T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Feodalizme karşı Abdullah Öcalan...

DSP ve ANAP terör suçlarında idam cezasının kaldırılması konusunda anlaştılar; MHP ise "Siz yasayı Meclis'e bir getirin, biz görmezden geliriz" eğiliminde...

DYP omuz verirse Apo idamdan kurtulacak.

Siz bakmayın MHP'nin gönülsüz mızmızlanmalarına, bundan iki yıl önce, "İyi bir ülkücü kin ve nefret beslemez, ülkücünün kızgınlığı 24 saattir" diyerek, Apo'nun geleceğiyle ilgili kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'den çıkacak hükme bağlayan (ve idam yetkisini Bakanlar Kurulu'nun keyfine bırakan) kararın altında yine Devlet Bahçeli'nin imzası vardı.

Ahmet Çakar isyan etmiş, Şevkat Çetin başını vuracak taşlar aramış, Nazif Okumuş dostumuz "Türkiye'nin üniter yapısını düşünen bir yapıya sahip olduğu için, idam hükmünün 'ileride' kullanılmak üzere hin-i hacette saklı tutulmasını az da olsa makul karşıladıklarını" bildirmişti ama, sonuç değişmemişti.

İdam kararı, iki yıldır, Devlet Bahçeli'nin de etkin üyeleri arasında bulunduğu Bakanlar Kurulu'nun uhdesinde tutuluyor.

Ama bu sadece MHP'nin değil, 30 bin insanın kanı üzerine politika bina ettikten sonra, bir sabah hidayetle uyanıp "Avrupa Birliği'ne giriyoruz, artık şu Kürt meselesine bir çözüm yolu bulsak gerektir" diyen konvansiyon artıklarının da sorunu...

MHP'li Köse, "Önce Apo'yu asıp Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin hükmedebileceği 10 milyon dolar tazminat cezasını ödeyelim, sonra idamı kaldırırız" diyesi...

Tabana mesaj gönderme endişesi taşıyan arkadaşlar da "Bize bırakılsa çoktan asmış olurduk, ama ortaklarımızı ikna edemiyoruz" görüşündeler.

Ama Apo asılmayacak.

Asılamaz.

Avni Özgürel dünkü Radikal'de, milliyetçiliği Öcalan düşmanlığına indirgeyenlerin Karen Fogg'un "O Kürtler'e büyük kötülük yaptı" sözündeki hikmeti ve Öcalan'ın Ankara'yla işbirliği yaparak Batı'daki destekçilerini hayal kırıklığına uğrattığı gerçeğini kavrayamadıklarını yazıyordu.

Kanaat-i naçizim de bu yönde.

Bundan 4-5 yıl kadar önce, yine Radikal gazetesinde, Apo'yla yapılmış bir söyleşi yayımlanmıştı, bilmem hatırlayanınız var mı?

O söyleşide, Apo, Türkiye'deki zinde güçlerin "dönüştürücü/modernleştirici" misyonuna övgüler yağdırıyor, hızını alamayıp "dinsel gericiliğe" ve "feodalizme" karşı ilerici çevrelerle ittifak kurabilecekleri mesajını veriyordu.

Şam'da mukim bulunduğu günlerde de benzeri mesajlar göndermiş, "asmayalım besleyelim" konsorsiyumunun güvenini kazanmıştı.

Ayrıca, ismi bir zamanlar cumhurbaşkanı adayları arasında zikredilen etkin bir general, görev süresinin dolmasına az bir zaman kala İmralı adasını denetleme ihtiyacı hissetmiş, burada bazı temaslarda bulunmuştu.

Bu temaslar çerçevesinde Öcalan'ın misafir edildiği lüks hücreye de uğrayıp, "terör örgütü"nün geleceği hakkındaki görüşlerini dercetmiş midir?

Merak...

İlginçtir, Apo İmralı'ya getirildikten sonra, basından bazı arkadaşlar, ağız birliği etmiş gibi, terör örgütünün "evcilleştirilip" dinsel gericiliğe karşı bir korkutucu kalkan, bir "sekülerleştirme aracı" olarak kullanılıp kullanılmayacağını tartışmaya başladılar.

Tam da Avni Özgürel'in yazdıklarıyla örtüşüyor.

MHP'lilerin anlamadığı, anlamak istemediği belki de bu senkronizasyon...


21 Şubat 2002
Perşembe
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED