|
|
'Baltalı aydınlar' da caz sevmez
"Hepimiz caz düşü içinde Amerika'nın hurdahaş olmuş gerçeklerine rastladık."
Aralarında Francis Fukuyama ve Samuell Huntington gibi genlerindeki "Haçlı virüsü"nün etkisiyle medeniyetleri çarpıştırıp, "tarihin sonu"nu getirmeye heveslenmiş "kravatlı Bin Ladinler"le birlikte 60 Amerikalı entelektüel(!), Amerika'nın "öteki" tarafta bulunan insanlara karşı başlattığı savaşı destekleyen bir mektup yayınladı. Le Monde'un 14 Şubat tarihli nüshasındaki mektup, bir rivayete göre 13, diğer bir rivayete göre ise 20 sayfadan oluşuyor. Doğrusu, "kovboy aydınlar"ın başını çeken isimlerden birisinin Huntington olması bizi hiç şaşırtmadı. Zira o, günümüzde yaşayan hatırı sayılır bir Haçlı ırkçısı... Nitekim, birkaç hafta önce yine bu köşede Huntington'un da tıpkı Ladin gibi ama biraz entelektüel bir "hokkabazlıkla" tehlikeli bir senaryo yazmaya çalıştığını, Ladin kadar zeki olmasa da kravat taktığı için Ladin'e göre daha avantajlı olduğunu yazmıştık. Çünkü Huntington, NPQ dergisine verdiği bir söyleşide, "Şu anda İslam, tek tanrılı dinler arasında en az hoşgörülü uygarlık olma özelliğine sahip" diyebilecek kadar ırkçı bir "sapkınlık" örneği sergilemişti. Gördüğünüz gibi sadece Naziler değil, Naziler'in çağdaş akrabaları "kovboy kılıklı" aydınları da caz sevmiyormuş. İnsanların öldürülmesi için can atan, dünyanın "öteki" bölgelerinden parçalanmış insan vücutları bırakarak dönen Amerika'nın savaş çılgınlığını alkışlayan bu aydınların, "rock müziği" sevdikleri de söylenemez. Çünkü rock, bütün zamanlarda bir tavrın, daha açık bir ifadeyle bir kafa tutmanın ve muhalefetin simgesi olmuştur. Daha da önemlisi rock müziği, Paul Eluard'ın "Bir başka dünya var, bu dünyanın içinde" ifadesiyle ortaya koyduğu coşkuda düşgücünü hareket geçirerek, sürekli o "öteki" dünyayı keşfetmeye kışkırttı insanlığı... İşte bu heyecan ve coşku, baskılara karşı özerkliğin ve özgürlüğün sesi oldu hep... Sartre'ın ifadesiyle, "Heyecan ussal yollar tıkandığında dünyayı değiştirmede başvurulan büyüdür..." Şimdi "yeni dünya" aydınları, bırakın hayatın içindeki coşkuyu ve "büyü"yü keşfetmeyi, ellerinde baltalarıyla sefere çıkmaya hazırlanıyorlar... Amerikalı yazar Norman Mailer, "İkinci Dünya Savaşı, insanlık durumuna tutulan bir aynaydı, kendisine bakanı kör eden bir ayna" diyor. Galiba, 11 Eylül'de "yeni insanlık durumu"nu ortaya çıkaran müthiş bir ayna oldu. Yüzyıllardır bilinçaltının derin sularında gömülü duran Haçlı intikam duyguları, savaş boyaları ve baltalar eşliğinde yeniden gün yüzüne çıkarılıyor. İşin en dramatik olanı ise, savaş çığlıkları atan "gözü dönmüş" yeni Nazi taslaklarının en ön safında aydınların yer alması... Oysa bugüne kadar aydınlar hep insana ait hakların, özgürlüklerin korunması ve savaş karşıtı manifestoların altına imza atmışlardı. Özgür dünyanın talihsizliğine bakın ki, 11 Eylül sonrasında aydın olmanın yolu savaş cengaverliğinden geçiyor!.. Sizin anlayacağınız, yeni dönemde barış yanlısı aydın olmak "out", hafiften Nazi özentili, "kovboy kılıklı" aydın olmak "in..." Dikkat! Sağ köşede "baltalı" aydın var, sizi ısırabilir...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |