Beşiktaş Kulübü Asbaşkanı, değerli spor adamı Avukat Levent Erdoğan, Karamürsel Yağlı Güreş Kulübü'nü kurdu. Buna çok, ama çok büyük ihtiyaç vardı, çünki, hangi amaca hizmettir bilinmez kimi kişiler, bu yarışma dalının "Yunan Kültürü" olduğunu iddia ediyor, kaynaklar birer-ikişer kuruyor.

Çok değil, 30 yıl kadar önce Kırkpınar'a Ordu'dan, Denizli'den, Adapazarı'ndan, Samsun'dan, Çanakkale'den, Balıkesir'den de iddialı Başpehlivanlar gelirdi. Adapazarlı İrfan Atan, Adil Atan kardeşler, Sezai Kanmaz, Zülküf Karabulut, Ordulu Mustafa Bük ile Davut Yılmaz, Denizlili Hüseyin Çokal, Hasan Şahin, Çanakkaleli Ülfettin Çekmece, Balıkesirli İbrahim Gümüş, Bandırmalı Ali-Hasan ve Sabri Acar, dede-baba-oğul başpehlivanlar, saymakla bitmez, Sarayiçi'nde "iz" bırakan Başpehlivanlardandır.

Şimdi elde kala-kala Karamürsel'le Antalya kaldı. Ankara'dan da Vedat Ergin'le aslen Ordulu olan Kenan Şimşek iddialılar.

Karamürsel'de geçmiş dönemlerde Parmaksız Hilmi, Altın Kemerli Başpehlivan Aydın Demir gibi as'lar yetişti. Sonra Ahmet Taşçı fırtınası başladı ve el'an sürüyor. Taşçı 9 kere Kırkpınar Başpehlivanı olmakla birlikte üstün vasıflara sahip, örnek sporculuk yanıyla yetiştiği yörenin başta gelen sembolleri arasına girdi, ün'ü kainatı sardı. Ekrem Yavuz ile Gökhan Arıcı, şimdi Ahmet Taşçı'nın izindeler.

Yıllardır birincilik kürsülerine çıkmağa çalışan Cino Mehmet Yılmaz da ihmale gelecek kişilerden değil. Avukat Levent Erdoğan, gerçek bir "Ağa" çocuğu. Kırkpınar'da Karamürsel'i temsil edecek bütün pehlivanlara birer "kısbet" armağan etti. "Doping" yaptığı iddiasıyla yaralanmak istenen Ahmet Taşçı'nın aklanmasında, daima haklı olanları savunma prensibinde olan Erdoğan'ın payı büyük. Ahmet Taşçı, Levent Erdoğan'la tanışıyordu. Başına çorap örülmek istenince, kendisine O'nun adını hatırlattım. Zaten Taşçı da bu konuda kararını vermiş imiş. Hemen O'nun yanına gitmiş, Levent Bey, Rekortmen Başpehlivan'a: "Olayı bana en küçük noktasına kadar anlat. Sonra seni tam teşekküllü bir hastanede muayene ettirerek doping ilaçları almadığına benim de kanaat getirmem gerek" demiş. Böyle de oldu ve "iftira"dan Taşçı kurtuldu.

Karamürsel Yağlı Güreş Kulübü'nün kuruluş günü bu olayda gündeme geldi. Levent Erdoğan: "İddia edilen ilaçlar değil Ahmet'e, bir at'a verilmiş olsaydı at dahi ayakta duramazdı" dedi. Levent Erdoğan'ın kardeşi Bülend Erdoğan da avukat. Önceki yıl Sarayiçi'nde Ağalık Arttırmasına da girmiş, 35 milyara kadar çıkmıştı. Karamürselliler ve Türkiye'mizdeki topyekün yağlı güreşçilerle bu kültürün silinmez tutkularıyla bezeli sporseverler, bu fedakar lideri unutmayacak.

Denizlerin derinliklerindeki balıkların, havadaki kuşların bile liderleri olduğuna göre insanlar da her konuda liderlere ihtiyaç duymuşlardır. Beşiktaş Kulübü Asbaşkanı ve Karamürsel Yağlı Güreş Kulübü kurucusu Sayın Levent Erdoğan'ı kutluyorum.

Vur davulcu

Nihayet Kırkpınar Güreşleri de kapıya dayandı. Bu Cuma, Edirne Selimiye Camii'nde okutturulacak Mevlid'i takiben Sarayiçi'nde Türk Bayrağı göndere çekilecek. Zurnacılar "tiz" perdeden çalarken, davulcular "pes" perdeden dem tutarak Cenk Havaları'nı semaya yayacak ve bu sporun meraklıları "zaman tüneli"nden geçip gelen kapışmaları izleyecekler.

Zülküf Karabulut

Hayatının 50 yılını yağlı güreşe verdi. Hızlı yaşadı, sonrasında Hacc'a giderek kendisini hayır işlerine verdi. Şimdi ayakları tutmuyor. O'nun için Kırkpınar'a gelememek ne büyük acıdır! Oğlu Koray, belki babasını Edirne'ye ulaştırabilir?

Adil Atan

Kırkpınar'da "iz" bıraktılar. Baba Hakkı Atan, evlatları Niyazi, Raif, İrfan, Adil ve Fethi Atan'a güreş sevgisi aşıladı. Fethi Atan doğduğunda, zamanın Güreş Federasyonu Başkanı Ahmet Fetgeri'nin adını verdi. Adil Atan, bugüne kadar hiçbir güreşçimizin başaramadığını (yağlıda, karakucakta, serbestte ve Greko-Romen'de) Türkiye Şampiyonlukları kazanarak tarihe geçti. Dünya ve Olimpiyad şampiyonalarında da kürsülere çıktı. Fethi Atan, Kırkpınar'da Ağa'lık yaptı. Adil Atan'ın oğlu Uğur Atan: "2008 yılında, Yaradan ömür verirse Kırkpınar Ağası olacağım" diyor. Rahmetli Adil Atan'ın Sarayiçi'nde Başpehlivanlığı kazandığı (1958) yıldan yarım asır sonra Kırkpınar'da Ağalık koltuğuna kurulmak manevi açıdan önem taşıyor.

ALİ GÜMÜŞ

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu