Her türlü neticenin Galatasaray'a yarayacağı maça her iki taraf da büyük bir stres altında başladı. Zevkli ve heyecanlı geçeceği zannedilen karşılaşmada Rüştü'nün kalesinde olmayışı Beşiktaş için büyük bir avantaj gibi görünse de Siyah-beyazlı oyuncular özellikle ilk 45 dakika içinde genç Oğuz'u hiç ama hiç rahatsız etmediler, edemediler.

Oyunun kader anı Ali Eren'in kırmızı kart gördüğü 35. dakikaydı. Muhittin Boşat, yan hakeme danışırken bir şeyler olacağı sezinleniyordu ama, hiç kimse Ali Eren'in kırmızı kart göreceğini beklemiyordu. Doğrusu isterseniz herkes gibi biz de bir şey anlamadık amma bir şey Boşat, yok yere kırmızı kart göstermezdi. İşte bu andan sonra oyunun atmosferi kızıştı. Futbolsuz ilk yarının son dakikalarında çok güzel hareketlerden sonra Serhat'ın golünü izledik. Revivo'nun bilek hareketiyle topu Ali Güneş'e geçirişi ve onun da 18'a girdikten sonra yaptığı gol ortası gerçekten seyre değerdi.

Kartal, ikinci yarıda da hiçbir farklık gösteremedi. Genç Oğuz'a gelen tek top Ahmet Yıldırım'ın ayağından oldu. Biz her zaman söylüyorduk, Daum'un aklı Almanya'da. Eğer öyle olmasa Mustafa Doğan tarafından kilitlendikten sonra bir sinir küpü haline gelen ligin gol kralı adayı İlhan Mansız dururken, Kartal'daki en çalışkan oyuncu Ahmet Dursun'u oyundan çıkarmazdı.

Bir kaç kelime de Boşat çin söyleyelim. Kırmızı kart dengesini kurmak için Ceyhun'u yok yere ikinci kartla oyun dışı ederken zannedersem Beşiktaş İnönü Stadı'ndaki herkes gibi ekranda maçı seyreden sporseverleri de hayrete düşürdü. Bir soru da Kartal yönetimine yöneltelim. Bu takımı Şampiyonlar Ligi'ne taşıyamayan Daum'la bir gelecek düşünüyorlar mı? Eğer düşünüyorlarsa bizden ikaz etmesi. Kendi sonlarını hazırlıyorlar.

HÜROL BİLAL

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu