T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
AB'ye en büyük sabotajı ANAP yapıyor

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın, Türk Amerikan İşadamları Derneği'nce Çırağan Sarayı'nda düzenlenen "AB Yolunda Türkiye-Avrupa-ABD ilişkileri" konulu yemekli toplantıda yaptığı konuşmayı duyunca bir kez daha şaşırdım.

Yılmaz, "Eğer Avrupa 21. Yüzyıl'ın zorluklarına pozitif katkılarda bulunacak bir global aktör olarak ortalya çıkacaksa bu değişime gerçekten de yardımcı olabilecek tek aday ülke Türkiye'dir. Ulusumuz Kopenhag Zirvesi'nde Türkiye'nin bir an önce birliğe katılımını destekleyecek olumlu bir karar alınmasını beklemektedir" diyor.

Şimdi size bir fıkra anlatacağım.

Adamın biri her gün Allah'a yalvarır dururmuş.

- Allah'ım ne olur bana büyük ikramiyeyi çıkar. Zengin olup şu dertlerimden kurtulayım.

Bu böyle yıllarca devam eder.

Aradan 40 yıl geçer. Adam yine bir sabah ellerini açarak,

- Allah'ım ne olur, büyük ikramiyeyi bana çıkar, diye dua etmeye başlar. 40 yıldır aynı sahneyi izleyen Mehdi dayanamayıp Allah'ın huzuruna çıkar.

- Allah'ım bu kulunuzun yalvarışlarını 40 yıldır görüyorsunuz. Bir iyilik edip büyük ikramiyeyi çıkarsanız. Bunca yıldır bunu hak etti, der. Allah,

- Çıkaracağım, çıkaracağım ama bir bilet almıyor ki!.. diye cevap verir.

Mesut Yılmaz'ın ki de o hesap. Her gün Avrupa Birliği'nin erdemlerinden bahsediyor ama Avrupa Birliği için gerçekten atılması gereken adımların hiçbirisini atmıyor ve davranışlarıyla "karşı cephede" yerini alıyor.

Amerika'nın eski Başkanı Bill Clinton da aynı yemekte Avrupa Birliği'nin önemini anlatıp "Türkiye'nin AB üyeliğinin faydalarının, gerekli kriterleri yerine getirirken karşılaşacağı zorluklardan kat kat fazla olduğunu" söylüyor.

Şimdi duruma soğukkanlı bir şekilde bakalım. Hükümetteki deprem piyasaları "korkulacak" şekilde etkilemedi. Çünkü ortada piyasa yok. Hazine borçlanma kabiliyetini henüz kaybetmedi. Önceki günkü ihaleyi de "az hasarla" atlattı. Az hasarla diyorum çünkü yüzde 79.9 faiz gelecek günlerde bu ülkenin başını epey ağrıtacak. Bugün "sert tepki" vermeyen piyasalar, yüksek faiz = yüksek enflasyon gereği, gelecekte belki de "yeni bir kriz" yüzünden tepe taklak gidecek.

İşte o günlerde Türkiye'nin yardımına kim gelecek? Türkiye ekonomisini işletecek mekanizmaları kim harekete geçirecek?

IMF mi? Bütçesinin yüzde 30'dan fazlasını yüksek faizle Türkiye'ye veren ve Türkiye'yi "dünyanın en borçlu ülkesi" haline getiren IMF'nin kasasından kolay kolay "ek kaynak" çıkmaz. Bizde de ne devlet ne de özel sektör yatırım yapabilecek konumda ve güçte değil. Tek çare Avrupa Birliği yolunu açıp yabancı sermayeyi ülkeye çekmek.

İşte bu noktada Mesut Yılmaz'ın ve lideri olduğu ANAP'ın hadi "sabotajı" demeyelim ama "ihmali" açık seçik ortaya çıkıyor. MHP, "1 Eylül'de Meclis açılsın, 3 Kasım'da seçim olsun" derken "Avrupa Birliği yolunu tamamen dinamitliyor." Başbakan Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcılığı'na, Avrupa Birliği konusunda, aynen, Devlet Bahçeli gibi düşünen Şükrü Sina Gürel'i atayarak AB yanlılarına "karşı darbe" yapıyor. Bu bir ölçüde "Bahçeli-Yılmaz" çekişmesinde, Ecvit'in Bahçeli'den yana tavır koymasıdır.

Bütün bu gelişmeler karşısında, ANAP ne yapıyor. Kulislere "Yılmaz bakanlara Cuma'ya istifaya hazır olun dedi" gibi söylentiler yayılıyor ki Yılmaz, liderler nezdinde "güçlü" olsun. "İstifacılarla ve muhalefetle anlaşırım ha" kozu da kullanılarak bu güç artırılmak isteniyor.

Çünkü Yılmaz AB konusunda samimi değil. Kopenhag Kriterleri'ni karşılayacak yasal düzenlemelerin yapılması gerekirken, "Ben Avrupa Birliği'ni değil hükümeti seçerim" diyerek, Meclis'i tatile sokuyor. Oysa Meclis'in harıl harıl çalışıp Ağustos sonuna kadar Kopenhag Kriterleri'ne uygun yasaları çıkarması ve uygulamaya sokması gerekiyor. Çünkü AB ülkeleri sadece yasalara değil, yasaların "nasıl uygulandığına" da bakıyorlar. Zirve için rapor Eylül, Ekim aylarında hazırlanıyor. Raporun hazırlanışına kadar yasaların çıkarılması şart. Oysa Meclis'imiz tatilde.

Eğer Mesut Yılmaz AB konusunda gerçekten samimiyse hemen Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırır ve yasaların çıkması için çaba gösterir. Yoksa gerisi laf ü güzaf.


11 Temmuz 2002
Perşembe
 
CAN AKSIN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED