Muhtemelen siz de aynı hisleri taşıyorsunuzdur; belli aralıklarla aynı dini konuları tartışmaktan bana şahsen gına geldi. Belirli çevreler her dönem aynı konuları ısıtıp ısıtıp tekrar önümüze getiriyorlar; biz aynı yemeği yemekten bıktık ama onlar servis yapmaktan bıkmadılar vesselam.

Kurban bayramı geldi ya tartışma konumuz belli: Kurban kesmenin aslında bir vahşet olduğu, ibadet kasdıyla hayvanlara kıymanın hiç insani bir tarafının bulunmadığı enine boyuna irdeleniyor. Peki bu görüşü ileri sürenler sair zamanlar et yemiyor mu? Çok azı müstesna yiyor. Türk mutfağının gittikçe kebab ağırlıklı hale gelmesinin başka izahı var mı? Türkiye'de böyle de diğer yerlerde farklı mı? Ayak üstü atıştırılan yiyeceklerin ana malzemesi dünyanın her yerinde et değil mi? Pekala başka zaman vahşet olmayan hayvanlara kıymak neden sadece Kurban bayramında vahşileşiyor, var mı makul izahı? Yok!

Kurbanların özellikle büyük şehirlerde kesilme biçiminden herkes rahatsız. Ancak bu konuda bütün suç vatandaşın mı? Senelerdir merkezi ve yerel yönetimler bu ibadetin daha düzenli ve sağlığa uygun yapılması için hangi tedbiri aldılar?

Pekala et yemeyenlerin yedikleri sebze ve meyveler canlı değil mi? Netice itibariyle onların da ömürleri bizim tüketimimiz sebebiyle kısalmıyor mu? Onların dalından, kökünden koparılırken acı duymadığından emin miyiz? Bunlara verilen makul bir cevap yok. Başka hiç bir hayvan hakkı ihlalinde, söz gelimi kürk tüketiminde, zevk için yapılan avlanmalarda isimlerini duyamadığımız kuruluşlar kurban söz konusu oldu mu kendilerini kamuoyunun ilgisine ve bilgisine sunuyorlar.

Hac ile ilgili olarak da her sene aynı konuları tartışıyoruz: Bu kadar yoksul varken binlerce insanın yüzbinlerce dolar harcayarak hacca gitmesine ne gerek var? Bu tartışmayı da başka bir tatil, mesela yılbaşı veya uzun bir bayram tatili arafesinde duyamazsınız. Nedense fakirlere yardım sadece hac ibadeti dolayısıyla hatırlanır ve sadece de hacca gidenlerin vazifesidir. "Madem ekonomik sıkıntı var, bu sene turistik gezilere de çıkılmasın" teklifi muhtemelen seyahet hürriyetinin kısıtlanması kapsamına girdiği için hiç ağza alınmıyor. Sonra devreye bir tür dini populizm girer. Neden hacca gidenler kurbanlarını orada keserler, burada kesseler ya...

Ramazan dolayısıyla da beylik konularımız var; oruçla, zekat ve fitre ile ilgili olarak. Ramazan ve Kurban'ı atlattığımızda ise mesela Türk müslümanlığı gibi, Türkçe ibadet gibi her dönemin aktüel konuları var tartışılacak. Senelerdir hep aynı konuları bıkıp usanmadan tartışıyor, ancak bir arpa boyu mesafe almış değiliz.

Burada üzücü olan nokta bütün bu tartışmaların çoğu kere dinleyenleri bilgilendirmekten ziyade dini meselelerde zihinleri bulandırma, yerleşmiş bilgi ve değerleri sarsma hedefine yönelik olarak yapılması. Bizzat konuşmacılar bu maksadı taşımasalar bile tartışmaların yöneldiği hedef bu. Bu durum hem tartışmaların üslubundan hem de tartışmaya katılanların kimliklerinden kolayca anlaşılabiliyor. Daha ziyade kavga etmeye meyilli tipler bu konuların aranılan konuşmacıları.

Kurbana karşıyız ama en ciddi konuları bile reyting uğruna kurban etmeye karşı değiliz.

M.AKİF AYDIN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu