de IMF'in tahsilatçısı gibi davranan Kemal Derviş'e feda etti. Abdulhaluk Çay, Türk Dünyası Kurultayı'nı topladığı için partiden kovuldu. Sadık Yakut ve Kürşat Tüzmen küstürüldü. Çok sayıda milletvekili incitildi. Bahçeli döneminde Türkeş'i unuttuk, hocamız Ecevit oldu. Geçen gün Ecevit, 'Bahçeli MHP'yi yumuşattı' dedi. Doğrudur. Bırakın yumuşamayı, MHP temellerinden sarsıldı." Başbakanlık fırsatını kaçırdı Alparslan Türkeş'in vefatından sonra ülkücülerin elele vererek MHP'yi iktidara taşıdıklarını ifade eden Yıldırım, "O dönemde Ramiz Ongun da Devlet Bey'i destekledi, yanlış yaptı. İlk kovulan Ramiz oldu. Ona, 'Bahçeli ile olmaz; BBP'yi, Tuğrul Türkeş'i bir araya getiecek bir ortamı oluşturalım' dedim. Olmadı" dedi. Devlet Bahçeli'nin hükümet kurulmadan bağlayıcı beyanat verdiğini belirten Yıldırım, "Bahçeli, 'FP dinlensin' dedi. Maalesef Bahçeli başbakanlıktan kaçmıştır, bu tarihi fırsatı heba etmiştir" diye konuştu. Derviş'in oltasına geldi Bahçeli'nin ikinci büyük hatasının "Kemal Derviş'in erken seçim oltasına gelmek" olduğunu anlatan Aytekin Yıldırım, şöyle devam etti: "Derviş, bu hükümetle işlerin iyi gitmediğini, erken seçimin iyi olacağını söyledi. Deyim yerindeyse denize olta attı; yemi kapan da Bahçeli oldu. Bursa Kocayayla'da erken seçimi ilan etti. Kimseye danışmadı. On gün önce Koray Aydın'la konuştum; 'erken seçimden kimsenin haberi yoktu' dedi. Bahçeli'nin bu hatası felaketine sebep oldu. 3 Kasım günü 'ben bırakıyorum' dedi. Ama aradan bir yıl geçti. Bu süre zarfında tasfiye hareketi yaptılar." Kollektif yönetim çağrısı Ülkücü camianın önde gelen isimlerine seslenen Yıldırım, "Kolektif yönetim çağrısı yapıyorum. Ali Güngör, Sadi Somuncuoğlu, Ramiz Ongun, Koray Aydın, Muhsin Yazıcıoğlu dahil bir konsey kurulabilir. Partiyi bu şekilde yönetebiliriz" dedi. Merhum Türkeş'in emriyle Dev-Genç ile barış yaptık "1970'de üniversitelerdeki şiddeti önlemek için Türkeş'in talimatıyla Dev-Genç ile hücre evinde gizli bir "barış anlaşması" yaptım. Ancak cuntacı subaylar bunu sabote etti. 1970 Şubatında Dev-Genç Genel Başkanı Atila Sarp'la Ankara'da gizli bir barış görüşmesi yaptım. Rahmetli Türkeş beni çağırdı, "biz olay istemiyoruz, gidin görüşün, barış yapın. Kim bunların başkanı?" dedi. "Atila Sarp" dedim. "Hemen bulun ve görüşün" diye emir verdi. Bizi tanıyan ılımlı bir solcu arkadaş vardı, onunla haber gönderdik. Atila Sarp Ziraat Fakültesi'nde, ben de SBF'deyim. İki gün sonra haber geldi. "Yalnız gelirse kabul ederiz" demişler. Seyranbağları gecekondu kesiminde bir eve çağırdılar. Hücre eviydi. Yanıma rahmetli Fahri Çiltemur'u aldım. Gittik. 15-20 kişi vardılar. "Neden yalnız gelmedin" dedi Atila... "Siz de 15-20 kişisiniz, bana bir şey olursa hiç olmazsa cesedim açıkta kalmasın" dedim, güldüler. Kıştı, kar yağıyordu, bir teneke soba vardı, sabaha kadar yaktık, çay içtik yemek yedik, müzakere ettik. Aslında biz 1969'dan itibaren böyle bir karar aldık, ama olayları önleyemedik. Ortak bir miting kararı aldık, sloganları dahi belirledik. "Kahrolsun Amerika, Kahrolsun Rusya... Çin..." "Bağımsız Türkiye" ortak sloganımız olacaktı. O gece Atila ağladı, bir iki arkadaşı ölmüştü. Ruhi, "ben de ülkücü olurdum Dev-Genç'e girmeseydim, niye ayrı tutuyorsunuz bizi" dedi. O gece duygulu anlar yaşandı. Ailelerini, fakirliklerini anlattılar. Barışı teşkilatlara duyurduk, bizim kesimde sevinçle karşılandı. Bazı sol gruplar karşı çıktılar. Ne yazık ki mitingi yapamadık. Cuntacılar sabote etti Barış, bir iki küçük hadise dışında iyi gitti. Sonra anladık ki emir komuta bunlarda değil. Olay Atila Sarp'ı, Dev-Genç'i aştı. Ordu içindeki cuntacı bir grup denetimi ele geçirdi, anlaşma bozulmuş oldu. 12 Mart'ta 9 Martçılar tasfiye edildi, bir sürü genç telef oldu. Anlaşma devam etseydi, bu arkadaşlar ülkeye faydalı olurlardı. Bir çoğu iyi niyetli, ülkelerini seven insanlardı. Mustafa Kemal Çamkıran, Ruhi Koç ve Vanlı Sebahattin isimli biri de vardı. Mustafa ve Ruhi ile yıllar sonra karşılaştık, sohbet ettik. Ülkü Ocakları ihmal edildi "Bizim Ülkü Ocakları fikir kulübüydü ama teröre kurban gitti bu fikir. Ben başkanlığı bıraktığımda 22 yaşındaydım. Ülkü Ocakları yeniden yapılandırılmalı. Tasfiye edemeyiz, Türkeş Bey'in hatırasıdır. Ocak yönetimi, daha önce genel başkanlık yapmış, İbrahim Doğan, Muhsin Selahattin Sarı, Ali Güngör, Erol Kılıç, Ramiz Ongun, Mustafa Verkaya, Abdullah Kederoğlu, Lütfü Şahsuvaroğlu gibi isimleri ocağa davet ederek, şükran plaketi vererek jest yapabilirler, birlik ve beraberlik mesajı verebilirlerdi. Ben bunu teklif ediyorum." Avantacı oldular "Benim başka bir partiden adaylık başvurusunda bulunduğumu söyleyenler Bahçeli'nin yanındaki isimlere baksınlar. Yaşar Okuyan, İsmail Köse, Sabahattin Çakmakoğlu, Murat Sökmenoğlu, Tunca Toskay nereden geldiler? Geçmişinde ülkücülük ile bağı olmayan Mithat Melen, ne yazık ki Mehmet Gül, Mustafa Verkaya, Ahmet Çakar gibi isimlerin önünde İstanbuldan birinci sıra milletvekili adayı yapılmıştır. Ülkü Ocakları ile sorunum yok. Benim sorunum ocakları menfaat şebekesi haline getirenlerle. Menfaatçilik, çıkarcılık, fırıldaklık, ürkeklik, rüşvet ve avanta Aytekin Yıldırım'a yaklaşmadı ama MHP'yi tarihi rakibi Ecevite teslim edip ihale takipçiliği yapan avantacılara yakışmıştır." ABDULLAH MURADOĞLU
|
|