|
|
Yılmaz: Yeni bir hükümet kurulabilir ANAP lideri Yılmaz, 3 Kasım'da seçim kararını ancak Ecevit'in istifasının önleyeceğini, ancak bu durumda bir yeni hükümetin kurulabileceğini söyledi.
ANAP lideri ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, erken seçim kararının 3 Kasım olarak Meclis'ten çıkmasını beklediğini kaydederek, "Bunu önleyecek bir tek şey vardır; o da hükümetin, Sayın Başbakan'ın istifasıdır" dedi. Yılmaz, AB ve ekonomik programda uyumlu ve kararlı bir hükümet oluşturulabilirse Ecevit'in istifasının olumlu sonuç verebileceğini de ifade etti. Yılmaz, İstanbul Beykoz Konakları'ndaki evinde, CNN Türk'te "Cafe Siyaset" programına katıldı. TBMM'nin bugünkü olağanüstü toplantısında "3 Kasım'da seçim" kararının çıkacağını belirterek, DSP dışında tüm partilerin bu konuda mutabık olduğunu hatırlattı. "Bunu önleyecek bir tek şey vardır" diyen Yılmaz, şöyle devam etti: "O da hükümetin, Sayın Başbakan'ın istifasıdır. İç Tüzüğe göre, Bakanlar Kurulu istifa ettiği zaman Meclis'te herhangi bir kanun görüşülebilmesi mümkün değil. Bu süreci durdurabilecek tek ihtimal, hadise budur." Yılmaz, "Başbakan'dan bu tür bir eğilim seziyor musunuz?" sorusu üzerine, bu konuda Başbakan Ecevit ile bir görüşmesi olmadığını, niyeti konusunda da bilgisi olmadığını ifade etti. Yeni bir hükümet kurulabilir "Başbakan'ın istifasını destekler misiniz?" sorusuna, "Sayın Başbakan'ın istifası Türkiye'nin yeni bir belirsizlik döneminin başlangıcı demektir" diye cevap veren Yılmaz, ancak AB yasalarını çıkaracak ve ekonomik programı sürdürecek güçte bir hükümet oluşumunu sağlayabilmeleri halinde bu istifanın olumlu sonuç verebileceğini kaydetti. Yılmaz, "Böyle bir hükümet kurulabilir mi" sorusu üzerine de, şöyle konuştu: "Erken seçim hedefinden vazgeçmiş bir hükümetin bunu yapacağını sanmıyorum. Ama hem erken seçimi gündemine almayı hem de bunları gerçekleştirmeyi hedef almış bir hükümet kurulabilir. Türkiye'nin Kıbrıs, Irak politikasında böyle bir hükümetin oluşmasını engelleyecek ciddi görüş ayrılıkların olacağını görmüyorum." Ya 3 Kasım ya Nisan Yılmaz, erken seçim tarihi konusunda da iki seçenek bulunduğunu belirterek, "3 Kasım tarihi en akılcı tarihtir. 3 Kasım'dan sonra Ramazan başlıyor. Aralık ayı seçim için riskli bir tarihtir. Irak'la ilgili riskler de artacak. Şubat ayı da kış şartları bakımından da uygun bir ay değil. Kasım ayının alternatifi en erken Mart sonu Nisan başı gözüküyor. Nisan ayına kadar Türkiye'yi yönetecek hükümet meselesi belirsiz olduğu sürece ben Kasım'ı tercih ederim. Bu kadar zor bir dönemin güvenoyu almış, Meclis'in desteğine sahip güçlü bir hükümet tarafından götürülmesi gerekir" dedi. Komplo senaryolarında yokum MHP lideri Bahçeli'nin, "birtakım komplo senaryoları üzerine" seçim çağrısı yaptığını hatırlatan Yılmaz, bu senaryoların içinde kendisinin ve ANAP'ın olmadığını vurguladı. Hükümetin 2004'e kadar devamının mümkün olmadığını şöyle anlattı: "MHP erken seçim istedi. DSP de yarıya indi. Bu durumda 2004'e kadar desek, böyle bir hükümetten Türkiye'ye hayır gelir mi? Bu hükümet eğer bu haliyle 2004 Nisanı'na kadar devam etmeye kalkarsa Türkiye'ye yük haline gelir." Paketin bölünmesine karşıyım "AB yasaları paketi biz değil, AB Genel Sekreterliği'nde, ilgili kurumların katılımıyla hazırlandı. Bizim bu meseleyi, fazla dile getirdiğimizi, sahiplendiğimiz eleştirenlerin yapması gereken bir tek şey var. Bu meseleye bizim kadar sahip çıkmak. Ben onlara, 'bu teklifi beraber götürelim, benim önerim olarak Meclis'e gelmesin' dedim. Ama AB meselesini sahiplenmenin kendileri açısından sakınca doğuracağından endişe ettiler." "MHP, 'idam ve kültürel haklar dışındaki bölümleri ayrı paket olarak getirin destekleyelim' dedi. Başka partiler de aynı görüşü dile getirdi. Yeni Türkiye Partisi de, 'Desteklenen maddeleri ayıralım ve yasalaştıralım. Kalan bölümü de ayrıca getirin ve çıkması için çalışalım' teklifinde bulundu. Ancak, Türkiye, Aralık ayındaki Kopenhag Zirvesi'nde öyle bir siyasi irade ortaya koymalı ki, genişlemenin dışında bırakılmamalı. Bunu yapmanın yolu da MHP'nin karşı çıktığı ölüm cezası ve kültürel haklarla ilgili reformların yapılmasından geçiyor. Onun için ben birinci paketin çıkarılıp, ikinci paketin belirsizliğe bırakılmasına çok sıcak bakmıyorum." "Vatandaşlarının farklı ana dillerine saygılı olmayan bir devletin Avrupalı sayılması ve müzakere masasına oturması mümkün değil. Bu adımı atmasak Avrupalı sayılmayız. AB ile müzakere masasına oturamayız. Zannediyorlar ki, AB'ye sert çıkılırsa, iyi diplomasi yapılırsa bu eksikliklere rağmen masaya oturulur. Hayır bunlara rağmen oturulamaz." ANAP'ın oyu %5 ile %12 arasında "Bizim için yüzde 5'den başlayıp 12'ye değişen rakamlar ortaya çıkıyor. Yüzde 30-40'a kadar varan kararsız, hiçbir partiye oy vermeyeceğini söyleyen bir kitle var. Açıkça söylüyorum: 3 Kasım'da seçim yapılması iktidar partilerinin lehine değildir. Biz çok zor bir programı uyguladık. Halka büyük fedakarlık, sıkıntı getirdi, büyük tepki yarattı. Hedefimiz, bu programın semerelerini görmek, halkın çekilen sıkıntıların rahatlığını yaşamalarını sağlamak ve siyasi tercihlerini de buna bağlı olarak belirleme imkanı sağlamaktı."
|
|