Beşiktaş'ın bu yaptığı akıllara sığacak cinsten değil.

Buna futbol adına söyleyecek pek söz bulamıyoruz. Akılsızlık mı diyelim, beceriksizlik mi diyelim, ruhsuzluk mu diyelim biz de bilemiyoruz.

Galatasaray'ın Fenerbahçe'ye yenilmesiyle başlayan moral dopingi İnönü Stadı'nda full çeken tribünlerle zirveye ulaşmıştı. Yapılan hesaplar önce farklı galibiyet, sonra da liderlik üzerineydi. Ama gelin görün ki, bu Beşiktaş'tan dün izlediğimiz gibi ne köy olur, ne kasaba.

Beşiktaş'ın iyi futbol oynamadığını avazımız çıkarcasına, söyleyip durmuştuk. Ancak Siyah-beyazlılar'ı yere göğe sığdıramayanlar dünkü hüsranın frekansını en şiddetli şekilde hissedenler oldu.

Bu Beşiktaş neden böyle, neden kazanmıyor?

İşin aslına bakarsanız, sebebi çok basit. Bu takımda forma giymek değil, malzeme taşıyamayacak adamlar var. Bunları futbolcu diye sahaya çıkartıp, bir şey yapmalarını beklemek hayalciliğin daniskasıdır.

Birincisi Ümit, ikincisi kaleci Myhre. Ahmet Dursun'a şöyle bir bakın. Futbolculuktan uzak mı uzak. İşte dünkü Beşiktaş'ta başta bu kötü üçlünün mağlubiyette hisseleri hepsinden daha fazlaydı.

Şampiyonluk hesapları yapan Beşiktaş'ın ligin ikinci yarısıyla birlikte aldığı sonuçlara bir bakın. İstanbul'da Bursaspor, Samsunspor beraberliği, Ankaragücü mağlubiyeti, deplasmanda Diyarbakır beraberliği ve zar zor kazanılan bir İstanbulspor maçı. Söylediklerimize kulak asmayanlar "Beşiktaş kötü futbol oynuyor" dediğimizde kasıt arayanlar bu çetereye bakıp biraz sıkılsınlar, biraz da utansınlar.

Ankaragücü dünkü futbola zevk kattı. Çünkü daha 1. dakikada galibiyet için oynadıkları belliydi. Her Beşiktaş atağından sonra kafalarını kaldırıp karşı kaleye gelen Sarı-lacivertliler 3 puanın sinyalini daha işin başında vermişti.

Şu Myhre'nin yaptığına bakın. Hesabı ona mı soralım, yoksa onu getirenlere mi? Kime sorarsanız sorun kaybeden yine Beşiktaş.

TURGUT KOLOĞLUGİL

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu