|
|
'Gürel ile hiç anlaşamıyoruz' Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel, sizi, "Gereksiz bir telaş oluşturmakla" suçluyor ve AB üyeliğinin daha sonra da olabileceğini, Aralık'ın kaçırılan bir fırsat olmadığını söylüyor.
"AB üyeliğinin daha ileri bir zamanda da gerçekleşebileceği, Aralık ayının bu konuda kaçırılan bir fırsat olmadığı görüşünü ileri süren herkesin açıkça milleti kandırdığını söylüyorum. Maalesef Sayın Gürel ile bu konuda baştan beri hiç mutabık olamadık. AB meselesini devamlı Kıbrıs meselesi ile birlikte düşünmek gibi bir saplantısı var. AB'nin Kıbrıs konusunda Türkiye'den birtakım siyasi ödünler talep edeceği endişesi var. Kıbrıs meselesinin Türkiye'nin AB üyeliği ile doğrudan bir ilişkisi yoktur. AB yolunda atılacak adımların Türkiye'nin hayati menfaatlerini tehlikeye atacağı yönünde endişeler var. Bunları dikkate almak zorundayız. Bu konudaki endişelerini dile getirenlere de saygı duyuyorum. Ama bütün bunlar, Türkiye'nin bu tarihi yolculuğunu engellememeli." Derviş'in karnesi kırık 2 Mart 2001'de Türkiye'ye gelen ve Türk ekonomisinin 3-4 ay içinde düze çıkaracağını söyleyen Kemal Derviş'in 17 aylık icraat döneminde, ekonomik göstergelerin daha da kötüleştiği devletin resmi verileriyle ortaya çıktı. Derviş, Ziraat ve Halk Bankası'nın eski yöneticileri hakkında hazırlanan yolsuzluk dosyalarının işleme konulmasına da izin vermedi. İşte Derviş dönemindeki gelinen tablo: 2 Mart 2001'de kişi başına gelir 2 bin 986 dolardı. Şimdi 2 bin 160 dolar. Hepimizin cebinden 826 dolar uçtu. Enflasyon yüzde 37'lerden yüzde 52'lere çıktı. Son bir yılda temel gıda maddeleri yüzde 81 zamlandı. 2001 başında çalışan sayısı 20 milyon 578 bin, işsiz sayısı ise 1 milyon 451 bin kişiydi. 2001 sonunda ise çalışan sayısı 18 milyon 467 bin kişiye geriledi, işsiz sayısı 2 milyon 335 bine yükseldi. Türkiye yüzde 9,4 küçüldü. Kişi başına milli gelir 2 bin 986 dolardan 2 bin 160 dolara, toplam Gayri Safi Milli Hasıla ise 190,1 milyar dolardan 148 milyar dolara geriledi. Binaların inşaat maliyeti yüzde 64,3 oranında arttı. Batık bankalara 24, kamu bankalarına 28 katrilyon aktarıldı. IMF'den yaklaşık 35 milyar dolarlık borç alınırken, iç borçlar da 127 katrilyon liraya ulaştı. HÜSEYİN ÖZAY
|
|