|
|
Yakın geçmişe projektör
Beyan Yayınları'ndan çıkan 'Eşref Edib İstiklâl Mahkemelerinde/Sebilürreşad'ın Romanı' adlı hatırat, yakın dönem tarihimizde bir sayfayı daha aydınlatıyor. Yakın tarihimizin en önemli şahsiyetlerinden biri olan Eşref Edib'in İstiklâl Mahkemeleriyle ilgili anıları "Eşref Edib / İstiklâl Mahkemelerinde / Sebilürreşad'ın Romanı" adıyla kitaplaştırıldı. Tek Parti döneminin mağdur ve muzdarip aydınlarından biri olan Eşref Edib, Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşadıkları önemli olayları kendi dergisi olan Sebilürreşad'da yazmış fakat bunlar kitap olarak yayınlanmamıştı. Daha önce Eşref Edib ve Sebilürreşad üzerine çalışmalarıyla tanınan Fahrettin Gün, kültür hayatımızdaki bu boşluğu dolduracak bir çalışma yaptı ve bu önemli hatıraları herkesin anlayacağı bir dille okurların istifadesine sundu. Bu yoldakilere 'ders olsun' diye
Hatıratlar, tarih ve sosyal bilimlerinin vazgeçemeyeceği kaynak eserler olmanın yanısıra günah ve sevapları, zaaf ve kuvvetleriyle bir tür "nefis müdafaası" özelliği de taşırlar. Özellikle de yazarının hadiselerin yakın tanığı oluşu, hatıratların en cezbedici yönünü oluşturur. Hele de bu hatırat, Eşref Edib Fergan gibi İslâmcı bir entellektüelin "İstiklâl Mahkemelerinde; tek kişilik hücrelerde, ölü kemikleri ve kafatasları arasında yaşanıp da" kaleme alınmışsa, daha bir anlam ve önem kazanır. Nitekim bu doğrultuda Eşref Edib'in çile, acı, korku, ıstırap ve sevinç sürecini içeren tutukluluk günlerini ve yargılanma sürecindeki olayları anlatırken yıllar sonra yaptığı tahlilde, hatıratını "Bu yoldakilere bir ders olsun" diye yazdığını belirtir. İlk defa yayınlanıyor
1925'de başlayan Şeyh Said İsyanı sebebiyle hükümet, ilk muhalefet partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı kapatmış ve birçok gazeteciyi de tevkif ve hapsederek İstiklâl Mahkemelerinde yargılamıştı. Türk düşünce ve siyaset tarihine büyük emeği geçen Eşref Edib de tutuklanıp yargılanan bu gazetecilerin arasında yer alıyordu. 1925 Mayısında İstanbul'da tevkif olunan Eşref Edib uzun bir muhakeme sürecinden sonra 1925 Eylülünde beraat etti. Onun meşhur eseri şeklinde tanımlayabileceğimiz I. Dönem Sebilürreşad mecmuası ise, 6 Mart 1925 tarihli Bakanlar Kurulu'nun kararıyla kapatıldı.
Yakın dönem tarihimizin karanlıkta kalan sayfalarını aydınlatmak açısından önemli bir işlevi olmasına rağmen Eşref Edip'in bu dönemi kapsayan hatıratı, 1960 sonrasında "Yeni İstiklâl" mecmuasında tekrar tefrika edilmiş, ilk yayınlanma tarihinden itibaren aradan 44 yıl geçmesine rağmen her nedense bir türlü kitap halinde yayınlanmamıştı. Uzun aradan sonra Beyan Yayınları'nca basılarak okuyucuların istifadesine sunulan bu önemli eser, sadece yakın tarihimizin karanlıkta kalmış bir yönünü aydınlatmıyor aynı zamanda akıcı bir üslupla kaleme alındığı için bir roman gibi de okunuyor.
EŞREF EDİB VE SEBİLÜRREŞAD
Eşref Edib, II. Meşrutiyet'in ilanını görmüş, Milli Mücadelede Mehmet Akif'le birlikte aktif bir biçimde yer almış, Cumhuriyet'in ilanına tanıklık etmiş, Tek-Parti döneminin "zecri" koşullarına karşı ilk "dini muhalefeti" gerçekleştirmiş, demokrasiye geçiş sürecine ve sonrasına çok ciddi katkılarda bulunmuş bir isim. Özellikle de 1908'den başlayarak çeşitli fasılalarla 1966 yılına kadar çıkardığı, yazarları arasında derginin isim babası Mehmet Akif'in de bulunduğu Sırat-ı Müstakim Sebilürreşad mecmuasıyla Türk fikir, düşünce ve siyaset tarihine büyük emeği geçmiş bir şahsiyettir. İslâmcı Sebilürreşad'ın sahibi, sorumlu müdürü ve muharriri olan Eşref Edib Fergan, İstiklâl Mahkemelerine aid hatıratını, 1948 Mayısında çok partili hayata geçiş sürecinin getirdiği uygun zeminde tekrar yayınlanmaya başladığı II. Dönem Sebilürreşad mecmuasında, 1958'den 1963'e kadar, 42 bölüm halinde tefrika etmişti.
|
|
|